Cüneyt Arcayürek

Vakıf Senedi Ne Diyorsa O!..

15 Ocak 2015 Perşembe

Müslüman mahallesinde salyangoz satıcısı arar gibi, Fransız mizah dergisinin son sayısından örnekler veren gazetemize  benzer bir saldırı olabilirmiş, olacakmış gibi bilinmeyen bir savcılık emriyle... Cumhuriyet’e gelen yollar kapatılmış, gireni çıkanı arıyorlarmış.
Dün NTV’nin erken saatteki  haberlerinden öğrendim.
Hayret mi edeyim, şaşırayım mı, karar veremeden birkaç dakika durakaldım.
Sonra bana faksla geçilen, bizim medyaya örnek olacak bir tavırla Fransız medyasının yardımı ile üç milyon basılan Charlie Hebdo’nun son sayısındaki kapak karikatürüne baktım.
Herkesin umacı görmüş gibi bakmaktan kaçındığı karikatürü Hikmet Çetinkaya’mız herkese cesaret aşılamak için olacak, yazısının başına koyuverdi. Altına yazdığı gibi, bu çizgiler Hazreti Muhammet’i değil, onca insanın katledilmesine üzülen insancıl ve vicdani bir anlayışı temsil ediyor.

***

Üstelik kapaktaki bu Arap figürlü karikatür, elindeki “Ben de Charlie”yim sloganı ile adeta bütün dünyada ifade özgürlüğüne yapılan saldırıyı telin eden yürüyüşün anlamına katıldığını ifade ediyor.
Yıllardır yalnız Fransa’daki basın özgürlüğüne dayanan yayınlarında yalnız Müslümanlığı değil, yeri geldiğinde mukaddes papalarını, Katolikliği, Yahudiliği de hicveden derginin son olağanüstü kapağında, Müslüman dünyasının da bütün dünya gibi “Je suis Charlie” ifadesini göğsüne bastırarak katliamı telin ettiğini ve katliamın ardından hatta oralarda varlığı şüpheli, hatta yok sayılan ifade özgürlüğünü adeta benimsediklerini açıklamaya çalışıyor.

***

Hazreti Muhammet ile tek çizgisi örtüşmeyen bu karikatürü yayımladılar diye yine Müslümanlar Müslümanları katledeceklerse bu, barış, anlayış ve karşı, aksi açıklamalara saygılı olduğunu her sabah akşam en az 14 iktidar yalakası TV’de dinlediğimiz sözde din adamlarının açıklamalarını külliyen yalanlıyor.
Her dini, her görüşü savunan, basın ve ifade özgürlüğünün sürekli, ödün vermeyen kurallarıyla kurulan Cumhuriyet’in gerçek sahibi vakfın senedinde de yazılı kurallar nedeniyle, gazetenin Fransız mizah dergisinden dört sayfalık seçki yapması kadar doğal bir davranış olamaz.
Bu davranış ne Hz. Muhammet’i hicveden önceki karikatürü savunmaktır ne de halkının yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede İslamı karalamaktır.

***

Bu, tamamen basın ve ifade özgürlüğüne gazetenizin ne denli içtenlikle bağlı olduğunun sade bir örneğidir.
Şimdi Charlie Hebdo’nun son sayısından dört sayfalık seçki yaparak yayımlayan Cumhuriyet’i, tamamen başka amaçlarına kanıt olsun diye suçlayanlar elbette ortaya çıkacaktır, çıktı da.
Dün gece TV’ler arasında gezerken Ülke TV’de sözünü  ettiğim açılara hizmet eden birinin, gerçeği bilmeden tamamen yalan içerikli açıklamalarına tanık oldum.
Adını da veriyorum. Ülke TV’nin 13 Ocak gecesi canlı olarak yayımladığı Sıradışı programında konuşan iki kişiden biri, Turgay Güler, daha piyasaya çıkmayan, görmediği dünkü sayısı ile birlikte bütün sayfalarıyla bastığımızı iddia ettiği Charlie Hebdo’yu bedava dağıtacağımızı söyledi.
Tabii bu söyledikleri bütü nüyle yalandı, iftiraydı.
Savcılık, NTV’de dinlediğim gibi basılıp bayilere dağıtılmaya giden kamyonlardaki gazetemizin kapağında yer aldığını varsaydığı, acaba hangi bilgi ve nedenlerle Hazreti Muhammet’i karalayan bir karikatür arıyor?
Şayet haber doğruysa piyasaya verilmeden önce, çıkacak Cumhuriyet’te böyle bir karikatür olup olmadığını öncelikle gazetemizin sorumlularına sorması gerekmez mi?
Savcılığın davranışı, Ülke TV’deki yalan bilgilerle gazetemizi karalamak isteyen konuşmacının söylediklerine benziyor.

***

Ha, diyeceksiniz ki Cumhuriyet dışında tek bir gazetemizde Fransız dergisinden iki sayfa seçki yapan yok!
Çoğu yandaş, yalaka, geri kalanlar ise iktidarı da değil, RTE’yi üzerlerine çekmemek için korku belası Fransız dergisinin yayınından da ve bu vesileyle ifade ve basın özgürlüğünü savunmamak için köşe bucak kaçıyorlar.
Türkiye’de derginin yayınına bağlı olarak AKP’nin basın ve ifade özgürlüğünün ırzına geçtiğini anımsamak bir yana, anımsatan bir yayın yapmaktan bile çekiniyorlar.
Bir kere daha ortaya çıktı: Yandaş olan olmayan medya ile Cumhuriyet arasındaki özel ve önemli fark da bu zaten.

***

Kişisel not: Kimi zorunlu sorunlarımı çözümlemek için cuma ve cumartesi, iki gün yazmayacağım için sevgili okurlarımdan özür dileyerek izin rica ediyorum.
Kimse bu çok kısa ayrılığı başka, üstelik saçma sapan uyduracağı kimi söylentilere de bağlamaya kalkmasın.
Gazetemizin vakıf senedindeki kurallar doğrultusunda, pazartesi günü yazıya devam!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları