Tam 115 yıl önce ölmüş Oscar Wilde. Oysa bugünü anlamak için hâlâ ona başvuruyoruz: “Akıp giden bir bataklığın içindeyiz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor.” Başka bir yerde de sanatçılar için “acının soytarıları” diyor. Bu durumda futbol dünyasındaki bizler de eğlencenin soytarısı oluyoruz. O zaman çaresiz, görevimizi yapalım.
Aslında güzel bir maç vaadiydi bu. Neticede bu ülkede paranın kurabileceği en pahalı iki kadroyu izleyecektik ve biliyorduk ki birbirinden hiç haz etmiyorlardı. Gelin görün ki öyle olmadı. Daha doğrusu ara ara oldu, çoğu zaman olmadı.
Fenerbahçe’nin ilk golü gibi anlar bize sahadakilerin yetenek repertuarının ne kadar geniş olduğunu gösteriyordu. Trabzonspor da orta saha gayet dinamik gibiydi. Ama tüm bunlar hep kısa kısa pasajlar şeklinde cereyan etti. ‘Yekpare, geniş bir oyunun parçalanmaz akışına’ neredeyse hiç şahit olamadık. Hep kopuk kopuk, hem bölük pörçük...

Rakipsiz kalabilirler
Ama öyle ya da böyle direksiyonda hep ev sahibi taraf vardı ve kalelerinde 10’dan sonra neredeyse hiç tehlike yaşamadılar. Zaten Bordo  Mavililer maç boyunca kaleyi bulan tek bir şut atabildi, o da ilk yarıda ceza sahası dışından. Golden sonra oyun neredeyse tutuldu kaldı. Ama bu anlarda bile kontrol hep Fenerbahçe’deydi. İkinci gol bu üstünlükle geldi. O yüzden ‘hakedişe’ onların adı yazıldı. Neticede kazanıp lider oldular. Açık konuşayım, bu oyunla büyük başarı! Bir de oyunu düzeltirlerse rakipsiz kalabilirler.
 
Neyi pazarlayacaklar?
Son bir söz de Trabzonspor’a. Kötü yönetimde bir dünya markası onlar. Sahada gene gerginliğin adresiydiler, hadi onu geçelim. Fıkra gibi Arçil’i Şota zannedip kovmalarını da geçtim. Ezeli rakiplerine 8 maçtır gol atamamalarını da geçtim. Geçilemeyecek o kadar çok şey var ki! Bütün rezaletleri şununla özetlemek mümkün. Süper Lig’de formanın hem sırtına, hem koluna, hem de önüne reklam alamayan iki takımdan biri onlar (diğeri de pazarlığıyla ünlü Kayserispor!). Şortlarındaki küçük bir imzadan ibaret pazarlama güçleri.
Neyi pazarlayacaklar? Hakemleri kilitlemeyi mi, başkanlarının ipe sapa gelmez sözlerini mi? Neymiş böyle yaşayacağına kadın gibi yaşarmış. Tribünde ‘Feder’ imzalı bir pankart ne güzel söylemiş: “Kadın gibi yaşamak yürek ister.” Sadece yürek değil akıl da ister, akıl da..