Samsun’daki 23’üncü İşitme Engelliler Olimpiyatı, sadece Türkiye’nin organize ettiği en kapsamlı spor oyunu olarak değil, iki farklı Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın açıp, Osman Aşkın Bak’ın kapadığı şampiyona olarak da tarihe geçti.
Ne yalan söyleyelim, özellikle takım sporlarında başarılıydık. Erkekler futbolda penaltılarla gelen şampiyonluk ise Rusya’nın birinci sırada tamamladığı oyunlarda 4. olan Türkiye için şeref madalyası niteliğindeydi. Sporcu kardeşlerimizi, bu işe başını koyan Ömer Gürsoy’u ve tüm engelli federasyonlarını kutlarım..
Ne var ki, 15 günlük organizasyonda engelli camiasının paydaşlarını üzen bir dizi skandal yaşamış ki, okurken içiniz cız edecek!
Oyunları yerinde ve tam zamanlı izleyemediğim için, Samsun’daki eş dostla konuştum. Spor adamı Yavuz Tanyeri ile sürekli temas halindeydik. Akif Bey tarafından yapılan açılış töreni sonrası,
“İlk kez konuşup işitenlerin engeli bulunmayan kişilerin açılış konuşmasını yaptığı bir gala izledik, uluslararası federasyon bu işe tepkili..” dedi.
Kapanış sonrası yine konuştuk.. Bu kez, “Kapanışta da başrol engelsizlerindi” diye ekledi. Elbette, söyleyecekleri bu kadar değildi Tanyeri’nin, isterseniz kulak verelim:
“Oyunlara Samsunlular büyük ilgi gösterdi, sağ olsunlar. Ancak işitme engellilere tribünde öncelik tanınmadı, hatta önemli maçlara giremeyen engelli kardeşlerimiz oldu. Yine konuk ekiplerin seyircileri kendi
müsabakalarına bile alınmadı, kapıda kaldılar.
Oyunların maskotu Çakır, molalarda sadece Türk ekiplerine destek verdi, rakip unutuldu, bu konuda bile fair olamadık. Üstelik bu Çakır Samsun’u ifade etmediği gibi cinsiyetiyle de erkek ayrımcılığına neden oldu.
Gelir düzeyi yüksek ekipler otellerde konakladı, ancak bu işe ödenek ayırmayan ülkeler misafirhane ve okul yatakhanelerinde kaldı. Her odada sorun vardı, sporcular yemeklerini tabldot usulüne göre yedi, zehirlenmeler yaşandı. Stattaki gün içi beslenmeleri için bisküvi, çikolata, meyve suyu ikram edildi. Sporcu bisküviyle mi karın doyurur!
 Koordinasyondan Serkan Balcı, açılış ve kapanışta aşırı sıcağa rağmen gönüllüler ve personele ‘koltuk altı kapalı tişört giyeceksiniz, şort istemiyorum’ diye baskı yaptı.”
Yavuz Bey’in izlenimleri ve serzenişlerinin özeti böyle ve çok üzücü. İşin daha vahimi, bu skandallara tüm işitme engelli camiasının tanık olması! Bunca zahmete girmiş, tonla para harcamışken bu tatsızlıklara izin vermeseymişiz keşke!