Adnan Binyazar

Din adamı

31 Aralık 2021 Cuma

Birkaç ay önce bu sayfalarda bir imam portresi çizmiştim. Bir başka imamın erdemini yansıtmak amacıyla o yazının “giriş”ini, eklemeler yaparak aktarıyorum: 

Hz. Muhammed’in sanını taşıma onuruna eren bir imam, insan soyu bir yana, gökte uçan kuşları, sularda yuva kuran balıkları, yerüstü-yeraltı börtü böceğini, gözle görülemeyecek küçüklükteki canlıları aşağılamaya kalkmaz. 

Bir imamın, kürsüde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini atıp yurdumuzda bağımsız yaşamamızı sağlayan çağımızın büyük devrimcisi Atatürk’ün düşüncesiyle yetişen insanlara Mustafa Kemal’in itleri’ demesi ne acıdır!..” 

DÜŞÜNCE YOKSUNU 

Dinsel kitaplara göre peygamber sanı taşıyan bu imam, akıl yoksunu olmalı ki kürsülere çıkıp, kendi yolunda olmayanlara, dine de töreye de aykırı adlandırmaları yakıştırıyor...

İnsan bir yana, hayvanların bile saldırganından uysalına var oluşu, doğa yasalarına bağlanmalıdır. Bilim insanları, can taşıyan yaratıklar arasında ayrımcı olmamış, akıl yürüterek onların yaşam hakkını savunmuştur. Uygar toplumlarda, yalnızca hayvanları değil, ağaçları bile güvence altına alan yasalar çıkarılmıştır. O yasaların ilk maddesi, “koruyucu olmak”tır.

Düşüncesini aklın imbiğinden geçirme erdemine erenlerin yasası da vicdanlarında yazılıdır... 

HUTBE

Kötüler türedikçe iyinin değeri daha çok artıyor. Camilerde cuma namazından önce, bayram namazlarından sonra okunan öğüt verici duayı halka sunan İmam Ergün Yıldız, o iyilerin aydın kafalı olanlarından biri: 

Yıldız’ın hutbesini olduğu gibi aktarıyorum:

“Sayın cemaat, saygıdeğer iman eden mümin kardeşlerim, 

Bugünkü hutbemizin konusu Mustafa Kemal Atatürk. Ben 57 yaşındayım. Mustafa Kemal’in rahmana eriştiği yaştayım. 57 yaşında olup kendine çekidüzen veremeyenlerin, kaldırımda yürümeyi bilmeyenlerin, bu ülkeye ağaç bile dikmeyenlerin, bir ömrü ülkesine adayarak hasta yatağından kalkıp Hatay’a giden Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e bir duayı çok görenlerin yaşadığı günümüzde Mustafa Kemal’i nasıl anlatayım!.. 

Cahilliğime verin lütfen, hangi cepheyi, hangi kongreyi, katıldığı hangi toplantıyı nasıl anlatayım!.. 

Ben Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ne kadar anlatsam eksik kalır! 

Rabbim, mekânını cennet eylesin, nur içinde yatsın...

Sarı saçlım, mavi gözlüm, Allah senden milyon kez razı olsun!..’ 

“İşte insan!” böylesine denir... 

DİN ADAMLIĞI

Din adamı, en başta kendi kutsal kitabını iyi kavramış olmalı. Bilsin ki o yolda bir bilgi düzeyine erer ise toplumda sözü dinlenir. Halka seslenirken ağzından çıkan her sözün, inancının temel ilkesi olduğunu aklından çıkarmamalı. Söylediklerinin, aydınlatıcı kılarak toplumda değer bulacağına inanmalı. Kendi insanımızla birlikte, tüm insanlığa seslenecek denli hoşgörülü bir üslup edinmeli. 

Din adamı, birtakım mantıkdışı öyküler anlatacağına, güncel sorunlara çözüm aramalıdır. Din-dil-ülke-etnik köken ayrımı yapmaktan kaçınmalı, karşısındaki inançsız da olsa, din adamlığına onu aydınlatmak düştüğünü ilke saymalı. Seslendiği insanlarla kaynaşmak isteyen din adamının aklı gerilerde değil, hep ilerilerde olmalı. İnsan, bilmek için var olmuştur. İlerleyerek bilinene yenileri katılır. Bilgiye yenilenmeyen bilgiler kültür ortamında gelişimi durdurur. 

Dinsel bilgilerin yerinde çakılıp kalması, onların evrensel bilgiden kopmasına yol açar. Dinler, başlangıçta, insanlığa düşünmenin yolunu açmak için yayılmıştır. O nedenle bilgi donanımlı din adamları, inancı hurafelerden arındırma yolunu seçmelidir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları