Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ce-Ha-Pe
Başlıkta gördüğümüz ifade, uzunca bir süredir iktidara yakın troll ve trolümsüler tarafından ana muhalefet partisini küçümsemek için kullanılıyor. Böyle yazmayı, CHP’ye burun kıvırmayı, partinin her yaptığını önemsizleştirmeyi seviyorlar.
Bu arkadaşların tek beğendiği, “milli irade” ifadesiyle kamufle edilen “güçlü lider”, “tek lider” modeli. Nedeni basit. O tarz sosyolojinin hâkim olduğu ailelerden geliyorlar, o yönetim modeli üzerine örgütlenen kurumlarda çalışıyorlar, kimleri benzer bir lider kültünün olduğu dini cemaatlere mensuplar ve eşitlikçi ortamlarda güvensiz hissediyorlar. Psikolojik nedeni ne olursa olsun, şu anda Türkiye’de “sağ” denilen olguyu temsil eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nde hiyerarşi ve lider kültü hâkim.
Bu yüzden CHP’yi, ana muhalefet partisi içindeki çok sesli ortamı ve partinin genlerine kadar işlemiş “eleştiri kültürünü” anlamaları mümkün değil. Bunları birer zaaf olarak görüyorlar.
Lafı evelemeden gevelemeden söyleyeyim. Bu yazı, yiğidin hakkını teslim etmek, yani CHP ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe sonrası süreçte gösterdiği “dikkatli demokrat” tutumunun çok önemli olduğunu vurgulamak amaçlıdır.
Kemal Bey Cumhuriyet döneminin en uzun boylu, en yakışıklı, en karizmatik siyasetçisi olmayabilir. Halihazırda yaptığı muhalefetin, özellikle Kürt meselesinin çözümü boyutunda eksikleri olabilir. Kitleleri peşinden sürükleyen zehir gibi bir belagatı, tokat gibi bir üslubu olmayabilir.
Ancak Kemal Bey, Türkiye’nin içinden geçtiğimiz bu karanlık dönemde istikrarlı bir biçimde demokrasiyi hatırlatan bir duruş sergilemiştir. Hem darbeye karşı çıkıp, hem de darbe sürecin bir ‘cadı avına’ dönüştüğü konusunda itirazlarını artan bir biçimde dillendirmiştir. Yenikapı’ya giderken ve orada kürsüye çıktığında, HDP’nin de orada olması gerektiğini söylemiştir. Belediyelere kayyım atanması ve ‘Yenikapı ruhu’ denilen süreçte iğreti durmuş ve her fırsatta çekincelerini dile getirmiştir. KHK’lere itiraz etmiş, bunların Türkiye’deki demokrasi krizini daha da derinleştireceğini söylemiştir. Bütün bunların önemli olduğunu düşünüyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse, HDP lideri Selahattin Demirtaş da bütün bunları yaptı ve hatta bir adım öteye giderek darbe sonrası süreçte hükümete Türkiye’de geniş bir reform ve çözüm süreci için işbirliği teklif etti. Demirtaş’ın darbe sonrası günlerde yaptığı bazı mitingler gerçekten hitabet açısından da inanılmaz güçlüydü.
Ama kim duyabildi HDP’nin sesini? Hepimiz artık gazete ve televizyonların nasıl yönetildiğini biliyoruz. Gelinen noktada iktidar HDP’yi yok etmeye kararlı. Partinin ve Demirtaş’ın sesi tamamen kısılmış durumda. Cumhuriyet gazetesi ve birkaç web sitesi dışında ana akım medyada mutlak sansür var.
İşte bu yüzden CHP’nin tutumu ve muhalefeti her zamankinden daha değerli. En azından CHP’ye yönelik sansür yok; haliyle parti sesini duyurabiliyor.
CHP kuşkusuz daha cevval muhalefet yapabilir. Kürt meselesini sahiplenerek çözümde kapı aralayıcı olabilir ve tabii olmalı.
Ancak bugünün koşullarında şu kadarını da küçümsememek lazım.
Zira olağanüstü ve olağanüstü boğucu bir dönemden geçiyoruz. CHP de olmasa, Ankara’da nefes almak mümkün değil...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama