Alev Coşkun

ABD operasyonları, Ecevit ve Kissinger

18 Temmuz 2022 Pazartesi

Geçen hafta, ABD’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton çok önemli bir itirafta bulundu. CNN televizyonundaki programda Trump’ın darbeci olmadığını savunmak için şunları söyledi:

“Trump darbe yapacak kadar etkin değil. Bunu başka ülkelerde darbelerin planlamasına katılmış ve yardım etmiş biri olarak söylüyorum.”

Bolton, TV sunucusunun bu darbeleri sorması üzerine Venezüella’yı işaret etti.

ABD’nin özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın dört bir yanında askeri operasyonlara giriştiği, siyasal ve toplumsal karmaşa yaratmak için “renkli devrimler” adı verilen hareketler yaptırdığı bilinmektedir.  

John Bolton’un konuşması İran’da Musaddık hükümetinin devrilmesini, Asya, Afrika ve Güney Amerika’da yapılan askeri müdahaleleri, Sovyet coğrafyasında gerçekleştirilen renkli devrimleri ve Ortadoğu’da 22 devletin sınırlarının değiştirilmesini amaçlayan Arap Baharı’nı hatırlattı.

Asya ve Afrika’da, İslam dünyasında okullar açarak Amerikancı insanlar yetiştirilmesini sağlayan ve Türkiye’de TSK, Emniyet teşkilatı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi stratejik yerleri ele geçirerek ABD’ye bağlı bir ılımlı İslam devleti kurmak için CIA tarafından örgütlenmiş FETÖ’yü anımsattı. 

Biz bu yazımızda konuyla çok yakın ilişkisi olan bir anımıza yer vereceğiz. 

Konunun önemli olmasını sağlayan, konuşmayı yapan kişinin ABD’nin ünlü Dışişleri Bakanı Henry Kissinger olmasıdır. 

ECEVİT ABD’DE

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Bülent Ecevit’in etkinliği, tanınırlığı ve ünü bütün dünyaya yayılmıştı. 1976 yılının sonbaharında ABD başkanlık seçimleri yapılıyordu. 

Muhalefet lideri olan Ecevit, bu aşamada ABD tarafından Amerika’ya davet edildi. Bu resmi davete Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, eski Milli Savunma Bakanı, diplomat ve Bursa milletvekili Hasan Esat Işık, İzmir milletvekili, Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve CHP Genel Basın Sözcüsü Alev Coşkun ve basın danışmanı Orhan Koloğlu eşlik ediyordu. 

Ecevit önce New York’ta “Council of Foreign Relations”da bir konferans verdi. Ertesi gün ünlü Waldorf Astoria Oteli’nin lobisinde New York’taki Türklere seslenirken bir Rum militan silahını çekerek Ecevit’e suikast girişiminde bulundu ancak ABD’li korumalar tarafından yakalandı. (Bu, ayrı bir yazının konusudur.) 

Ecevit, ABD’deki konuşmalarında demokrasinin erdemi üzerinde duruyor, ABD için “en eski demokrasi, en yeni cumhuriyet” tanımlamasını yapıyor ve ABD yönetiminin bütün dünyada demokrasiye destek vermesi gerektiğini söylüyordu. 

Burada anımsatılması gereken önemli bir nokta şudur: Güney Amerika’da, Şili’de 1973 yılında ABD destekli bir darbe yapılmış ve solcu lider Allende öldürülmüştü. Ecevit bundan söz etmeden ABD’yi demokratik kurallara davet ediyordu. 

Gezinin ikinci durağı Washington D.C. idi. Dışişleri Bakanı Kissinger, eski öğrencisi Ecevit’i makamında kabul etti. Ecevit bu davete yanına Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Melih Esenbel’i alarak gitti. Muhalefet lideri Ecevit, dış politikada devletle birlikte hareket etme yolundan ayrılmıyordu. Kissinger, Ecevit’le ikili konuşma sonrasında saat 13.00’te ABD Dışişleri Bakanlığı’nda bir öğle yemeği yedi. 

Yemeğe Ecevit, Hasan Esat Işık, ABD Büyükelçisi Melih Esenbel ve ben katıldık. 

ABD Dışişleri Bakanlığı’nda (State Department): Kissinger’la yemekten önce Kissinger’ın odasının önündeki terasta çekilen fotoğraf (Soldan sağa: Hasan Esat Işık, Henry Kissinger, Bülent Ecevit, Alev Coşkun ve Orhan Koloğlu - 1976).

KISSINGER’I RAHATSIZ EDEN YANIT

ABD seçimlerini Demokratların kazanacağı belli olmuştu. Cumhuriyetçi Kissinger’ın bakanlıktan ayrılması zorunluydu. Kissinger bu rahatlık içinde konuşuyor, Harvard Üniversitesi’nde kendisinin dersine devam etmiş ve Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra dünya ölçeğinde ün kazanmış ve ilk yapılacak seçimde başbakan olması beklenen Ecevit’le samimi konuşmalar yapıyordu.

Sohbet döndü dolaştı, Ecevit’in temel düşüncesi olan ABD’nin gelişmekte olan ülkelerde demokrasiyi desteklemesi konusuna geldi. 

Kissinger, belki de savunma güdüsüyle ABD’nin her zaman dünyanın her yerinde demokrasinin yanında yer alıp savunucusu olduğunu belirtti. 

Çok açık sözlü, bilinçli bir diplomat olan Hasan Esat Işık, Kissinger’a “Ama gerçekler bunu göstermiyor, işte en son örnek Şili” diye yanıt verdi. 

Yüz ifadesinden bu yanıttan hiç de memnun olmadığı ortaya çıkan Kissinger, hiddetini kontrol etmeye çalışarak “Aman aman, o konudan hiç söz etmeyin, o konu aslında ITT (International Telephone Telegraphe) adlı şirketin marifetidir. Aptallık yaptılar” dedi. Yemekte ani bir suskunluk oldu. 

TARİHİ İTİRAF

Şili’de iktidara gelen solcu Allende’nin devrilme olayından kısa bir süre önce Şili ve Allende hakkında bir inceleme yazısı yazmış, bu yazım Ecevit’in Özgür İnsan dergisinde yayımlanmıştı (Ocak 1973). Bunu bilen Ecevit, benim yüzüme bakarak adeta beni konuşmaya özendiriyordu. 

Kissinger’ın bu sözleri üzerine ben “Ortaya çıkan belgeler çok açık, ABD’nin desteği ortada...” dedim. Bir sessizlik oldu. Bu kez Kissinger daha sakin bir edayla şunları söyledi:

“ABD artık bu işlere karışmıyor. Bu gibi askeri müdahalelerin yapılması daha pahalıya geliyor. Demokrasi içinde çeşitli düşünceleri desteklemek hem daha doğru hem daha az masraflı oluyor... Artık bu işlere böyle bakıyoruz” dedi. 

Bu sözlerin derin anlamı, konuları izleyenler için açıktır. Kissinger, “Demokratik ortamda siyasi partileri, İslam ülkelerinde tarikatları ve sivil toplum örgütlerini (STK) destekleyerek artık bu işleri böyle yapıyoruz” diyordu. 

Geçen haftaki Bolton olayından sonra bu anıyı yayımlayarak tarihe bir not düşmek istedim. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk ve karşıdevrim 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları