Kırsal Yaşamın, Küçük Çiftçiliğin Savunucusu Wendell Berry
Ayşen Eren
Son Köşe Yazıları

Kırsal Yaşamın, Küçük Çiftçiliğin Savunucusu Wendell Berry

24.08.2014 20:08
Güncellenme:
Takip Et:

Pek çok kişi koltuk kalmayınca yerde oturdu. Bu kadar çok sevilen bu adam kimdi?

ANKET

Ne kadar zehir yemeğe niyetlisin

Serbest piyasa ve küresel ticaretin başarısı için?

Lütfen tercih ettiğin zehirlerin ismini ver.

 

İyiliğin hatırı için ne kadar

Şeytanlık yapmaya niyetlisin?

Aşağıdaki boşluklara

Tercih ettiğin şeytanlıkları ve nefret davranışlarını yaz.

 

Hangi ödünler vermek için hazırsın

Kültür ve uygarlık için?

Lütfen yok etmeye niyetli olduğun

Tarihi eserleri, kutsal mekanları ve sanatsal işleri listele.

 

Vatanseverlik ve bayrak adına,

Sevgili toprağımızın ne kadarının kutsallığını yok sayabilirsin?

Boşluklara onlarsız yapabileceğin

Dağları, nehirleri, kasabaları, çiftlikleri listele.

 

Kısaca uğruna bir çocuğu öldürebileceğin

Fikirlerini, ideallerini veya umutlarını,

Enerji kaynaklarını, güvenlik çeşitlerini belirt.

Öldürmeye niyetlendiğin çocukların

Lütfen isimlerini ver. 

Şiirlerinde geleneksel yaşam tarzını, küçük çiftçiliği, doğa ile uyumu, çalışmanın erdemini, toprağa bağlılığı dillendirir ve pekçoğu pastoral şiir tadındadır. Çiftliğinde gündelik yaşamındaki sıradan olayların sıra dışılığını ortaya koyarak, uyandırdıkları zengin duygu ve düşünceleri sade ve akıcı bir dille aktardığı “Sabbath” adı verdiği şiirlerini yıllar boyunca düzenli olarak yazar. Şiirlerinde Amerikan politik ve ekonomik sistemini sertçe eleştirir, fakat eleştirilerinin merkezine sistemi değil insanı koyar. Şiirleri Berry’nin yaşam felsefesi hakkında ipuçları verir belki ama asıl düzyazıları yaşam felsefesini detaylı olarak anlatır.

Kar Gibi

Varsay biz işimizi yaptık

Kar gibi, sessiz, sessiz,

Açıkta hiçbir şey bırakmadan.

Felsefesinin en temel öğelerinden birisi toprak sevgisidir. Bu sevginin iki boyutu vardır. Toprağa ilgi gösterip bakmak ve toprağa bağlanmak. Bu bağlamda küçük çiftçiliğe inanır ve toprağa bağlı kırsal yaşam tarzını savunur. Kendisi de yıllardır babası ve dedesinin izinde çiftliğinde yaşamakta ve toprağını ekip biçmektedir. Yaşamı boyunca küçük çiftçiliği desteklemesinin nedenini bu aile geleneğine ve babasının yaşadıklarına bağlar. 1907 yılında babası ufak bir çocukken bir gece, gaz lambasının ışığında yetiştirdikleri tütünü sattıklarında ellerine geçecek para ile neler yapacaklarını konuşan anne ve babasını dinler. Zengin değillerdir. Çiftliklerinde yetiştirdikleri ürünleri satarak geçinirler. Çiftliği satın almışlardır ve borç ödemeye devam etmektedirler. Ertesi sabah dedesi sabah 2’de kalkıp tütünü satmak için şehre gider. Akşam bir kuruşsuz eve döner. Tütünü satıp tüm borçlarını kapattığında elinde hiç para kalmamıştır. Dedesini ve dedesi gibi binlerce küçük çiftçi ailesinin ekonomik olarak zorda kalmasının tek nedeni, kapitalist sistemdir. Tek bir kişi, tütün tekeli olmuş ve binlerce üreticiden tütünü istediği fiyattan satın almaktadır. Böylece önce babasının, sonra kendisi ve erkek kardeşinin ve daha sonra çocuklarının küçük çiftçilerin haklarını savunma geleneği başlamış olur.

Tarlada yetiştirilen, çiftliklerde üretilen yiyecek, Berry için kültürel bir üründür. Çünkü yiyeceği üretmek için sadece teknoloji yeterli değildir. Çiftçi de kültürel bir üründür. Çünkü iyi bir çiftçi yüzyıllardır ataları tarafından geliştirilen tohumları ve yöntemleri kullanır. Endüstriyel tarımı, makinaları çiftçilerin yerine koyduğu, onları işsiz bıraktığı ve bağımsızlıklarını ellerinden aldığı için saldırgan olarak niteler. Toprağa, yetişen ürün ve yiyeceğe ve de insana özen ve ilgi göstermek endüstriyel tarımın ilkesi olmamıştır. Bu nedenle toprağa, yiyeceğe, yiyeceği üreten ve tüketen kişiye saygı da göstermez. Küçük çiftçiyi değersizleştirmeye, fakirleştirmeye ve yok etmeye çalışır.

Wendell Berry kapitalizmi de sosyalizmi de ideolojik kimliklerinden sıyırıp, modern endüstriyel sistemler olarak tanımlar. Her ikisinin de ölçeği ve ekolojik sağlığı dikkate almayarak benzer yanlışlar yaptığını söyler. Bu çerçeve içinde önerdiği yeni bir politik veya ekonomik sistem değil, varolan fakat yokolmaya yüz tutan toplumsal ilişkilerin güçlü olduğu, toprağa bağlı ve saygılı kırsal yaşam tarzıdır. Berry için yerel, küçük ölçekli olan ve yerel halka ait olan güzeldir. Pazar ekonomisini ve küreselleşmeyi eleştirir. Eleştirisini siyasi ve politik değil, ekolojik, kültürel ve sosyal nedenlere oturtur. İyi işleyen yerel ekonominin politik yaşamı biçimlendireceğini ve sağlık kazandıracağını düşünür. Kapitalist ve neoliberal sistemin yaratıp, beslediği politik ve ekonomik güç paylaşımının yarattığı eşitsizlik ve adaletsizliklerin siyasi değil ekonomik araçlarla çözüleceğine inanan romantik bir bakış açısı vardır.

Binlerce insanı Amerika’ya çeken “Amerikan Rüyası”nın yok olduğunu anlamak için Berry’nin yaklaşık kırk yıl önce yazdığı en çok bilinen “Tedirgin Eden Amerika” (The Unsettling of America) kitabını okumak gerekir. Kaleme aldığı kitaplarında kapitalist düzeni, bu düzenin aktörlerini ve onların kültürel, sosyal ve ekolojik değerleri yok ederken yarattıkları sorunları anlatır. Sorgulayan bakış açısı ve eleştirel düşünceleri ile bir çeşit entellektüel aktivizm yapar. Diğer yandan toprağa bağlı, doğaya saygılı, sosyal ilişkiler ile zenginleşen, mutluluğu yerelde yakalayan anlamlı bir yaşam sürmenin mümkün olduğunu bize kanıtlar.

Çevre kirliliğinin arttığı, sağlık sorunlarının tırmandığı, sosyal ilişkilerin zayıfladığı, yaşam kalitesinin düştüğü, iş yaşamının verdiği tatminin giderek azaldığı tüketime dayalı Amerikan yaşam tarzından sıkılan ve “anlamlı” alternatif bir yaşam tarzı arayan orta sınıf Amerikalıların idolü olur.

Yale Üniversitesi’ndeki konuşmasında vurguladığı gibi geleceğe olumlu veya olumsuz bakış açısıyla değil ümitle bakmalıdır. Bu farklı yaşam tarzını benimseyip sürdürmek ancak geleceğe ümit ve güvenle bakmakla mümkün olacaktır.

Yazarın Son Yazıları

Validebağ Korusu: Halk direnişini bir din ve doğa diyaloğuna dönüştürmek

"Allah tam anlamıyla 'çevre'mizder." Seyyid Hüseyin Nasır

Devamını Oku
28.11.2014
Bir Müzenin Vatandaşlık Üzerine Anlattıkları

Amerika seyahatimde ‘Birmingham Civil Rights’ enstitüsünün müzesini gezme imkanı buldum. Bu müzenin anayoldan yönlendirme levhalarından tutun şehrin içindeki konumuna, girişteki müze memurlarının her ziyaretçiye yaptığı uyarıdan aktardığı tarihi olaylara kadar anlattığı o kadar çok öykü var ki.

Devamını Oku
31.10.2014
Organik Etiket Yeterli mi?

Dünyanın sağlığı bozulurken ben ‘organik’ beslenerek sağlıklı kalabilir miyim? Bu noktada satın aldığımız yiyecekten ‘emin olmak’ yeterli olmuyor, yiyeceğin en kısa mesafeden soframa gelmesi yani üreticinin yerel olmasının gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu bağlamda üreticinin kullandığı girdileri de yerelden sağlaması önem kazanıyor.

Devamını Oku
30.09.2014
Kendi imgesinden bir dünya yaratmak

Eğitim ve çalışma amacıyla bir süre yaşadığım Amerika Birleşik Devletleri’ni yaklaşık 20 yıl aradan sonra tekrar ziyaret ettim. Geçen süre zarfında ülke değişirken benim ülkeyi görmek için kullandığım gözlüklerde değişti.Yeni gözlüklerim ile bakınca gördüm ki Amerika Birleşik Devletleri giderek ‘Varlık İçinde Yokluk Yaşayanların Ülkesi’ ne dönmüş.

Devamını Oku
01.09.2014
Nasıl seçmeli?

Michael Schulson tarafından kaleme alınan ¨Nasıl Seçmeli?¨ başlıklı yazı şu cümle ile başlıyor, ¨Mantığınızın yararsız olmanın da ötesinde hiç işe yaramaz olduğu durumlarda, bazen en mantıklı seçim karanlığa rastgele atış yapmaktır¨.

Devamını Oku
24.08.2014
Kırsal Yaşamın, Küçük Çiftçiliğin Savunucusu Wendell Berry

Amerikalı yazar, şair, çiftçi, küçük çiftçi hakları savunucusu ve çevre aktivisti Wendell Berry’i tanımam tesadüfen oldu. Yale Üniversitesi’nin davetlisi olarak bir sohbet toplantısı için geldi. Toplantı şehrin en büyük salonunda düzenlendi. Dinleyiciler binanın girişinde upuzun bir kuyruk oluşturdu, salon tıklım tıklım doldu.

Devamını Oku
24.08.2014
Tamam mıyız?

Gezi olayları ile başlayan halk hareketi 17 Aralık 2013’de ülkeyi sarsan rüşvet skandalı nedeniyle büyüyerek devam ediyor. Bu ikinci dalga ilkine göre daha yaygın, güçlü ve Türkiye demokrasi tarihinde önemli ve farklı bir yeri var. 30 Mart yerel seçimleri yaklaşırken Gezi kamusal hareketini ve Türkiye demokrasisini John Dewey ile okumak ve irdelemek istedim.

Devamını Oku
24.08.2014
Kentsel dönüşüm mü? yoksulların mülksüzleştirilip şehir dışına itilmesi mi?

“Kentsel Dönüşüm” projeleri kötüye giden ekonomileri, zenginlerin lehine, yoksulların aleyhine devlet eliyle geçici olarak canlandırma projeleri. Bu projeleri incelerken sorulacak anahtar sorular, “Kim Kazandı? Ne Kazandı? Kim Kaybetti? Ne Kaybetti?” Nevşehirli teyzenin anlattıkları, cevapları bulmamız için bize yeterli ipucu veriyor.

Devamını Oku
24.08.2014
Bilim iktidar ile çelişirse...

2012 yılında kamuoyuna yansıyan üç vaka, post-yapısal bir yaklaşımla “İktidar bilgiyi neden değersiz kılmaya çalışıyor?” sorusunu sormamızı gerekli kıldı.

Devamını Oku
24.08.2014
“Allah tam anlamıyla “çevre”mizdir.”

Doğu Karadeniz bölgesinde HES’lere, Gerze’de termik santrala, Kaz Dağlarında maden şirketlerine karşı verilen mücadeleler gibi sesini duyurabilmiş mücadelelere din adamları ve İlahiyat fakültelerinin hocaları neden ilgi göstermez ve halkın yanında yer almaz?

Devamını Oku
24.08.2014
Davıd Harvey’den kapitalizmle mücadele formülü

Harvey’e göre, kapitalist karşıtı argüman, sistemin sürekli büyüme ihtiyacı üstüne kurulmalıdır. Çünkü sermaye yaşayabilmek için sürekli artmalı, büyümelidir. Büyümezse, kar yok demektir ve yok olur.

Devamını Oku
24.08.2014
Yaşamı savunmalıyız!

Doğa Derneği’nin Damocracy* İnsiyatifi ile organize ettiği Dünya Nehirler Konferansı Güney Amerika’da Amaxon Xingu nehri, Arjantin’de Mapuçi nehirleri, Ortadoğu’da Dicle, Afrika’da Turkana Gölü kıyısında yaşayan ve büyük barajlara karşı mücadele edenleri bir araya getirdi.

Devamını Oku
22.08.2014
Yeni kavramlar, farklı yorumlar

Amerikan Coğrafyacılar Birliği’nin 109 yıldır düzenlediği ve altı binden çok sunum, poster sunumu, çalıştayın yapıldığı yıllık toplantıda coğrafya, sürdürülebilirlik ve Coğrafi Bilgi Sistemleri konusundaki teorik ve uygulama çalışmaları yer aldı.

Devamını Oku
22.08.2014
Bir göl, bir nehir, bir şehir

Bir ramsar alanı olan “Burdur Gölü”

Devamını Oku
22.08.2014
Ekoloji demokrasisi

Bir AVM’nin bir mahalleden daha fazla elektrik tükettiğini biliyor musunuz? Yani bir yandan Hasankeyf’e, Loç’a baraj yapılmasın derken diğer yandan AVM’ye karşı çıkabilmenin göz önüne alınması gerekir. AVM’ler enerji emicidir.

Devamını Oku
22.08.2014
Gece-kondular, gökten-kondulara karşı

Onlar tek katlıydılar, bahçeleri vardı.Devlet politikalarının eseriydiler. Seçimlerde politikacıların göz bebeğiydiler. Yıllar boyu yerel ve genel seçimler öncesi oy toplamak isteyenlerin ziyaret edip sözler verdiği yerlerdi...

Devamını Oku
22.08.2014
TAKSİM GEZİ: Park Savunmasından Toplumsal Harekete

Değişiyor, tazeleniyor, canlanıyor ve soruyoruz: Nasıl yaşamak istiyorum? Nasıl bir ülkede yaşamak istiyorum? Yaşadığım ülke nasıl yönetilsin istiyorum? Ülke yönetiminde nasıl bir rol almak istiyorum?

Devamını Oku
22.08.2014
Çıralı'da neler oluyor?

Caretta caretta’ları, tarihi ve doğal zenginlikleri, eşsiz plajı ile dünyaca ünlü sakin, sessiz Çıralı, geçtiğimiz günlerde köylülerin yaptığı eylemler ile manşetlerdeydi: “Çıralı’da Halk Dört Gündür Ayakta ve Çıralı’yı Beklemeye Devam Ediyor”

Devamını Oku
20.08.2014