Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Biat toplumu
Günümüzde
kullanımdan düşmüş
gibi görünen biat
etmek deyimi, “Bir kimsenin
yönetimine, egemenliğine
girmek” anlamını içeriyor.
Sıkça dile getirilen bu söz,
“tek adam yönetimi”nin
egemen olduğu devletbirey ilişkilerinde her an
gündemde.
Şu iki alıntıda olduğu
gibi, hemen her gün
tepedekine yaranmak için
dilini biatın kirli kabına
daldıran biri gösterime
çıkıyor:
-“İmam kadrosunda görev yapan bir kişi sınava girmeden zabıta müdürlüğüne, 40 gün sonra işletme müdürlüğüne, ardından da destek hizmetlerine atandı.”
-“Bir Müslümanın, Allahu Teala’nın huzuruna götüreceği en büyük ameli CHP’ye düşmanlıktır. Bir Müslüman olarak CHP’ye karşı duruşumdan iftihar ediyorum. Dinime, imanıma, bütün mukaddesatıma kasteden CHP’ye karşı oluşum, ahirette güvendiğim en büyük amelimdir.“
Kin kusan bu sözlerin,
Allah’ı araya sokan sözde
bir din adamının ağzından
çıkması ne acı!
BİLİMİN SESİ!
Varlığını bilime adayan Prof. Dr. M. Orhan Öztürk Biat Toplumunun Ruhsal Kökenleri (Cumhuriyet Kitapları, 2022) adlı kitabında, inandırıcı olaylarla biat anlayışının toplumsal dengeyi nasıl yozlaştırdığını kanıtlıyor.
Kavramları açımlayıcı yöntemi, yalın anlatımıyla, başta gençler, her yaştaki insana düşünsel aydınlığın geniş kapısını açıyor.
“Ağaç yaşken eğilir” atasözü, çocuğa yöneltilen eğitimin öz tanımıdır.
Öztürk, bu tanımı bilimle besleyerek çocuğun iyi yetişmesini düşünenlere sesleniyor:
“Bu toplumda, insanımızın kopyacılık, aktarmacılık, aşırmacılıktan kurtulabilmeleri için çocuk yetiştirme geleneklerimizi, inançlarımızı ve din eğitimi içinde olmak üzere, bütün alanlardaki eğitim yöntemlerimizi iyice gözden geçirmek; bunların çoğunu değiştirmeye çalışmak zorundayız.”
Ancak çocuğun eğitimine
emek veren anneler
babalar, öğretmenler
yazarın önermelerini
uygulamaya sokarsa biat
kökeninden kurur:
ÖNERMELER
“Sanat, bilme merakının hem ürünü hem üreticisidir. Yeni, güzel sesler aramadan müzik yaratılabilir mi? Sözcüklerdeki sesin, anlamın, duyguların büyüsünü aramadan şiir olabilir mi? Özgün renk bileşimleri, yeni biçimler, içerikler aramadan sanat resimleri, yontuları yapılabilir mi? Bir öyküdeki, romandaki anlatım biçimi, kurgular yazarın merak duygusu ile örülmüyor mu? Çocukta merak uyandırmayan bir masal, masal olabilir mi?
Einstein, bilme
merakını küçük, narin
bir bitkiye benzetir;
bu bitkinin en önemli
gereksiniminin ‘uyaranlar
ve özgürlük’ olduğunu
söyler. Çevresinde yeterli
uyarıcıları, yani eğitim
ve öğrenme olanakları
sağlayan, özgürlüğe değer
veren ortamlarda, çocuğun
doğal yapısında zaten var
olan yeni şeyleri merak
etme, bilme eğilimi yeşerir,
olgunlaşır. Çocuğun bilme
tutkusunu ve araştırıcılığını
besleyen ortamlar, özgürce
sormaya, öğrenmeye
değer.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi