Cüneyt Arcayürek

Bir Öyle Bir Böyle...

26 Şubat 2014 Çarşamba

Skandallar iç içe.
Kısacası on iki yıldır ülkeyi, dilediğini yapmayı halktan yetki aldığını söyleyerek pervasızca yöneten bir Başbakan’ın… … Bakanlar Kurulu’ndan sonra hükümet sözcüsüne açıklattığına göre:
7 bin kişiyi dinleten savcı ile dinleme izni veren hâkim bağımsız yargıya mensup oldukları için hükümetin bunları etkilemesi ve ne yaptıklarından haberdar olması mümkün değilmiş!
Raftaki bu yalancı dolmayı kamuoyu önüne koyan sözcü Arınç’ın hükümetini savunmayı içeren bu sözlerine ancak yandaş saftirikler inanabilir.
Türkiye’de bu iktidarın gerçekleri saptırma sanatındaki ustalığı bu kez de sahnede. Uçan sineğin kanat seslerinden bile bilgi sahibi olduğunu iddia eden bir hükümetin bu açıklamalarına inanacak mantık ve insaf sahibi tek bir birey bulamazsınız.
Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür yarabbi; bir değil beş on kez açıkladığı sözde gerçekleri, bir süre sonra halkın gözünün içine bakarak yalanlayan böyle bir iktidar ve liderini dünyanın beş kıtasında arasanız bulamazsınız.

***

Şimdi ne diyor?
2011’den beri Tevfik İslam diye tanımlanan, var mı yok mu fazla bilinmeyen bir terör örgütüyle ilgili, tabii yine imzasız bir ihbar üzerine savcının 7 bin kişiyi, üstelik mahkeme kararı ile dinlettiğinden her yerde gözü ve kulağı olan bu hükümetin haberi yokmuş...
Şimdi kıyameti koparıyor.
Ama fırsat bu fırsat 17 Aralık’tan beri üstünü örtmeye azmettiği ne kadar yolsuzluk ve rüşvet olayları varsa bunları paralel yapıya (Gülen cemaatine) yüklemeye…
... Ve hükümete sıçralayan mangırsal rüşvet iddialarının uydurma olduğunu bu son vesile ile kanıtlamaya hevesli iki iktidar borazanı yandaş gazete Başbakan’ın paralel yapıyla ilgili iddialarını desteklemek görevini bir kez daha üstlenmiş görünüyorlar ve...
... Önceki gün yapılan açıklamalar dikkate alındığında 7 bin kişiyi dinlemeyi içeren bombanın kimin kucağında patlayacağını kestirmek olanaksız.

***

Zira; Selam Terör Örgütü soruşturmasını başlatan savcı Adnan Çimen, aynı gün 7 bin kişinin dinlendiği haberini kıvırmadan, kimi sözde mazeretler ileri sürmeden yalanladı.
Dinlendiği iddia edilen kişilerin birinin bile bu dosyada yer almadığını söyledi. Bir.
İki: Daha önemlisi ancak kendine güveni olan insanlara özgü bir davranışla savcı; HSYK’den iddiaları incelemesi için müfettiş istediğini söyledi.
HSYK de başlattığı incelemeyle gerçekleri arayacak olursa, ola ki savcının açıklamalarını doğrulayacak öğelere ulaşabilir.
Üç: Skandalı ortaya atan iki gazetenin sorumlularına savcının, hâkimden bu dinlemeler için talep ettiği iznin ve mahkeme kararının metnini neden yayınlamadıkları soruldu TV’lerde.
Soruya, hâkim kararı metninin ellerinde olduğunu ve yayınlayacaklarını söyleyerek, yanıt veremediler.
Peki, dinlemelerin tapeleri var mıydı? Yanıt: Var diyorlar ama bizde henüz yok!
Bir iddia öyle ki iki gazete dinleme skandalını paralel yapı diye anılan cemaate yüklediler manşetlerinde ve lakin skandal iddiaları doğrulayacak tek bir belgeyi dün de yayımlayamadılar...
Ama burası Türkiye...
Ergenekon ve Balyoz davalarında gerçek olmayan olayları doğru ve yaşanmış gibi yansıtan düzmece nice belgeler, tapeler gördüğümüz için… Bir de bakarsınız soruşturmayı yürüten savcının bile bilmediği bir dosya çıkarılabilir piyasaya.
Ya HSYK incelemeleri savcının açıklamalarını doğrularsa...
Kim ya da kimler ayıklayacak pirincin taşını!
Başbakan düşünsün...

***

Şu hale bakın. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son skandal patlak verince “Peki, ama 7 bin kişi dinlenirken hükümet o sıralarda neredeydi?” diye haklı bir soru yöneltti.
Sözcü Arınç, espriden hayli yoksun yanıtında muhalefet liderinin “Mükemmel bir açıklama yaptığını” söyleyerek Kılıçdaroğlu’nun sorusunu alaya aldı, “Hükümet buradaydı ama savcı ve hâkimin yaptıklarından haberdar olmasının olanaksızlığından” söz etti. Oysa:
CHP aylar öncesinden parti merkezinin dinlendiğini çok kez açıkladı. Başbakan işitmezlikten, bilmezlikten geldi. Kös dinledi ve...
... Bir gün AKP Grubu’nda Kılıçdaroğlu’nun dinlendiğinden haberi ve günü gününe bilgisi olduğunu ağzından kaçırdı: “Kılıçdaroğlu’nun nefes alışlarını bile izlediklerini” söyleyiverdi.
Şimdi TV’lerden, hükümet sözcüsüne başta CHP ve bir yığın Rus salatası misali birbiriyle ne fikren ne de şeklen ilgisi olmayanların karışımı dinlenenler listesinden haberleri olmadığını; üstüne üstlük bu konuda sorumluluğun savcı ve hâkimde olduğunu içeren hükümet görüşünü gönül ve vicdan rahatlığıyla kamuoyuna açıklayabiliyorlar.

***

Yıllarca insanların konuşmalarını suçlamaya göre yeni baştan düzenleyenlerin varlığına ses çıkarmayan Başbakan ile, aynı biçimsellikte bir olay, oğlumuz Bilal’la yaptığı, üstelik evindeki paraları dağıttıktan sonra kalan 30 milyon Avro’dan gece karanlığında kurtulmasını salık veren telefon konuşma tapesi internete düşünce bu konuşma ahlaksızca montajdır diye feveran eden Başbakan aynı insandır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları