Gülen Kefilinin Bahar Notları

19 Eylül 2014 Cuma

Arap Baharı Kürtlere Yaradı
Dördüncü sonbahar da geldi. Ne yazık ki Arap Baharı, Arap ülkelerine vaat ettiği baharı getiremedi.
Gelemeyen “bahar”dan daha uzun süre silah tacirleri yararlanacak gibi.
Arap Baharı’nın özeti mi?
a- Bu bahar Araplara değil, bölgedeki Kürtlere yaradı.
b- Türkiye, Esad’ın iktidarda kalma yeteneğini göremeyip hata yaptı!”
Bu özet CIA’nın önde gelenlerinden Türkiye uzmanı Graham E. Fuller’in.
Gülen’e ABD’de “oturma izni” verilmesi için kefil olan ve “tavsiye mektubu” yazan şahsiyet.
ABD’nin “ılımlı İslam siyaseti”nin öncülerinden olan Fuller, bir süre önce bir kitap yayımladı:
“Türkiye ve Arap Baharı: Ortadoğu’da Liderlik”.
Kitaba asıl ilgiyi İngiliz BBC gösterdi.
Mr. Fuller’den alınacak dersler olabilir. Kuşkusuz, Dış Politika profesörü Ahmet Davutoğlu’nun derse merse ihtiyacı yok.
Kendisi, Tayyip Erdoğan’ın nezaretinde ve kendi “stratejik derinliği”nde, “sıfırlık” diplomasi teorilerini pratiğe uydurmaya çalışıp duracak.
Faturayı da Türkiye Cumhuriyeti ödeyecek.
Belki Dışışleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan yine de umutsuz olmamak gerek.
Zira yeni bakan “Dışışleri bürokratlarından bilgi alıyorum!” diyecek kadar mütevazı.

Gülen Kefilinin Bahar Notları
Mr. Fuller’in Arap Baharı saptamaları şöyle:
1- Türkiye, “küresel bir politika” peşinde. Artık (tam olarak) ABD’nin sadık müttefiki veya NATO üyesi sayılamaz. (Fuller’in bu tespiti ABD’nin IŞİD operasyonuna Erdoğan’ın yan çizmeye çalışmasından önceye rastlıyor!)
2- Türkiye Sünni mezhepsel bir devlet olmaktan kaçınmalı. (Demek bu tehlike görünür hale geliyor.)
3- Türkiye mutlaka Sünni, Şii, Alevi ve diğerleriyle ortak çalışmalıdır. Türk kültürü, toplumu ve tarihi bunu temsil ediyor. Bu Türkiye’nin en büyük gücüdür.
4- Tüm Arap Baharı sürecinin kazananı Kürtlerdir.
5- IŞİD ve diğer cihatçı gruplar, Irak’taki Kürtlerin bilfiil özerkliklerini güçlendirdi.
6- Türkiye’nin içte ve dıştaki Kürtlerle ilgili politikasını değiştirmiş olması ve Kürt özerkliğinin (düşüncesinin) yükselmesi artık ölümcül bir tehdit gibi görülmemiş olması iyi bir gelişmedir.
7- Irak’taki Kürt özerkliği, ekonomik ve siyasi olarak Türkiye’yi güçlendiriyor. Iraklı Kürtler, Suriye hatta İran’daki Kürtlerin sorunlarının çözümünde iyi bir müttefik olabilir.
8- Erdoğan, son dönemdeki hatalarına rağmen kesinlikle ülkenin en güçlü siyaset adamı.
9- Erdoğan’ın büyük sorunu çok uzun süredir iktidarda olmasıdır. Hangi demokratik ülkede olsa bu kadar uzun iktidarda kalan bir parti ve lider enerjisini kaybetmeye başlar.
10- Uzun süren iktidar yolsuzluğun yavaş yavaş parti içine sızmaya başlaması demektir. Erdoğan’ın eleştirilere olan çok sert ve saldırgan tepkisi ülkenin de kendisinin de siyasi duruma ve konumuna yardımcı olmuyor!
11- Erdoğan’ı sevenler, onun ülke siyasetinde olumsuz bir güç olabileceğinden büyük kaygı duyuyor!
Erdoğan – Gülen Kavgası
Mr. Fuller elbette “Erdoğan’ı sevenler” derken TOKİ müteahhitlerini, Sarraf’ları değil, Washington’daki “derin çevreler”i kastediyor.. BBC soruyor:
“Erdoğan’la partisinin uzun başarısından bahsettiniz. Bu başarıda Gülen cemaati ile yaptığı ittifakın etkisi oldu mu?” CIA’cı Fuller’in yanıtı tam da zurnanın “zırt” dediği 2 yeri işaret ediyor! 1- “İslami değerler siyasi düzene girdi!” 2- “Hizmet Hareketi ile AKP’nin işbirliği siyasetteki askeri denetimi ve müdahaleyi kaldırmayı sağladı. Bu büyük bir dönüm noktasıdır.”

***

Büyük dönüm noktası?!
Yani.. Silivri, Ergenekon, Balyoz “kumpasları”...
Üstü kalsın!

Gülen’in Günahı!
Mr. Fuller’in Hizmet’e ihtiyatlı bir eleştirisi de var: “Yeterince şeffaf olamadılar!” Ama eklemeden de edemiyor:
“Onlar yıllarca zulüm gördü. Yıkıcı, tehlikeli bir hareket olarak görüldüler. (Ama) Hizmet’in psikolojisi değişiyor. Kemalist devletin saldırısı altında olma psikolojisindeydiler!.” Ama önemli bir de “müjde” vermeyi ihmal etmiyor:
AKP ve Hizmet arasındaki ‘çatışmanın derin ve ciddi olduğunu düşünmüyorum. Kişilikleriyle ilgili şahsi bir mesele. Genel olarak ortak görüşlere sahip olduklarına inanıyorum.”
Yani “inlere girince” kendileriyle karşılaşma riski var. Erdoğan’ın “paralel yapı” ile girdiği savaş için de şöyle diyor: “Bu uzun vadede çok abartılı bir ‘çatışma’. Erdoğan’ın kişiliği ve hükümet içindeki konumuna dair duyduğu tedirginlik ve güvensizlikle bağlantılı.” Bu sözlere Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu alçaklık, adilik, edepsizlik” demez inşallah!

Gülen ve CIA
Soru:
- “Gülen’in CIA ile bağlantısı var mı?”
CIA’cı Mr. Fuller’in yanıtı: “Hiçbir zaman buna dair bir işaret almadım. Gülen’e karşıt olanlar itibarsızlaştırılmak için yapılıyor olabilir..”
Bir de yakınması var:
“ABD veya İsrail’e karşı eleştirel bir tutum takınmaktan kaçınıyor.
Ben şahsen, bunun bir hata olduğunu düşünüyorum!
Ama yine de onun için gerekirse yeni bir “referans mektubu” yazacağını açıklamayı ihmal etmiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları