Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

30.08.2018 06:25
Güncellenme:
Takip Et:

Tutuklu rahip Andrew Brunson nedeniyle Washington ile başlayan gerilim, hiçbirimizin ummadığı bir biçimde, Ankara’da “Avrupa” fikrinin yeniden canlanmasına neden oldu.
Bir yıl önce Türkiye tarafından “Nazi” olmakla suçlanan Alman siyasetçiler, tek tek ekonomik krizin önlenmesi için Türkiye’ye yardıma hazır olduklarını söylüyor. Avrupalılar Türkiye’de istikrarın korunması gerektiği fikrini benimsemiş durumda. İkili görüşmeler hızlandı. Berat Albayrak, Avrupa turunda. Mevlüt Çavuşoğlu, yıllar sonra ilk kez ‘Gynmich’ diye anılan AB dışişleri bakanları toplantısına davetli.
Varlığını bile unuttuğumuz Reform İzleme Grubu, bu sefer Reform Eylem Grubu adı altında Ankara’da toplandı.
Peki bütün bunlar gerçek mi? Türkiye’yi yönetenler bir anda “Durun böyle gitmeyecek. Biz en iyisi AB sürecine dönelim, reformlara başlayalım, Türkiye’nin ufkunu açalım” diye düşünmeye mi başladı, yoksa “Eyvah Amerika’yla işler kötü. Bir yerlerden para bulalım, farklı müttefiklerle resim çektirerek Trump’a alternatifsiz olmadığımızı gösterelim hesabı mı var?
Tabii ki ikincisi. Ancak yine de Türkiye’nin Avrupa’yla yakınlaşması, belki kazara bize de fayda getirecek birkaç “normalleşme” adımına vesile olur diye, olumlu bir durum. İyi bir şey.
Ancak fazla iyimser olmamı engelleyen bazı noktalar var.
Üyelik müzakereleri başlayacak mı? Temkinli olmamın birinci nedeni, Avrupa’yla başlayan ikinci baharın özünde AB üyelik müzakereleri değil, aynı Emmanuel Macron’un dediği gibi Türkiye ve Avrupa arasında ‘stratejik ortaklık’ amacını güdüyor oluşu. Yani Kopenhag Kriterleri ve ortak demokratik değerler üzerine bir birliktelik değil, al-ver esasına dayalı bir ticaretten söz ediyoruz.
Kopenhag Kriterleri’ne dönmemiz için, çok ciddi bir demokratikleşme hamlesi lazım. O da ufukta gözükmüyor.
Oysa yıllar önce Avrupa Birliği süreci başladığında, arzuladığımız bu değildi. Biz, sahiden birinci ligde olmak, gelecek nesillere bir demokrasi bırakmak istemiştik...
Devlette cahiller ve makuller savaşı: Avrupa’yla yakınlaşmayı mümkün kılan, devlet bürokrasisi içinde hâlâ makul düşünen, fırsattan istifade, Türkiye’yi normalleştirmek ve Batı’yla kopuşu önlemek isteyen birkaç kişinin kalmış olması.
Ancak, devlet içinde makullerin karşısında, Türkiye’yi dünyadan koparmak isteyen şahinlerin de kümelenmiş olduğunu unutmayın. Bu isimler, aynı 90’lı yıllarda olduğu gibi, güvenlikçi tezleri her daim canlı kullanarak ‘Devletin bekası’ ve ‘terörle mücadele’ diye diye kendi dükalıklarını korumak peşinde. Türkiye’de Baas rejimi kurulsa, umurlarında değil. Makam arabalarında her gün işe gidip gelmek dışında vizyonları yok. Türkiye’nin gerçek anlamda Avrupa’yla yakınlaşabilmesi için, bazı sembolik adımların atılması lazım. Ancak cahiller bunu kendilerine tehdit olarak görüyor. Maalesef bu mücadelede kimin galip geleceğini henüz bilmiyoruz.
Avrupa para dağıtacak değil! Bir başka sorun da Avrupa’yla yakınlaşma konusunda beklentilerin çok yükselmiş olması. Kuşkusuz ki Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri Trump’ın dünya tasavvurundan uzak, ona alternatif bir dünya kurmak istiyor. Türkiye’nin batmasını da istemiyorlar.
Ancak Avrupa’nın Türkiye’de ekonomik krize siper olacak ne gücü ve ne de tecrübesi (knowhow) var. Türkiye’ye oluk oluk para akıtacak hali yok; bunun için gerçek anlamda kullanacağı kurumsal bir mekanizma bile yok. İster Çin, ister Almanya... Türkiye’ye mali yardımda bulunmayı düşünen tüm ülkeler, ekonomide en azından kural-bazlı bir sisteme (rules based order) dönülmesini talep edeceklerdir. Bakkal hesabıyla ekonomi yönetimini kimse kabul etmez; kara deliğe para akıtmak istemez. Bu, ekonomi programlarında ‘ortodoks’ diye ifade edilen ve yıllarca Mehmet Şimşek’in savunduğu politikalara dönüş demek. Bunun olabilmesi için de Avrupa, kuralların ve kurumların yeniden tesis edileceği IMF ya da IMF-benzeri bir standby anlaşması isteyecektir.
Türkiye’yi yönetenler ise henüz bu düşünceye hazır değil.  

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018