Adnan Binyazar

Gazi'ye Törenin Düşündürdükleri...

19 Kasım 2008 Çarşamba

Bu yıl 10 Kasımda, dili Atatürk demeye başlayandan seksenlik yaşlıya, başörtülü kadından saçı açığa, öğretmenden öğrenciye; topluluklar, ulu önderlerine duydukları inancın sevinciyle ağladılar.

Her damla gözyaşı, Atatürke duyulan özlemin göstergesiydi.

Daha önce saygı duruşunasap gibi dikilme diyen Başbakan halkın bu sevgisi karşısında ağzını ölçülü tutmak zorunda kaldı.

Dine sığınıp dini kirletenlerin yazarlık yaptığı basın organlarının dışında, medya, sorumluluğunu yerine getirdi.

Medyanın 12 Martlara, 12 Eylüllere karşı başlattığı savaşım unutulmamalı.

Ali Kırcanın Atatürk devrimlerini yorumlayan programı ise, her düzeydeki basına iyi bir örnek oldu.

***

Aramızdan ayrılan son Gazi Mustafa Şekip Birgöle devlet töreni düzenlendi. Kanal D sunucusunun deyimiyle,devlet töreni, millet törenine dönüştü”.

Törene yüreğini katan halk, devlet-millet sargınlığına duydukları özlemle Gazinin çevresini sardılar.

Gazi Birgöl son yolculuğuna pencerelerden yağan çiçeklerle uğurlanırken caddeleri karanfil kokusu sardı. Her çiçekte, her kokuda Mustafa Kemal Atatürkün ruhu dolaşıyordu.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ halkın arasında kurtuluşa, kuruluşa, devrimlere, Atatürke, çağdaşlığa, vatan toprağına, şehitlere, gazilere selam duruyordu.

***

Elli yıldan bu yana Türkiye, dinci iktidarların yozlaştırmasıyla bir değerbilmezler ülkesi oldu. Bu 10 Kasım, değerbilmezlerin karşısına yüz binlerce değerbiliri çıkardı.

Yetiştirdiği değerler, kuşkusuz bir topluma erdem kazandırır. Asıl erdemse, halkın, o değeri tarihsel yerine oturtmasıdır. Bu da bilgiyle, toplumsal ahlak duygusuyla oluyor. Bundan yoksun toplumlar, dinciliğe bürünmüş bilgisizliğin, değerleri nasıl kirlettiğini düşünemiyorlar.

10 Kasım coşkusu, Atatürkü devrimleriyle anlamanın, kişinin, kendini çağdaş değerlerle donatmasına bağlı olduğunu da göstermiştir. Bu olmadıkça, Türkiye demokrasiyi de, laikliği de içine sindiremeyecektir. Oysa demokrasi ve laiklik, Türkiyenin varoluşunda iki temel kavramdır.

Bugün, bu kavramların dibini -açık ya da örtük-, oymak isteyenler, Türkiyeyi yıkıma götüreceğini düşünme yeteneğinden yoksun kişiler arasından çıkıyor.

Acı olansa, onların devletin en sorumlu yerlerinde bulunmasıdır!..

***

Server Tanilli, cuma günkü yazısında, toplumdaki değişimin, demokrasiyi bir çürüyüşten çekip alacağı, onu, gerici güçlerin bir oyun alanı olmaktan çıkaracağı ve laik Cumhuriyeti nicedir yüz yüze geldiği bir tehlikeden kurtaracağını ileri sürüyor.

Demokrasi ve laiklik savunucusu Tanillinin bu yorumunu aydınlık günlere ereceğimizin muştusu saymalıyız.

***

Tanilli, yazısının sonunda bu yoldaki görüşlerini şöyle bağlıyor:

Öte yandan, bütün sorun, halkın da bunların bilincine varmasındadır. Bu ne kadar çabuk olursa, demokrasi de o kadar çabuk rayına oturmuş olacak; ve geleceğin aydınlık Türkiyesine uzanan yollar bir an önce açılacak. Özetle, bir yol ayrımına varmıştır Türkiye...

Bu 10 Kasımda belirginleşti bu; Türkiye adım adım, bir yol ayrımına doğru ilerliyor.

Yol ayrımı kavramı, ülkeyi karanlığa boğmaya çalışanların, kendi karanlıklarında boğulacağının sinyalini de veriyor.

binyazar@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ağıt toplumu 13 Aralık 2024
Anılar yumağı 6 Aralık 2024
Fotoğrafı buzlamak 29 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları