Analı, babalı, anayasalı...

15 Mayıs 2016 Pazar

Anadolu’da siyasetçi çocukları sünnet olurken davetliler tempo tutarlar: Oldu da bitti maşallah, bakan olur inşallah!
Nikâh sünnetten bir adım daha ileri; sünnette kesme var, nikâhta kıyma!
Dün gece kıyılan nikâhta damadın yakınları sessizce tempo tutmuş mudur?
Önümüzdeki günlerde yeni kabine kuruluyor.
Öteki damat bakan. Hatta başbakanlığa terfi edebileceğini söyleyenler bile var. Bu damadın başıkel mi? Üstelik iki yaş daha genç. 36 yaşında. Tahsil ve terbiyesi de yerinde.
Sümeyye kızımızın da bakan eşi olmak, protokole terfi etmek, kırmızı pasaport hakkı!..
Damat “İnsansız Hava Aracı” uzmanı bir mühendis. Belki tekniğini siyasete uygular..
“İnsansız Başbakanlık makamı” icat ederek kayınpederine ve vatanına büyük bir hizmet sunar!

***

Dinin siyasete alet edilmesine alıştırıldık.
Sıra şimdi, yargının siyasete alet edilmesinde.
Bunun için sağlam bir insani altyapımız var.
Saray’ın öteki kuzusu Bekir Bozdağ, HSYK’nin de başkanı.
Yani, yargıç ve savcıların bir nevi “işvereni!”
Bir dönem şaka yollu “Devir avukat tutma, hâkim tut devri!” diye bir yazı yazmıştık.
Koskoca Hürriyet refikimiz tuttu o yazıyı manşetyaptı. Üstüne Oktay Ekşi bir de başyazı yazdı. Ertuğrul Özkök işi daha da ileri götürdü. Bendenizi, “İçimizdeki en cesur!” diye ilan etti.
Bereket versin sayın yargıçlar, o dönem Hürriyet’i ve Ertuğrul’u fazla ciddiye almadılar. Ve Tanrı’ya şükür, bir sayın savcı da çıkıp “Gel tut bakalım, nasıl tutacaksın?!” demedi.
Ancak o “Avukat tutma hâkim tut!” yazısını AKP iktidarı pek ciddiye aldı. Anayasayı değiştirdi. Ve avukat yerine ülkenin tüm hâkim ve savcılarını topyekûn tutmaya yöneldi. Bendeniz de akıllarına karpuz kabuğu getirmiş olmakla kaldım.

***

Dinin siyasete alet edildiğine sadece cuma günleri ve Ramazan’da değil, artık 5 vakit tanık oluyoruz.
Yargının siyasete alet edildiğine ise medyanın taraf olduğu her davada görebiliyoruz. Arada Cumhurbaşkanlığı’nın açtığı hakaret davalarını saymaya ise hiç gerek yok.
MHP genel merkezi Ankara’da. Ama kurultayın kaderine hükmetmek için yurt çapında mahkemeler adeta yarış içinde.
Sivas’ın Gemerek ilçesi Asliye Mahkemesi, “Yapılamaz” diyor. Ankara 2. İcra Mahkemesi, “Yapılır” diyor. Ankara mahkemelerinin kimisi ise yapılabilir da demiyor, yapılamaz da!
Sonunda Ankara Valisi topa giriyor:
“Yapılamaz!”
Vali Bey, bilindiği üzere Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi. Kime nasıl hizmet sunacağını elbette biliyor.
Cumhurbaşkanı da öyle.
Erdoğan, zor zamanların dostu olduğunu defalarca kanıtlamış olan Devlet Bey’e yardım elini uzatmakta tereddüt etmiyor.
TBMM’de her sıkıştığında AKP’ye destek olan Bahçeli, bulunmaz ve görünmez bir koalisyon ortağı... Onun siyasi ömrünü uzatmak Erdoğan için bir tür hayat garantisi...

***

Anayasamıza göre “Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.” Ama öyle anlaşılıyor ki, asıl “vazgeçilmez” olan, partilerin genel başkanlarıdır. Ve o genel başkanların koltuklarıdır.

***

“Anayasa... Anayasa” diyerek, yıllardır hem yasaların hem de anayasanın anası ağlatılıyor.
Prof. Dr. Erdoğan Teziç bu hazin gerçeğin ışığında Anayasa Hukuku adlı kitabını gözden geçirererek 20. baskısını çıkardı.
Önceki pazar yazısında bu kitaptan söz ederken, Wikipedia adlı kaynağa dayanarak, Prof. Teziç’in, 1961 Anayasası’nı hazırlayanlar arasında yer aldığını belirtmiştik.
Her zamanki nezaket ve tevazuu ile arayıp, “Ben, sadece hazırlayanlara destek veren akademisyen grubu içinde yer almıştım” dedi.
Siyasiler anayasasız tek cümle kuramıyor. Nedenini sordum.
Kitaptaki anahtar cümleyi yineledi:
Anayasal devlet ile ‘anayasalı devlet’ ayrı gerçeklerdir. Her devletin bir anayasası vardır. Ama rejimi anayasal olmayabilir.”

***

Kuzey Kore’nin de anayasası var. Ama orayı sadece anayasalı bir devlet yapmaya yetiyor.
Bizimkinin başkanlık sevdası meyve verirse, yakında o kadar uzağa gitmeye de gerek olmayacak!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları