Cüneyt Arcayürek

Siyaset Yasak Ama...

12 Haziran 2011 Pazar
\n

Bugün pazar. Seçim.

\n

Tartışmalar, kapışmalar, vaatler… Hepsi geride kaldı (mı?)

\n

Türkiye değişiyor, değişti diyoruz ya; şimdilerde parti ve siyasal eksen

\n\n\n\n\n\n

değiştirenler sağdan sola, soldan sağa çark ediveriyorlar.

\n

Bugün siyaset yazmak yasak ama siyaset dışı fıkralar yazmak serbest!

\n

Örneğin diyelim ve

\n

***

\n

Kaset mağduru MHPli Deniz Bölükbaşının babası ünlü politikacı Osman Bölükbaşı, genel başkanı olduğu Millet Partisi ile 1950-60 arasında Adnan Menderese ve Demokrat Partiye karşı büyük siyasal savaşım verdi.

\n

DP, muhalif milletvekillerini kimi zaman şantajla, kimi zaman maddi olanaklar sağlayarak partilerinden ayrılmalarını sağlardı. Bölükbaşının çok güvendiği arkadaşları MPden ayrılınca Bölükbaşına sordular: Sayın Bölükbaşı, milletvekillerinin parti değiştirmelerine ne diyorsunuz?

\n

MP lideri hiç düşünmeden hain dedi... Bir süre sonra başka partilerden kendi partisine geçenler olunca aynı soruyla karşılaştı ve şu yanıtı verdi:

\n

Onlar mı? Hainlere dayanamayıp bana geldiler!

\n

***

\n

Tarım Bakanı Faik Öztrak, seçim bölgesi köylerinden birini ziyaret etmiş, halkı hükümetin tarım politikaları hakkında aydınlatıyordu. Makineleşen tarımın yararlarına giriş olarak söze başladı.

\n

Eski yöntemler iyi sonuç vermez. Örneğin bu mevsim, şu ağaçtan bir kilo armut alacağınızı zannetmem dedi.

\n

Orada bulunan Cumhuriyetin Ankara muhabiri (o zaman temsilcilik yoktu) Mekki Sait Esen de, Ben de zannetmem dedi.

\n

Bakan sordu: Neden?

\n

Bu ağaç armut ağacı değil de ondan!

\n

***

\n

Hakkında çok dedikodu yapılan bir politikacıydı. Bir gün ciddiyeti suratına maske gibi takmış, ağır adımlarla içeri girerken sordular: Niçin kaşlarını çatıyor böyle?

\n

Akbaba mizah dergisinin sahibi, yazarı Yusuf Ziya Ortaç fısıldadı: Namuslu desinler diye.

\n

Ortaçtan anlamlı bir başka fıkra:

\n

Bir yaz akşamı. Atatürk Büyükadaya gelmişti. Anadolu Kulübünde hemen sofra kuruldu ve davetli konuklar birer birer Cumhurbaşkanını selamlayarak yerlerine oturdular.

\n

İçki ve sohbet başlamıştı. Ciddi sorunlar zaman zaman tatlı bir nükte ile hafifletiliyordu.

\n

Ahmet Ağaoğlunun imalı bir sözünü Atatürk bir soruyla yanıtladı: Sen Cumhurbaşkanı olsan ne yaparsın?

\n

Birden bu soru bütün konukları yoklayan bir anket oluverdi. Sen, siz, zatıâliniz?

\n

Yanından ayrılmayan yaveri Salih Bozok: Beni seçecek enayi yoktur Paşamdedi.

\n

İbrahim Alâeddin: Derhal istifa ederim, efendim dedi.

\n

Sıra Yusuf Ziya Ortaça gelmişti. Atatürk, kadehten bir yudum içip sordu:

\n

Ya siz, Cumhurbaşkanı olsanız ne yaparsınız?

\n

Akbabacı:

\n

Sizi Cumhurbaşkanı yaparım Paşam dedi.

\n

***

\n

Lokantada yemek yiyorlardı. Karşı masadaki Fenerbahçenin o tarihlerde ünlü sağ açığı yakışıklı Fikretle Cumhuriyetin sahiplerinden yazar Doğan Nadi selamlaştılar.

\n

Yazar Mithat Cemal sordu: Kim bu?

\n

Fikret!

\n

Rûbab-ı Şikeşteyi yazan (ünlü şair Tevfik) Fikret mi?

\n

Hayır! Rûbab-ı Şikeşteyi okumayan Fikret!

\n

***

\n

İngiltereye İkinci Dünya Savaşında büyük hizmetleri geçen Winston Churchill, tiyatro oyuncusu ve alkolik olan damadından dertliydi ama bu kusurunu damadının yüzüne karşı söylemiyordu. Bir gün damadı:

\n

Sizce en büyük devlet adamı kimdirdiye sorunca Churchill hemen, Mussolinidedi.

\n

Yalnız damadı değil, oradakiler de şaşırmışlardı bu yanıta.

\n

Şaka ediyorsunuz dediler. Churchill:

\n

Hayır, çok ciddiyim dedi: Çünkü içimizde damadını öldürebilmek cesaretini yalnız Mussolini göstermiştir.

\n

***

\n

Bir romanını satın alan kitapçı Peyami Safaya sordu: Üstat, benim bir gözüm camdandır, biliyordunuz değil mi?

\n

Peyami Safa, Evet biliyorum”.

\n

Ama hangisi camdır, onu biliyor musun?

\n

Hayır!

\n

E, bilin bakalım”.

\n

Peyami Safa derhal işaret etti: Şu!

\n

Nereden anladınız?

\n

Daha şefkatli, daha insaflı bakıyor!

\n

***

\n

Seçim; hayırlara vesile olur inşallahhhh!

\n\n\n\n\n\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları