Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cumhuriyet’in Büyük Yalnızlığı...
Mustafa Kemal’in eseri Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar yaşadığı yalnızlık süreçleri ile, Cumhuriyet gazetesinin yalnızlık tarihi arasında büyük bir benzerlik vardır.
Mustafa Kemal Cumhuriyeti, daha kurulduğu günden başlayarak iklimlerinde yalnız bırakılır. Bu yalnızlık, genç Cumhuriyet için bir kaderdir. Çünkü Cumhuriyet, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde dünyaya gözlerini yedi yüzyıllık tarihinden modern dünyaya, sadece dipsiz bir cehaleti miras bırakmış bir imparatorluğun kalıntıları arasında açmıştır. Bu niteliği ile Cumhuriyet, onun kurucusu tarafından gerçek bir Aydınlanma Devrimi olarak kurgulanmıştır. Aynı nitelik, o Cumhuriyet’i hep trajik, yani belli bir çıkışsızlık ortamının da savaşçısı kılacaktır. Çünkü “bilimsel çağ” diye de adlandırılacak olan bir yeni yüzyılda Cumhuriyet’in tek ayakta kalabilme şansı, özündeki Aydınlanma’yı canı pahasına cehaletle ve gericilikle sürekli savaşarak savunabilmesidir.
Bu gerçek göz önünde tutulduğunda, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal’in Yunus Nadi’den kurmasını istediği Cumhuriyet gazetesinin de basın dünyasında, özellikle “basının devleri” arasında aynı trajik yalnızlığı paylaşması kadere dönüşmüştür. Öte yandan Cumhuriyet gazetesinin bu yalnızlığı, tıpkı Mustafa Kemal’in yalnızlığı gibi, seçilmiş bir yalnızlıktır. Çünkü “cehalet geleneği”nin mutlak egemenliğindeki bir ortamdan Aydınlanma’ya uzanacak köprülerin kurulmasına talip olmak, o ortamda daha en baştan en büyük ve en acıtıcı yalnızlıkları da göze almak demektir.
Yıllar önce yine bu sütunlarda çıkan “Bir Büyük Yalnızlık: Mustafa Kemal” başlıklı yazımda şu satırlar vardı: “Hayatının başlangıcından, Milli Mücadele’nin sonuna kadarki süreçte Mustafa Kemal, olaylardan yana çok zengin, serüvenlerle dolu bir hayatın sahibidir, bir savaş kahramanıdır, ama henüz trajik bir kahraman değildir. Bu hayatın bir tragedyaya dönüşmesi, Mustafa Kemal’in kendi kurduğu devletin başına geçmesiyle olur; artık o, yarattığına sahip çıkmaktan başka gidecek yolu bulunmayan bir tragedya kahramanıdır. Bu yolun kaçınılmaz yalnızlığı ise bu trajik kahramanın tek yazgısıdır ve bu yazgıyı göze almak için gerekli olan cesaret, bir zamanlar aynı kişinin Samsun’a hareket ederken veya savaş meydanlarında gösterdiği cesaretten daha az değildir…”
Mustafa Kemal’in isteği ile kurulan Cumhuriyet gazetesi, onun sağlığında da, ölümünün ardından da Aydınlanma idealine hep eşlik etti ve bu idealin basındaki en inatçı savunucusu oldu. “Büyük basın”ın ezici çoğunluğu her yıl gazetenin “satılmasını” veya “batmasını” beklerken, o, Mustafa Kemal’in Aydınlanma Devrimi ile açtığı yoldan hiç sapmadı.
Onun satılmasını isteyenlerin hemen hepsi yerlerinde kalmak, “batmamak” uğruna kendilerini satarken ve “yandaş basın” olmanın nimetler bataklığında yitip giderken, Cumhuriyet gazetesi bütün yazarlarıyla, çizerleriyle birlikte, gücünün tek kaynağını soylu bir yalnızlığın erdeminde ve okurlarında arayarak savaşımını sürdürdü…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yuvarlak ekmek alınınca evi terk etti...
- Pazara giden eli boş dönüyor!
- Uzmanlar uyardı!
- Türkiye Obezitede Avrupa Birincisi! Diyetisyen Elvan Oda
- Doğum Uzmanından gebelere uyarı!
- Turizm öğrencilerinden çarpıcı yanıtlar
- Babadan Asker oğluna duygusal karşılama
- Dikkat! Kavimler Göçü 2.0 başlıyor mu? Dr. Cenk Özatıcı
- İBB'de yeni uygulama: Ücretsiz HPV aşısı
- Milli Eğitim Bakanı Tekin'den 'mülakat' açıklaması
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü Türk mobilya şirketi iflas etti
- Okan Buruk hakkında suç duyurusu!
- En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?
- 'Çocuklarımızı okula göndermeyiz'
- Parçalanmış ceset vahşetinde gözaltı!
- Erdoğan'dan İmamoğlu'na: 'Kimse kusura bakmasın...'
- Fenerbahçe ilk transferini bitiriyor!
- 'Sen 8 uçak kullanıyorsun bu ülkede...'
- Kürsüde 'Esad ile işbirliği' çağrısı
- Bahçeli görevden aldı!