Andımız...

22 Mart 2021 Pazartesi

Andımız, dinci siyasal iktidarı rahatsız ediyor.

Bu anlaşılır bir şeydir.

Osmanlı saltanatını diriltmeye çalışan, şeriat ve halifelik özlemi çeken bir anlayış Andımız’dan rahatsız olacaktır.

Türk ve Atatürk sözleri hangi kesimleri rahatsız ediyor olabilir?

Üç kesim var ki bu sözlerden ve bu sözlerin arkasındaki ülkenin kurucu değerlerinden rahatsız olmaktadır.

Birincisi, emperyalist kapitalizmin temsilcileridir. Bu sistemi temsil edenler “ulus devlet”i ortadan kaldırıp ülkeyi çokuluslu şirketlerin yönetimine geçirmeyi amaçlar. Bu amacı en iyi dile getirenlerden birisi Graham Fuller olmuştur. CIA’nın Türkiye istasyon şefi olan Fuller, halifeliğin olmayışını bir zayıflık saymış, baştaki kişiyi devşirmenin kolay olacağını açıklamıştır.

İkinci kesim, İhvancı dinci siyasal iktidar sahipleridir. Bunlar da ulusu ümmete çevirmek, dine dayalı bir toplum düzeni kurmak peşindedirler. Hedefleri laikliği ortadan kaldırmak,

Sünni İslamın İhvancı kurallarıyla toplumu yönetmek, biat-itaat temelinde kul kimliğini yaşama geçirmektir.

Üçüncü kesim, kendilerini Kürt milliyetçiliği ile tanımlayan, ulus devletin bütünlüğü yerine etnik kökene dayalı bir bölünmeyi amaçlayan kesimdir.

Bu üç kesim de Atatürk’ten de Türk sözcüğünden de rahatsız olmaktadır.

TÜRKİYE’DE TÜRK OLMAK

Türkiye’de yaşıyorsunuz.

Türk vatandaşısınız.

Türkçe konuşuyorsunuz.

Ama Türk sözcüğünden rahatsız oluyorsunuz.

Kendinize kim olduğunuz sorulduğunda “etnik köken kimliğinizi” söylüyorsunuz. Ya da dinsel kimliğinizi öne çıkarıyorsunuz. 

Atatürk’ün “Türk kimliği” ırka, etnik kökene, inanca dayanmaz. “Türk kimliği” bir vatandaşlık belirtecidir.

Etnik kökeniniz ne olursa olsun, Kürt, Arap, Çerkes, Rum, Ermeni, Yahudi, burada “Türk vatandaşıdır”.

AMERİKA’DA OLSAYDINIZ?

Amerika’da olsaydınız. Amerikan vatandaşı olsaydınız, kim olduğunuz sorulunca “Ben Amerikalıyım” derdiniz. Amerika’da yaşayan, Amerikan vatandaşı olan İngiliz de, Alman da, Çinli de, Japon da, Kürt de, Ermeni de, Yahudi de “Ben Amerikalıyım” der. Hepsi de “Amerikan İngilizcesi” konuşur, o dille anlaşır.

Almanya da böyledir, Fransa da İngiltere de. 

ULUSAL BÜTÜNLÜK GÜÇ KAYNAĞIDIR

Bölünmeye değil, bütünleşmeye çalışmalıyız.

Bugünkü “İhvancı dinci siyasal iktidar”ın yaptığı en büyük yanlış, toplumun bütünlüğünü bozmak olmuştur.

“Ya bizdensin ya da bizim düşmanımızsın” derecesine varan bir kindarlık toplumu bölmüş, bu bölünmeden siyasal çıkar uman anlayış giderek kaybettiğini bile göremez duruma gelmiştir.

Kendinden saymadığı milyonlarca vatandaşı “terörist, FETÖ’cü, hain” ilan eden bir siyasal iktidar, ülkenin geleceğini tehlikeye atmakta, bunu da fark etmemektedir.

ANDIMIZ BİR ÖLÇÜT OLMUŞTUR

“Türküm, doğruyum, çalışkanım...” sözleriyle başlayan Andımız, okul çocuklarının kendi vatanlarına bağlılığını simgeleyen bir ortak eylemdir.

Okul hayatımız boyunca her sabah birlikte yüksek sesle okuduğumuz “Andımız”, elbette hepimizi doğru, çalışkan yapmamıştır ama bir yaşam ekseni olmuştur.

İnsancıl öğeleri ağır basan “büyüklerimi saymak, küçüklerimi sevmek” sözleriyle toplumsal yapımızı pekiştiren “Andımız” bize toplumsal sorumluluğumuzu kazandırmıştır.

Bundan rahatsız olmak, Türk sözcüğünü şovenizm olarak yorumlamak bize Osmanlı sarayının Türklüğü, Türkleri nasıl küçümsediğini anımsatıyor.

Osmanlı sarayı, Arapları “kavm-i necip” olarak tanırdı. Dinle ilgili her şeyde Arapça kullanılırdı. Edebiyat ise Farsçayı öne çıkarırdı. Türkçe gündelik dil olarak işe yarar, üst düzeyde sayılmazdı.

Atatürk’ün Türklüğe verdiği değer, Türkçeye verdiği önem, Türk tarihine gösterdiği ilgi hep Osmanlı saray kültürünün etkilerinden kurtulmaya yöneliktir.

Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu gibi kurumsal yapılarla da bu değere, bu ilgiye süreklilik kazandırmak istemiştir.

ANDIMIZ’IN SAHİBİYİZ

Bizim için Andımız’a sahip çıkmak, ülkemize sahip çıkmaktır.

Her üç kesim de emperyalist kapitalistler, İhvancı dinci siyasetçiler, Kürt milliyetçiliği ile bölücülük peşindekiler ülke gerçeklerinin dışında kalmaktadır.

Bugün, ülkemizin gerçekleri;

Denetlenebilir parlamenter siyasal iktidar,

Adaleti amaçlayan bağımsız hukuk,

Laik eğitim,

Emekten, üretimden yana ekonomi,

İnsan haklarını gözeten sistem,

Laik toplumsal yaşam,

Her vatandaşa eşit değer veren demokrasi amacına yöneliktir.

Hep birlikte bu amaçlara yönelelim ve oyunlara gelmeyelim...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları