Kadınlar hem işsiz hem de öldürülüyor

27 Kasım 2022 Pazar

Türkiye’de en çok ezilen kesimler kadınlar ve emekçilerdir.

Dolayısıyla, ülkemizin en büyük haksızlığa uğrayan kesimi emekçi kadınlardır demek yanlış olmaz!

Üstelik kadınlar sürekli olarak erkekler tarafından da katlediliyorlar.

Parmaklıklar arkasındaki annelerin, lohusaların, hamilelerin hali perişan.

Son günlerde Sosyal Medyaya yansıyan hasta kadın mahkûm profilleri yürekleri parçalıyor.

Elbette, ne 28 Şubat, ne Gezi Direnişi mağdurlarını, ne haksızlığa uğrayan çağdaş avukatları, ne hasta, ne yaşlı, ne lohusa mahkûmları, ne Kavala’yı, ne Demirtaş’ı, ne de KHK’lileri unuttum!

Ama bugün biraz kadın hakları üzerinde durmak istiyorum.

Çünkü ülkemizde kadın olmak sanki haksızlığa uğramak için yeterli bir neden gibi!

***

Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre erkekler, 1 Ocak 2022- 23 Kasım 2022 arasındaki dönemde en az 296 kadını öldürdü, 715 kadını da yaraladı.

***

DİSK-AR’ın raporuna göre, erkeklerde resmi istihdam oranı yüzde 65 olarak açıklanmışken Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam, KATİ oranı, yüzde 49 olarak hesaplandı.

Yani çalışabilir erkek nüfusun ancak yarısı Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam, KATİ oranına sahip.

Kadınlarda resmi istihdam oranı yüzde 30.5 iken DI·SK-AR tarafından TÜI·K verilerinden hareketle hesaplanan Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam, KATİ oranı, yüzde 18.6 oldu.

Genç işsizliğinde artış eğilimi de devam ediyor.

TÜİK verilerinden DİSK-AR’ın yaptığı hesaplamaya göre gençlerde geniş tanımlı işsizlik yüzde 36.6 düzeyinde gerçekleşti.

Genç kadınlarda işsizlik oranı ise yüzde 48’i aştı.

Bu verilere göre, kadınlarda istihdam oranı erkeklerin yarısından daha az.

Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam, KATİ oranı ise kadınlarda erkeklerin neredeyse üçte birine yakın.

***

İlerici Kadınlar Derneği 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir bildiri yayımladı.

Bu bildirinin ana hatlarını şöyle özetlemek olanaklı:

Ülkemizde neredeyse her gün bir kadın cinayeti işleniyor.

Ülkemizde kadınlar evde, sokakta, işyerinde şiddete maruz kalıyor. Her dört kadından biri hayatının bir döneminde şiddete uğruyor

Ülkemizde kadınlar ucuz işgücü olarak görülüyor, düşük ücretlerle, kayıt dışı, güvencesiz çalışıyor.

AKP’nin iktidarı ile birlikte gerici örgütlenmelerin, tarikat ve cemaatlerin tahakkümü, eğitim sisteminin gericileştirilmesi, sosyal yaşamın her alanın dinsel referanslarla dizayn edilmesi kadınların ikincil konumunun daha fazla pekişmesini ve şiddeti körüklüyor.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne en az 7 bin kadının yaşamdan koparılması bu gerici rejimin açık sonucudur.

Kadınların temel görevini çocuk doğurmak ve bakım hizmetlerini yerine getirmek şeklinde tanımlayan bu düzen, ihtiyaç duyduğunda ise kadınların ucuz işgücü olarak sermayenin hizmetine girmesini salık veriyor.

AKP’nin 2023’ü işaret ederek tanımladığı “Türkiye’nin Yüzyılı” projesi ise kurdukları rejimin yeni bir evreye taşınmasıdır.

Bu süreci de yine “türban” düzenlemesi ile açmak isteyen iktidar kadınlara sınırlarını işaret etmektedir.

Kadın düşmanlarına, gerici yobazlara, para babalarına, bu düzene mahkûm değiliz.

Çocuk istismarlarına, kadına yönelik şiddete, tacize, kadın cinayetlerine mahkûm değiliz.

Değiştirmek kendi ellerimizdedir.

Mücadelemiz AKP’nin “Yeni Türkiye”sine karşı laik ve aydınlık bir Türkiye içindir!

Şiddete, yoksulluğa, gericiliğe “Dur” diyelim.

Eşit, özgür, laik, sosyalist bir ülkeyi hep birlikte kuralım.

***

Değerli okurlarım, kadın hakları mücadelesi aslında Demokrasi mücadelesidir.

Demokrasi mücadelesi, aslında Laik ve Sosyal Hukuk Devleti Mücadelesidir.

İçeridekilerin ve dışarıdakilerin uğradıkları haksızlıkların, hukuksuzlukların, adaletsizliklerin engellenmesi, kadın hakları için yapılan Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti mücadelesi ile daha olanaklı hale gelecektir.

Türkiye İran’dan, Türkiye’deki kadınlar İran’daki kadınlardan daha geride değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları