Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu
Alev Coşkun
Son Köşe Yazıları

Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu

03.06.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

27 Mayıs hareketinin 64. yıldönümü nedeniyle değerli gazeteci Sedat Ergin, “27 Mayıs’ın Sancılı Sayfaları” başlığını taşıyan bir yazı dizisi yayımladı.

Bu yazı dizisinde 1961 Anayasası’nın halkoylamasıyla kabul edilişinden sonra 1961 Ekim ayında yapılan seçimler sonunda ortaya çıkan siyasal tablo ve zor dönem anlatılıyor.

1961 Ekim seçimlerinde senatör seçilen Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesi için kendisine yapılan baskı üzerinde duruluyor.

Kuşkusuz bu baskı kabul edilemez. Demokrasiye aykırıdır. O günün güçleri eski Milli Birlik Komitesi üyeleri Orgeneral Fahri Özdilek, General Sıtkı Ulay, kuvvet komutanları, siyasi aktörler İsmet İnönü, Osman Bölükbaşı, Ekrem Alican’ın siyasal anılarına dayanarak yazılan ve altı gün süren bu yazı dizisi o günlerle ilgili önemli bilgiler vermiştir.

1961 Ekim seçimlerinden sonra eski Milli Birlik Komitesi’nin artık kuvveti ellerinden kaçırdıkları silahlı kuvvetler içinde “yeminli cunta” denilen bir kuvvetin ortaya çıktığı, belgelere dayanarak anlatılıyor.

İstanbul Üniversitesi’nde polisin öğrencilere uyguladığı orantısız güç sonucu, yüzlerce öğrenci yaralandı.

DEMOKRASİ DERSİ

İşlerin tam çıkmaza girdiği ve silahlı kuvvetler içinde oluşan “cunta”nın siyasal etkisinin yükseldiği bir zaman diliminde siyasi parti liderleriyle, TSK generallerinin bir araya geldiği Çankaya toplantısında İnönü’nün verdiği demokrasi dersi üzerinde duruluyor.

Silahlı kuvvetler 1961 Ekim seçimlerinden beklediklerini bulamamışlardı ve bu duygunun yarattığı bir huzursuzluk içerisindeydiler. Meclis’in toplanmadan dağıtılmasını isteyenler vardı.

Çankaya’da generaller, siyasi parti liderlerinin katılımıyla bir toplantı yapılacaktı.

Sedat Ergin bu toplantıyı sonradan Hava Kuvvetleri komutanı olan Orgeneral Muhsin Batur’un hatıralarına dayanarak anlatıyor:

“Kuvvet komutanları, ordu komutanları, kolordu komutanları toplanmışlardı. Toplantıyı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay açtı. Toplantının gündemini de açıkladı; ‘içinde bulunduğumuz politik ortam içinde silahlı kuvvetler nasıl bir yol izlemeli?... Meclis’in açılmasına ve demokrasiye geçişe müsaade edilmeli mi, edilmemeli mi?’”

Batur şöyle devam ediyor:

“İnönü söz aldı. Bu gibi toplantılarda konuşma genelde başkana hitap edilerek yapılır. İnönü ise bizlere generallere doğru döndü... Tok sesi ve kendine özgü şivesi ile ve biraz da sertçe şunları söyledi:

‘Bu anayasa silahlı kuvvetlerin eseri mi? Bu anayasa ve demokrasiye inanıyor musunuz? Eğer böyleyse bu işlere ne karışıyorsunuz? Bunlar meclislere ait işlerdir...’ dedi.

Uzun bir sessizlik oldu…” Aslında bu tavır İnönü’nün demokrasiye olan bağlılığının somut bir göstergesidir.

Ergin’in yazı dizisinin en önemli noktası, 1961 seçimlerinden sonra Meclis ve silahlı kuvvetler içinde oluşan cuntanın yarattığı ortamın açık bir biçimde ortaya çıkmasıdır. Bu karmaşık ortam beş yıl sürdü ve bu ortamdan demokrasiye inanmış İnönü’nün kesin karar ve tavırları sayesinde kurtulunmuştur.

 

ANKARA’DAN GELEN TELEFON

Ergin’in dizisinde başlıca sözü edilen kişi Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’dir. Biz, bu yazımızda asıl tartışmalı konuya girmek istiyoruz. DP tarafından kurulan Tahkikat Encümeni (Komisyon) anayasaya aykırı mıdır, değil midir?

27 Mayıs 1960 hareketinin en önemli sebeplerinden birisi Meclis’te kurulan Tahkikat Encümeni (Komisyonu) ve bu komisyona verilen yetkilerdir.

Tahkikat Komisyonu, 17 Nisan 1960’ta kuruldu. 15 kişilik komisyonun bütün üyeleri DP milletvekillerinden oluşuyordu.

Tahkikat Komisyonu konusu Meclis’te görüşülürken büyük tartışmalar olmuştur. Komisyona tutuklama yetkisi, yargılama ve savcılık yetkisi verilmiştir. Komisyon gazeteleri ve matbaaları kapatabiliyor, gazetecileri hapse atabiliyordu. Komisyonun kararlarına karşı da itiraz hakkı yoktu.

Komisyonun kuruluşundan 10 gün sonra 27 Nisan günü bu komisyona yetkiler veren kanun kabul edildi. Bu kanun DP’nin “sivil hükümet darbesi” niteliğindeydi.

28 Nisan 1960 günü, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üniversite öğrencileri direnme hareketi başlattılar. “Hukukun katledildiği yerde hukuk okunmaz” diyorlardı.

Üniversite bahçesinde öğrencilerle polis arasında çatışma çıkmıştı. Polis aşırı güç kullanıyordu. Hatıralarında anlattığına göre anayasa hukuku hocası Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, polisin aşırı güç kullanmasına tanıklık ediyordu. Bu sırada Ankara’dan bir telefon geldi. Arayan DP milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Atıf Benderlioğlu idi.

Benderlioğlu telefonda “Hocam, Sayın Başbakan Menderes sizinle görüşmek istiyor. Ankara’ya gelebilir misiniz?” diyordu.

Ertesi gün 29 Nisan 1960’ta bu kez Ankara’da siyasal bilgiler fakültesinde protestolar başlamıştı.

Ali Fuat Başgil

KUCAKLAŞAN ASKER VE ÖĞRENCİ

Ali Fuat Başgil hatıralarında olayı şöyle anlatıyor:

“28 Nisan Perşembe günü dersimi vermek üzere, saat 09.00’u geçe, üniversiteye geldim. Binanın cümle kapısı dışında ve içinde üçer-beşer kişilik talebe grupları ve koşuşmaları gördüm. Gençler şakalaşıyor sandım, ehemmiyet vermedim. Saat 10.00’a doğru hadiseler başladı.

Başından sonuna kadar şahidi olduğum bu feci hadiselerin hatırasını unutmak istiyorum. Yalnız örtülü kalan bir iki noktada üstüne parmak basmakla iktifa edeceğim:

Saat 11.00’e doğru, gençlik kitlesi, üniversite binasının kule tarafı köşesine bina ile kule arasındaki sahaya toplanmıştı. Yirmi beş, otuz kadar atlı polise emir verildi. Bunlar birden hücuma kalktılar ve kitle üzerine yürüdüler. Gençler polislere taş, toprak, ot, çimen ellerine ne geçtiyse savurdu. Atlar bu türlü hizmetler için yetiştirilmemiş olacak ki ürküp şahlandılar. Dört polisin attan yuvarlandığını gördüm. Kıta geriye çekildi. Bunun üzerine askere marş marş emri verildi. Önde subaylar, bir askeri birlik hızlı adımlarla yürüdü. Büyük bir fecaatin kopması bir an meselesi haline geldi. Üst kat penceresinden manzarayı nefesim tutulurcasına heyecan içinde seyrediyordum. Askerle talebe arasında 5-10 adım aralık kaldı kalmadı, talebe: ‘Yaşa Türk askeri!’ diye hep bir ağızdan haykırdı. Birlik birdenbire durdu. Bir an sonra subay, asker, talebe kucaklaşıyordu. Bunu görünce heyecanım son haddini buldu ve beni büyük bir endişe sardı.” (Ali Fuat Başgil’in Hatıraları, Boğaziçi Yayınları, s. 67, 69.)

TARİHİ TOPLANTI

30 Nisan akşamı Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan Menderes ve Prof. Dr. Başgil’in katıldığı toplantının siyasal tarihimizde önemli bir yeri vardır.

Başbakan Menderes, Prof. Başgil’e “Meclis’in Tahkikat Komisyonu’nu kurması anayasaya aykırı mıdır” sorusunu sordu. Genellikle muhafazakâr düşünceye sahip anayasa hukuku hocası bilim insanı Başgil şu yanıtı verdi: “TBMM herhangi bir konu hakkında ‘tahkikat’ yani soruşturma komisyonu kurulmasına karar verebilir” dedi.

Menderes, “O zaman muhalefet neden bu kadar gürültü çıkarıyor?” diye bir karşılık verdi. Başgil’in tarihi yanıtı şöyledir:

“Tahkikat Komisyonu kurulabilir ancak bu komisyona verilen yetkiler anayasaya aykırıdır”. (Ali Fuat Başgil’in Hatıraları, Boğaziçi Yayınları, 1990.)

Başgil hatıralarında şöyle devam ediyor:

“28 Nisan Perşembe günü çıkan bu kanunu okuyunca bazı noktalardan anayasa hududunun aşılmış olduğunu gördüm esef ettim. Bunu 30 Nisan Çankaya sofrası görüşmemde açıkça söyledim. Menderes merhum salahiyet kanununda hangi noktadan anayasanın aşılmış olduğunu sordu. ‘Misal olarak Meclis müzakerelerinin yasaklanması noktasından aşılmıştır. Anayasanın 25. maddesi mucibince Meclis müzakereleri alenidir. Müzakerelerin neşrinin yasaklanması aleniyet prensibine aykırıdır’ cevabını verdim ve bu noktada merhum ile aramızda uzunca bir konuşma oldu”. (Çankaya görüşmelerini Prof. Dr. Başgil, Cumhuriyet gazetesinde de yazmıştır. Bu makale de önemlidir ve analiz edilmesi gerekir. Başgil’in makalesi 5-8 Haziran 1960 tarihinde yayımlandı.)

SONUÇ

1950-1960 dönemi ne yazık ki belgelere dayalı ve objektif olarak tüm ayrıntılarıyla henüz yazılmadı. Şunlar ana noktalardır:

  • DP’nin iktidara gelir gelmez CHP’nin mallarına el koyması,
  • Halkevleri ve Köy Enstitülerini kapatması,
  • Kendisine oy vermeyen Kırşehir ilini ilçe yapması,
  • Basın üzerine baskı kurması, gazetecileri hapse atması,
  • Muhalefet lideri İsmet İnönü’ye sopalarla ve taşlarla saldırılması, Topkapı’da yolunun kesilmesi, kendisine karşı linç girişiminde bulunulması,

Ve en sonunda, DP’ye gönül vermiş, Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in de belirttiği gibi anayasaya aykırı Tahkikat Komisyonu kurulması ve yetkiler verilmesi...

Bunlar bilinmeden 27 Mayıs 1960 hareketi tam olarak anlaşılamaz.

Kaynak: Ord. Prof. Ali Fuat Başgil’in Hatıraları,

2. baskı, Boğaziçi Yayınları, s. 65-69.

Yazarın Son Yazıları

Hukukun üstünlüğü ve hukukta karmaşa...

Hukuk devleti öncelikle yargı organlarının hukuk kurallarına uymasıyla gerçekleşir.

Devamını Oku
04.12.2025
Atatürk ve Vahdettin üzerine

Osmanlıcı, halifeci, ikinci cumhuriyetçi yazarlar zaman zaman “Atatürk’ü Anadolu’ya Padişah Vahdettin”in gönderdiğini ileriye sürerler.

Devamını Oku
14.11.2025
Cumhuriyet ve karşıdevrim

Milli Mücadele’de Kuvayı Milliyeciler Mustafa Kemal liderliğinde üç cephede birden savaştılar.

Devamını Oku
29.10.2025
CHP Meclis’e girmiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni dönem toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ile açılacak.

Devamını Oku
01.10.2025
CHP’ye karşı savaş ve son durum

19 Mart 2025 bir dönüm noktasıdır.

Devamını Oku
20.09.2025
30 Ağustos Zaferi'ni kutluyoruz

30 Ağustos 1922’de kazanılan zafer, tarih sahnesinden silindiği düşünülen bir ulusun şahlanması ve modern bir devletin kuruluşunun müjdesidir.

Devamını Oku
30.08.2025
Yeni bir devlet kurma projesi mi?

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yaptığı konuşmalarla gündemi belirlemeye çalışıyor.

Devamını Oku
17.07.2025
Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...

ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi ve ABD Başkanı Trump’ın yakın arkadaşıdır.

Devamını Oku
11.07.2025
Tarihten bir yaprak: Kumpaslar halk gücü ile yenilir

Genel başkan İnönü, genel başkanlıktan, ardından CHP’den istifa ediyor. CHP’nin içinde yıllarca siyaset yapmış önemli siyasi liderler CHP’den ayrılmışlar ve yeni bir siyasi parti kurmuşlar... Askeri vesayet CHP’nin karşısında, muhafazakâr iktidar ve yandaş basın her gün CHP aleyhine propaganda yapıyor ama CHP’yi sıfırlayamıyorlar. İşte CHP böyle köklü bir siyasal partidir.

Devamını Oku
01.07.2025
İsmet İnönü’nün cevapları

Geçen günlerde CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü’yü hedef alan konuşmalar yapıldı.

Devamını Oku
29.05.2025
27 Mayıs ve 1961 Anayasası

1960-1980 tarihleri arasında ülkemizde üç askeri darbe oldu.

Devamını Oku
27.05.2025
19 Mayıs ve Atatürk

19 Mayıs 1919 Türk İstiklal Savaşı’nın başlangıcı ve dönüm günüdür.

Devamını Oku
19.05.2025
Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Devamını Oku
07.05.2025
23 Nisan 1920’nin önemi

23 Nisan 1920’nin önemi

Devamını Oku
23.04.2025
CHP ve Cuntacılık

CHP ve Cuntacılık

Devamını Oku
10.04.2025
Alev Coşkun yazdı

3 Mart Devrim Yasaları Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2025
Alev Coşkun yazdı...

Yakın tarihten bir yaprak...

Devamını Oku
21.02.2025
'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

Devamını Oku
20.01.2025
2024’ten 2025’e bakış

2024’ten 2025’e bakış

Devamını Oku
02.01.2025
Alev Coşkun yazdı...

Aydınlanma Devrimleri ve emperyalist kurgular- Alev Coşkun

Devamını Oku
29.11.2024
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve karşıdevrim

Devamını Oku
10.11.2024
Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Devamını Oku
29.10.2024
Alev Coşkun yazdı...

İş Bankası ve Atatürk

Devamını Oku
12.09.2024
Alev Coşkun yazdı...

CHP 105 YAŞINDA

Devamını Oku
05.09.2024
30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

Devamını Oku
30.08.2024
Alev Coşkun yazdı...

Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu

Devamını Oku
03.06.2024
Alev Coşkun yazdı...

27 Mayıs Devrimi ve 1961 Anayasası

Devamını Oku
27.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

19 Mayıs ve Kuvayı Milliye Destanı

Devamını Oku
19.05.2024
74 yıl önce: Demokrasi zaferi

74 yıl önce: Demokrasi zaferi

Devamını Oku
14.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

23 Nisan 1920 Millet egemenliğinin başlangıcı

Devamını Oku
23.04.2024
Alev Coşkun'un yazısı...

Cumhuriyet, halk iradesi ile kuruldu

Devamını Oku
15.04.2024
Alev Coşkun yazdı...

Halifeliğin Kaldırılışı - Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2024
Alev Coşkun yazdı...

İsmet İnönü

Devamını Oku
25.12.2023
Alev Coşkun yazdı...

Kissinger, darbeler ve örtülü dış operasyonlar

Devamını Oku
02.12.2023
Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Devamını Oku
21.11.2023
Alev Coşkun'un yazısı...

Hukuk devleti-Hukukun Üstünlüğü

Devamını Oku
13.11.2023
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve Emil Ludwig

Devamını Oku
10.11.2023
Sonsuza kadar yaşayacaktır...

Mustafa Kemal, tüm Ortadoğu’da, tüm İslam dünyasında benzeri g rülmemiş bir devrim ger ekleştirdi

Devamını Oku
29.10.2023
Bu başarılar tesadüf mü?

Atatürk'ün kızları

Devamını Oku
12.09.2023
CHP bu tarihi gerçeği bir kenara itemez...

CHP 104 yaşında...

Devamını Oku
09.09.2023