Demokrasi ve sandık ilişkileri sık sık tartışılıyor. Ülkenin başbakanı ve onun destekçilerine göre demokrasinin ölçütü sandıktır. Sandıkta en yüksek oy alan partinin icraatı kayıtsız şartsız demokratiktir. Çünkü arkasında onu destekleyen bir halk kitlesi vardır. Bazı örneklerle bu konuya açıklık getirebileceğimizi sanıyorum.
Türkiye İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığında çok partili düzene geçti ve 1946 yılında ilk seçimler yapıldı. Böylece demokrasiye bir başlangıç yapıldı diyebiliriz. O yıllarda Türkiye’nin demokrasiye hazır olmadığı sanırım tartışma götürmez. Bakınız; daha seçim öncesindeki gelişmelere göz atacak olursak, demokrasi sözü gündeme düşer düşmez, köy ağalarının ortaya çıktığını, onların partilere girdiğini ve bu ağaların baskısı ile büyük eğitimci Hasan Âli Yücel’in, İ. Hakkı Tonguç ile birlikte görevden uzaklaştırıldığını görürüz. Gelişmeler bundan ibaret kalmaz. Kinyas Kartal adlı büyük ve güçlü bir Doğu ağasının başını çektiği çabalarla ve muhafazakâr milletvekilleriyle bir büyük eğitim devrimi sayılması gereken Köy Enstitülerine karşı suçlamalar ve iftiralar başlar. Bunlar açıkça daha başlangıcında demokrasiye vurulmuş ağır darbelerdir. Ülkemizde demokrasi, çağdaşlaşmayı amaçlayan Cumhuriyet devrimlerden geriye dönüşün bir aracı olarak kullanılmış, Köy Enstitüleri ve Halkevleri, adı demokrat olan bir iktidar tarafından yok edilmiştir.
Cumhuriyetin kuruluşundan 70 yıl kadar sonra göstermelik demokrasimizin AKP isimli partisinin başkanı, açıkça demokrasinin kendileri için binilip inilecek bir tramvay olduğunu söylemiştir. Bu görüşünü değiştirdiğine ait bir ifadesini hatırlamıyoruz. İktidara geldikten sonra bunu izleyen söylemleri de icraatı da kendisinin aslında hiç de öyle gerçek bir demokrasi taraftarı olmadığını ortaya koymuştur. O dindar ve kindar bir gençlik yetiştirmek istiyor. Onun amacı ülkede siyasal İslamı geçerli kılmaktır. Bu onun kutsal bir görevidir. Bu politikalar AKP milletvekilleri tarafından yıllardır alkışlarla kayıtsız şartsız onaylanmakta ve desteklenmektedir.
Türkiye örneğini Arap ülkeleri örnekleri ile çoğaltabiliriz. Şimdi gündemde olan Mısır’daki çalkantıları ve çatışmaları, yaşanan kaosu izliyoruz. Kim Mısır’ın demokrasiye yakın olduğunu söyleyebilir? Erdoğan’ın Mursi ısrarı demokrasi özlemi midir? Tarafların çatışmasına yol açan darbenin de demokrasi sağlayacağı söylenebilir mi?.. Şu gerçeği iyice görmek lazım. Azgelişmiş, aydınlanmadan uzak kalmış, laikliği benimseyememiş, halkın büyük çoğunluğunun birey olamadığı, bilinçlenemediği bir ülkede sandıktan demokrasi çıkamaz. Ancak bizde olduğu gibi ağır kayıplara yol açan demokrasi mücadelesi verilir. Siyasal İslam demokrasi üretemez. Böyle toplumlarda seçimi kaçınılmaz bir şekilde demokrasi karşıtları kazanır. O halde sandık = demokrasi kesinlikle yanlıştır. Azgelişmiş ülkelerde, halk, eğitim yoksunu olarak kaldıkça demokrasi şansı olmayacaktır. Bocalamaya mahkûmdurlar ve toplum iyi eğitim görmüş, çağdaşlık, uygarlık değerlerini benimsemiş insanları ile feodal değerlere, dogmalara bağlı milyonlar arasındaki çatışmalardan kolay kolay kurtulamayacaktır. Buna bir de böyle bir ortamda, çıkarcı, dönek, ikiyüzlü okumuşların oynadığı rolü ve emperyalizmin bundan yararlanarak oynayacağı oyunları eklerseniz, bu ülkelerde demokrasiyi kurmak ve yaşatmanın ne kadar zor olduğunu teslim edersiniz.
Türkiye Arap ülkelerinden elbette farklıdır. Bizim Atatürk ve onun eseri olan Cumhuriyet devrimleri ve aydınlanma gibi bir mirasımız ve avantajlarımız var. Gezi gençleri bu mirasın boşa gitmediğini ve özgürlükleri ve gerçek bir demokrasiyi savunacak kuşaklara sahip olduğumuzu gösterdi. Kırılan umutlarımız yeniden yeşermiştir.
Coşkun Özdemir
Son Köşe Yazıları
Demokrasi ve Sandık
Yazarın Son Yazıları
Yiğit Bir Yurtseverin Anısına
Yiğit Bir Yurtseverin Anısına
Devamını Oku
24.01.2014
Milli İrade ve Demokrasi
Milli İrade ve Demokrasi
Devamını Oku
13.01.2014
Ahlakı ve Demokrasiyi Yıkma Süreci
Ahlakı ve Demokrasiyi Yıkma Süreci
Devamını Oku
08.01.2014
Halk Ne Diyor Ne Düşünüyor?
Halk Ne Diyor Ne Düşünüyor?
Devamını Oku
03.01.2014
Demokrasi ve Sandık
Demokrasi ve Sandık
Devamını Oku
25.12.2013
Başbakan’ın Diyarbakır Söylevi
Başbakan’ın Diyarbakır Söylevi
Devamını Oku
18.11.2013
AKP Milletvekillerine (28.08.2013)
Devamını Oku
28.08.2013
AKP Milletvekillerine (19.06.2013)
Devamını Oku
19.06.2013
Burak'ın Katili
Devamını Oku
16.05.2013
Dinciler ve Dindarlar
Devamını Oku
13.09.2012
İç Açıcı(!) Memleket Haberleri (26.07.2012)
Devamını Oku
26.07.2012
Halkın Adı Yok...
Devamını Oku
21.07.2012
Sorunların Temelinde İlkellik Var
Devamını Oku
13.06.2012
Muhafazakâr İnanışlar...
Devamını Oku
07.04.2012
Sorunlarımızın Temelinde Gericilik Var
Devamını Oku
08.03.2012
Halkın Adı Yok (10.02.2012)
Devamını Oku
10.02.2012
Azgelişmiş Toplumda İleri Demokrasi
Devamını Oku
26.01.2012
Yiğit Bir Uygarlık Savaşçısını Yitirdik
Devamını Oku
11.12.2011
Azgelişmiş ve İlkel Bir Toplumda İleri Demokrasi
Devamını Oku
12.11.2011
Aydınlanma Diyarında Birinci Yıl
Devamını Oku
22.06.2011
İleri Demokrasi (!)
Devamını Oku
08.06.2011
İnançlar Vesayeti...
Devamını Oku
05.04.2011
Azgelişmiş...
Devamını Oku
26.02.2011
Memleketimizden Manzaralar (12.01.2011)
Devamını Oku
12.01.2011
Atatürk'ün Mirası ve Vesayet
Devamını Oku
18.12.2010
Atatürk ve Vesayet
Devamını Oku
12.11.2010
Değişimin Profesörleri
Devamını Oku
25.07.2010
Köy Enstitüleri Kapatılmasaydı
Devamını Oku
21.02.2010
Memleketimden Utanç Manzaraları
Devamını Oku
18.01.2010
Nasıl ve Neden Ölüyoruz?
Devamını Oku
05.08.2009
Türk Halkının Kalp Sağlığı
TEKHARF Çalışma Bilgilerinden Yararlanma Çalıştayı: 25 Haziran 2009 günü, Türk Kardiyoloji Derneği salonlarında bir çalıştay (workshop) gerçekleştirildi.
Devamını Oku
10.07.2009
Kültür-Eğitim-Bilim
Devamını Oku
24.04.2009
17 Nisan
Devamını Oku
17.04.2009
Siyaset-Seçim-Eğitim
Devamını Oku
26.03.2009
Takdiri İlahi
Devamını Oku
20.02.2009
Çetin Altan ve toplumsal değişim
Devamını Oku
19.02.2009
Dünya Engelliler Gününde Sosyal Engelliler
Devamını Oku
05.12.2008