Sosyologların ünlü bir sözü vardır spor dünyası için: “Stadyumlar, salonlar, arenalar toplumun aynasıdır, sahaya bakan kendini görür” diye...
Gerçekten de öyle.
Ülkedeki kaotik ortam spor dünyasında da varlığını hissettiriyor. Gücü yeten yetene. Kural yok, yönetmelik yok, keyfiyet tavan yapmış durumda.
Örnek mi istiyorsunuz?
Geçenlerde TFF’nin Riva tesislerinde Ziraat Türkiye Kupası 3. tur kura çekim töreni vardı. Süper Lig takımlarıyla 2. turda rakiplerini eleyen 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig ve Bölgesel Amatör Lig’den 92 takım torbaya girdi. Bursaspor’la Bağcılar, Sancaktepe ile Göztepe temsilcileri yan yana oturdu, güzel bir ortamdı.
Kulüp isimleri anons edildikçe, temsilciler geldi, kurayı çekti.
Buraya kadar her şey yolunda gitti. Taa ki 3. Lig takımı Cizrespor’un adı yankılanana kadar. Orta boylu bir beyefendi geldi, selamını verdi, kurayı çekti ve takımının, 1. Lig’in güçlü ekibi Giresunspor’la eşleşmesine vesile oldu. Hiçbir yere imza atmadı, kimlik göstermedi, işin daha vahimi “Dur arkadaş sen kimsin” diyen olmadı. Kura çekimi gemisine korsan yolcu binmişti sözün özü.
Aile fotoğrafı çektirilip konuşmalar yapıldıktan sonra insanlar işlerine güçlerine döndüler.
Ne var ki, kura çekimini TV’den izleyenler, ‘kim bu adam’ deyince Cizre’de kıyamet koptu. Çünkü, Cizrespor adına törene katılan kişiyi, kulübün yönetiminden tanıyan yoktu, bu kişinin Cizre ile bir bağlantısı bulunamadı; belki Cizre’nin haritadaki yerini bile bilmiyordu... Skandal üzerine Cizrespor yönetimi 2 kez toplandı. Bu süre içinde de TFF’den ne bir özür geldi, ne bir açıklama. Cizresporlular tam deklarasyon yayımlayacakken gizli bir el devreye girdi, “Hatırlı abilerinizi üzmeyin” mesajı verildi güzide kulübümüze, olay da örtbas edildi...
Ne güzel değil mi, Down Sendromlu çocukları, sırf Passolig kartları yok diye -kraldan çok kralcılık yapıp- TT Ali Sami Yen’e almayan TFF yönetimi, kendi evindeki organizasyona kaçak giren “korsan temsilci”yi fark edemiyor.
Gerçi burada Yıldırım Demirören’in, Servet Yardımcı’nın, Ali Düşmez’in günahını almayalım, ama organizasyon işlerine kim bakıyorsa hesabını vermeli.

***

Türk sporundaki yönetimsel skandallar TFF ile sınırlı değil, baskete de sirayet etmiş bu kaos. Malum, şu sıralar ülkemizde Avrupa Basketbol Şampiyonası finalleri oynanıyor. Ve bu dev organizasyonun açılışı yapıldı, gel gelelim o açılışa eski TBF başkanlarından ve şu an FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel ile bir önceki TBF Başkanı Harun Erdenay çağırılmadı. İkisine de sms aracılığı ile şampiyona programı ve irtibat telefonu bildirilmiş. Ve doğal olarak bir ve iki önceki TBF başkanları bu ilgisizlik nedeniyle organizasyonlarda yer almadı. Keza, bir önceki Milli Takım antrenörü Ergin Ataman ile birçok basketbol paydaşı da benzeri sıkıntılar yaşadı.
Araştırdım, soruşturdum, camiayı avucunun içi gibi bilen bir basketbolcu büyüğümün yorumu şuydu: “Bu konuda art niyet varsa büyük ayıp, ancak ben organize olamamak diyorum. Verdikleri irtibat numarasını arıyorsun, bir saat bekliyorsun, ‘Merhaba ben falanca’ dediğinde tanınmıyorsan keyfin kaçıyor ve telefonu kapatıyorsun. Oysa bu işin başına camiada herkesi tanıyan birilerini koy, sıkıntı yaşama. Yoksa TBF’nin eski başkanları hocaları unutması mümkün mü?”
Mümkün mü, değil mi bilemem ama TBF’nin “uzun adamı” Hidayet Türkoğlu’nun galiba camiadaki kırgın abilerinin gönlünü alma zamanı gelmiş, geçiyor bile.