Çinliler Taksim'den 'Sivil İbret' Aldı

21 Haziran 2013 Cuma

“Askerin yeri kışladır” elbette. Ama “sivilleşme”nin tek çaresi de komutanları “terörist” diye zindana tıkmak değildir. Başka binlerce adım var. Ombudsmandan sivil toplum örgütlerinin gelişmesine güçlenmesine sayısız adım. Bu adımları Başkan Bill Clinton, ülkemize geldiğinde 1999’un son günlerinde milletvekillerine TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada 21. yüzyılın hükümetler, siyasetçiler ve milletvekillerinden çok, “sivil toplum kuruluşları”nın yüzyılı olacaktır! demişti. Ayakta alkışlayanlar arasında Cemil Çicek ve Bülent Arınç dahil şimdiki iktidarın birçok ileri geleni vardı. TBMM tutanakları ve TV görüntüleri bunun tanığıdır.
Ülkemiz 21. yüzyılın on yılını AKP iktidarı ile geçirdi. Ama o günlerde alkışlanan gerçeğe bu iktidar kulak tıkadı. Gezi Parkı’nda başlayan hareket özünde bir sivil toplum hareketi. İktidar bunu toplama kalabalıklarla kışkırttığı particilikle ve partizanlıkla örtmeye çalışıyor.

\n

***

\n

Çin, dünyanın yükselen öteki “süper gücü”. Çin Seddi’nin ötelerinden bu gerçeği görmüş ve duymuş. Haldır haldır bir sivil toplum örgütleri forumu oluşturuyor. Bunun için dünya çapında işbirliğine yönelmiş durumda. Ülkemizde de ilk adımı kıdemli siyasetçi, akademisyen ve yüksek bürokratlardan oluşan Marmara Grubu Vakfı ile attı. Gezi’nin biber gazına boğulduğu günlerinde Çinliler Taksim dolaylarındaydı. Divan’a komşu Hilton Oteli’nde “Çin Halkı Barış ve Silahsızlanma Birliği” ve Marmara Vakfı yetkilileri bir araya geldi. O sırada Başbakan Erdoğan, “Bu Tayyip Erdoğan değişmez!” diye en öfkeli tondaki nutuklarından birini atıyordu.
Oysa değişim bu dünyanın en ebedi ve belki de en ilahi gerçeğiydi. “Kola içmenin Amerikan uşaklığı sayıldığı Mao Çin’i” bile çoktan değişmiş ve her an baş döndürücü bir hızla değişmekteydi. Gücünü belki de bu değişimin hızından alıyor.
Yedi ay önce Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri
Xi (Şi) Cinping’i devlet başkanı seçmişti. Xi alışılmışın çok ötesinde biriydi. Bunu eşi şarkıcı Peng Liyuan bile yeterince ortaya koyuyordu. Peng, bir anlamda ülkedeki dönüşümün liberal yaşam tarzının adeta bir simgesiydi.
Çin’de muazzam sanayileşme ve kentleşme hava ve su kirliliği dahil birçok sorun yaratıyordu. Önceki sayısını Çin’e ayıran Amerikan TIME dergisi ülkenin dört bir yanında sivil örgütleri ve halkın birçok kronik soruna karşı eylem yaptığını, yürüyüşler ve protesto toplantıları düzenledğini yazıyordu. (Çin kapaktı ama Taksim’de kapağı kaldırınca görülen ilk haberdi!)
Çin sivil toplumcuları, İstanbul’a sivil örgütlenme ve sivil eylem gözlemek üzere gelmişlerdi. Ama kısmetlerine TOMA ve biber gazı eşliğinde polis eylemlerine tanık olmak düştü. Bereket kazaya belaya uğramadılar.
Umutsuz olmamak gerek. Çin’in yapıp satmadığı yok. Gezi’de sabırlı ve uygarca direnmeyi keşfeden gençlik aralarında para da toplar ve Çin’den kibirli, hoyrat ve buyurgan iktidarlara karşı, uygulamalı sivil eylem planları da satın alabilir. Ama değişim ve al gülüm ver gülüm devri hiç değişmez!

\n

Ak Bayrak!!

\n

Gezi Parkı’nda ele geçirilen “beyaz önlüğe” polis dün el koydu. Aslında bu rutin bir uygulamaydı. Ama faiz lobisi ve şer çevreler olayı anında sosyal medyada istismar etti ve beyaz önlüğün “mutfakta görev yapan bir aşçıya” ait olduğu yalanını yaydı. Oysa önlüğün “kaçak görev yapan doktorlara” ait olduğunu saptamıştı. Kaldı ki doktorlar için delil toplamaya gerek yoktu. Tedavi ettikleri, yaralarını sardıkları insan kadar geride zaten delil bırakmışlardı. Bu da tutuklanmaları için yeterliydi.
Peki önlük ne olacak? TOMA’ların camları silinebilir. Polisevi mutfağında veya revirinde kullanılabilir. Ama en doğrusu saklayıp Topçu Kışlası’nın önüne bayrak diye asmak.

\n

Halt Yemek \tKader mi?

\n

Küstah ağanın, uşağı ile giriştiği iddialaşmayı ve sonu “Peki biz bu b..u niye yedik?” diye biten hikâyeyi herkes bilir. Bilmeyenler de İstanbul’un orta yerinde, nadide bir yüzük taşı gibi duran asırlık parkla ilgili iktidarın inatlaşmasına bakarak öğrendi. İktidar parktaki ağaçları dozerlerle söktü, ülkeyi toza dumana, kargaşaya buladı. Gencecik insanların ölümüne, kör olmasına, sakatlanmasına, yaralanmasına, hapislere atılmasına yol açtı.
Şimdi de bu parka yeniden ağaçlar dikiyor ve ortalığı çiçekle beziyor. İktidardan sadece bir kişi (
Ertuğrul Günay) çıkabildi.. O da ancak çeyrek ağız sorabildi: “Peki, biz bu haltı niye yedik?”

\n

Biber gazından etkilenmeden toplanmayı başaran ÇİN – Türk Sivil Toplum Kuruluşları Forumu.

\n\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları