Şampiyonlar Ligi kura çekimine 36 saat kala Türkiye Futbol Federasyonu Türkiye’yi ayağa kaldıran bir açıklama yaptı. “Fenerbahçe’yi Avrupa kupalarına göndermiyoruz. UEFA, Sarı - Lacivertlilerin yerine Trabzonspor’un Kupa 1’de Türkiye’yi temsil etmesine karar verdi...”

Taraflı tarafsız herkesi şoke eden bir karardı. TV’ler yayın akışlarını değiştirdi, gazeteler manşetlerini yıktı. Öncelikle federasyonun yumurta kapıya gelince böyle tarihi bir karar alması yanlış, yanlış olduğu kadar da soru işaretleriyle dolu. Madem 3 Temmuz’dan bu yana Türkiye’yi sarsan şike-teşvik soruşturmasında somut kanıtlar vardı, niçin ağustos ayının sonu beklendi?

Bu soruya “UEFA öyle istedi” diye yanıt vermek kolaycılıktan öte bir şey değil. Kusura bakmayın, ben sömürge ülkesi değilim! Federasyonum, ceza kurullarım, tahkim kurullarım var ve iyi ya da kötü bir karar alır, uygularım. Eğer yanlış bir karar alıyorsam da ilerleyen zaman içinde tazminatımı öder, gerekirse “Pardon” derim. Ama ‘Platini Efendi’ istedi diye Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi için otel rezervasyonlarını yaptırmışken Sarı - Lacivertlileri kupadan men etmem.

Kimse yanlış anlamasın,TFF bu kararıyla “Fenerbahçe şike yaptı veya birilerine teşvik gönderdi” demeye getirdi lafı. Madem bu karara varıyorsun, kanıtlarsın, açıklarsın. En fanatik Fenerbahçeli bile susar yazgısına razı olur. Ama kura çekimine girerken sen adamları yoldan geri çeviriyorsan bu bir yönetim zafiyetidir. Sadece Fenerbahçe’ye değil, Trabzonspor’a, Bursaspor’a, Gaziantep’e, Kayseri’ye, Athletic Bilbao’ya da zararı dokunmuştur TFF’nin. Çünkü Trabzonspor kadrosunu Şampiyonlar Ligi’ne göre değil Avrupa Ligi’ne göre kurmuştur ve istenilen başarıyı yakalayamayabilir. Bu hesaba göre Bursa ve G.Antep boşu boşuna elenme durumundadır, Kayseri ise “Niye Avrupa’ya gidemedim” diye dövünecek ve TFF’yi eleştirecektir.

Bu nedenle federasyon gerçekten çok geç almıştır Avrupa’dan men kararını. Bütün takımların dengesini, moralini bozmuştur. Ayrıca son 3 yıldır ‘Özgener-zede’ olan Türk futbolunun marka değeri TFF’nin “Şike yok ama galiba var” diye algılanan bu kararı sayesinde uluslararası arenada sıfıra inmiştir. Gel de özleme Haluk Ulusoy’ları, Levent Bıçakcı’ları, Şenes Erzik’leri, Ayhan Bermek’leri. İyi ya da kötü futbolu idare ediyorlardı. Artık idareten bile yönetemiyoruz meşin yuvarlağı. Mehmet Ali Aydınlar ve ekibi şapkasını önüne koyup düşünecek, “Ben nerede yanlış yaptım” diye. Daha lig yok, kupa başlamamış, fikstür bile çekilmemişken Fenerbahçe Galatasaray ve Trabzonspor’u karşısına almak gerçekten başarı. Ne dersiniz, Aydınlar ve arkadaşları 2015’e kadar koltuklarında kalabilirler mi? Bu acemilikle zor. İşi öğrensinler kabul, ama Fenerbahçe’yi, Trabzon’u deneme tahtasına çevirerek değil.