Barbaros Talı

Biyolojik Pasaport

23 Haziran 2012 Cumartesi
\n\n\n

Aslında her şey, 1988in Mayıs ayında, Fransız polisi ile gümrük görevlilerinin, Fransa Bisiklet Turuna katılan takım doktorlarının çantalarında sporcuların kullanımına yasak maddeler bulmasıyla başladı. Avrupa Konseyinin Anti-Doping İzleme Grubu devreye girdi. IOCden bağımsız WADA kuruldu. UNESCO ile sözleşme imzalandı. Dopingle mücadelenin üye ülkelerce kabulü için Kopenhag Deklarasyonu yayımlandı.

\n

Zaman içinde yaşanan gelişmeler, bisiklet sporunun gözde yarışlarına sponsor olan büyük şirketler ile televizyon yayıncılarını da rahatsız etti. Kirli sporu ve sporcuları desteklemek istemediklerini sıklıkla dile getirmeye başladılar. Gelirlerini ve marka değerini düşürmek istemeyen Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI-Union Cycliste Internationale) yapıldığı bilinen ancak tespit edilemeyen kan dopingi üzerinde araştırma başlattı.

\n

Bilim insanları, vücuttaki dengeden yola çıktı. Kandaki 12 parametrenin parmak izine benzer kişisel farklılık yarattığını belirledi. Değişik tarihlerde alınmış örneklere ait değerlerin (Hemoglobin, retikülosit değerleri gibi...) belirli bir denge içinde seyretmesi gerektiğini tespit ettiler. Dengenin ancak dış etkenlerle değişebileceğini yüzde 99 oranında ispatladılar. Ardından yüzlerce atlete ait binlerce örnek topladılar, analiz sonuçlarını kayıt altına aldılar. Her sporcuya ait bilgi ve değerleri içeren dosyaya Biyolojik Pasaport adını verdiler. Sonuçta, 2008den günümüze kadar geçen sürede kan dopingi yapan sporcuları belirlemeyi başardılar.

\n

Alemitu Bekele de incelenen atletlerden biri. 2009-2010 yılları arasında alınan kan örneklerine ait değerleri karşılaştırılmış ve dışarıdan bir müdahale olduğu saptanmış. Savunması, rutin prosedüre uygun olarak birbirlerinden habersiz ve bağımsız üç ayrı uzman tarafından okunmuş; reddedilmiş. İncelemenin kanındaki değerler üzerinden yapılıyor olması nedeniyle Avrupa şampiyonu olduğu sırada ve o dönemde verdiği idrar analizlerinin negatif sonuçları önem taşımamış.

\n

Sorun; Bekelenin ceza almasıyla çözülmüyor. IAAF, o yıllarda kazanılmış bütün madalya ve ödüllerin iadesini bekliyor. Bu durumda sporcumuzun yanı sıra onu antrene edenler ile yönetmelik kapsamında nemalananlar da aldıkları para ya da altınları iade etmek zorundalar. Yani durum başta federasyon yetkilileri olmak üzere emeği geçen(!) herkes için karışık.

\n

Bu arada, kısa bir süre içinde idrar ve kan analizlerinin yanı sıra hormon değerlerinin de inceleme ve takip altına alınacağını belirtmekte yarar var. İşler zorlaşıyor. El âlem dopingle mücadeleyi ciddiye alıyor. Bilimsel bazda çaba harcıyor.

\n

Artık yapılması gereken, dopingle mücadelede atılan adımları ve yapılan çalışmaları komedi olarak nitelemek ya da insan haklarından dem vurmak yerine Türk sporunun ve sporcusunun da aynı safta, benzer kararlılıkla yer almasını sağlamak. Belirtelim, bu hizmette kimseye para pul dağıtılmıyor; temiz sporculara sahip olmanın onuru ülkeye mal ediliyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gazozuna Yarışma 14 Mart 2014
Merak Konusu 8 Mart 2014
Soçi’nin Ardından 2 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları