Adnan Binyazar

Gençler...

08 Nisan 2022 Cuma

Victor Hugo yaşlılık yıllarını dile getirdiği “Boaz Uykuda”  şiirinde “İnsan genç olunca, yeniden başlayan her gün zaferle doludur” der. Şiirin gerçeğini kavradığımda yatakhanenin ölgün ışıkları altında Shakespeare’in Romeo ve Juliet’ini okuyan bir Köy Enstitüsü öğrencisiydim. Romeo ile Juliet arasında geçen konuşmalar rüyalarıma giriyordu:   

Romeo, sevgisini “Kutsal ayın başı için yemin ederim!” diye anlatıyor, Juliet’in “Sakın ay üzerine yemin edeyim deme, her gece gökyüzünde biçim değiştiren kararsız aya benzer sonra senin de sevgin!” sözü, yüreğime sevgi tohumları serpiştiriyordu.  

Gençlerimiz, kitaplarda erdemli sözleri okuyup belleğine yerleştirdiği dönemler de yaşadı. 

SEVGİSİZLİK      

İnsanı yaşama bağlayan sevgidir. Görsel-işitsel-yazınsal yaratıların içi de sevgiyle donatılır.

Çocuk ilk sevgiyi canından “can” yaratan annesinde yaşar. Anne sevgisi, zamanla başka varlıklara yönelir.   

Çağımızın sevgisiz gençlerinin çoğu, sevme-sevilme duygusundan yoksun büyüdüğünden, duyguları giderek kabalaşıyor. Öyle olmasa, deli gibi âşık olduğu sevgilisinin yüzüne yakıcı maddeler atıp ona hayatı zindan edecek barbarlar türer miydi?   

MUTLULUK ARAYIŞLARI

Sevgi damarları kuruyan kafa, artık beyni çıkarılan kemik yığınıdır. Kemik kafalıların tek amacı da ancak kendini iyi para getirecek bir işe yerleştirmek oluyor.  

Öyleleri, Shakespeare’in Fırtına adlı oyununda, “Ey çağımızın fahişesi” dediği paraya kendini satanlar, onun kölesi olarak yaşar, ona yaşamak denirse.  

Parayla beslenen gençler de çalışanların otuz yıllık emekleriyle aldığı maaşın birkaç katını alırken utanç duymaz.

Sahi, gazetelere her gün konu olan “çok maaşlılar”ı da bozuk düzen yaratmadı mı?

UMUT KIRIKLIKLARI      

Biri politikacı, biri işadamı, İYİ Parti’den Yavuz Ağıralioğlu şu sözleriyle uyarıyor toplumu:  

“Torpil, adam kayırma, adaletsizlik gibi olayları bizzat yaşayıp hevesleri yıkılan bir nesil var. Onlara gelecek planlarını Türkiye’de gerçekleştirme imkânı vermezsek hepsini kaybederiz! Toplumda ortaya çıkan eşitsizlikler, böylece gençlerimizin ülkemize yönelik beklentilerini de etkiliyor. Türk tarihinde ehliyet ve liyakatin en çok örselendiği dönem yaşanıyor ülkemizde. Yurtdışına çıkma hayalleri kuran bir gençliğe, gelecek planlarını ülkemizde gerçekleştirme imkânı veremediğimiz takdirde bir nesli daha kaybedeceğiz...”  

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un uyarısı da şöyle:  

“Yurtdışına giden gençlere ilişkin, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bütün ümidim gençliktedir’ sözünü aklımızdan çıkarmadan gençlerimizi anlamak, kendileri açısından hiç de kolay olmayan bu yolu neden tercih ettikleri üzerinde etraflıca düşünmek gerekiyor.”

ÇÖZÜM

Geleceğini kuran genç, devrimcidir, yenilik arayıcısıdır, bozuk düzenlerin de eleştiricisi olmuştur. 

Seçkin sanatçıların, ölümsüz yapıtlarını gençliklerinde ortaya koyup toplumlarına yeni gerçeklerin yolunu açtığı, genç beyinlere kazınmalıdır.   

Devlet yönetimini üstlenen politikacılar, bürokratlar, kimi bilim insanları suçu birbirlerinin üstüne atacaklarına, Atatürk’ün, ülkemizin geleceğini emanet ettiği gençleri esenliğe erdirmenin yollarını aramalıdır. 

Ekonomik gidişin her gün toplumu umutsuzluğa sürüklediği, paranın değer yitirmesi, pahalılığın doruklara vardığı bu dönemde gençlerin, geleceklerini yurtdışına bağlamalarının önünü almak onların temel görevi olmalıdır. 

Daha da önemlisi, gençler de karar verirken yeryüzünde yurdundan daha sıcak yuvaları olmadığını düşünmelidir... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları