Cumhuriyet Bayramı’nı Kutlamak

20 Ekim 2014 Pazartesi

1923-2014. Cumhuriyet Bayramı’nın 91. yılını kutlayacağız.
Şeref tribününde Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, parti başkanları,
Genelkurmay Başkanı, yüksek yargının başkanları, protokolde yer alan kişiler yerlerini alacaklar. Önlerinden Türkiye’nin gücünü ifade eden semboller, gruplar halinde geçecekler. Tören tribününde yer alan ülkenin en yetkili kişileri, bu grupları selamlayacaklar.
Ülke, kurtuluş heyecanını bir kez daha coşkuyla yaşayacak. Kurtuluşun güç günlerinden nereye geldiğini görecek. İnsanlar, ülkesiyle gurur duyacak, geleceğe güvenle bakacak, göğsü kabararak mutlu olacaklar.
Geçmişte böyle yaşanan kutlamalar olmuştu.

***

O şeref tribününde Atatürk vardı. Yanında çalışma arkadaşlarıyla.
Kahraman muzaffer ordusu önünden geçerken yer gök inlerdi. Aynı anda uçaklar gökyüzünde uçarlar, ordunun üç gücü kara gücü, hava gücü, deniz gücü, ölümü göze almış inançlarıyla Başkomutanlarını selamlarlardı. Toplumun çeşitli kesimleri, öğretmenler, öğrenciler, Halkevleri temsilcileri, çeşitli bölgelerin folklor grupları, iş aletleriyle zanaatkârlar, baretleriyle madenciler, yabalarıyla çiftçiler, ürünleriyle köylüler geçerlerdi. Ülkenin üreten gücü, çalışan gücü, birbiriyle bütünleşmiş toplumu o büyük günde gözler önünde yürürlerdi.
Geçmişte Cumhuriyet Bayramı’nda böyle kutlamalar yaşanırdı.

***

Günümüzde mi? 29 Ekim 2014 gününde mi?
Ah, inanın, yazmak bile istemiyorum. Görmek bile istemiyorum.
Geçmişe özlem duyduğum için değil, geçmişe özlem duymam.
Geçmişte kaldığım için değil, geçmişte kalmam.
Onura özlem duyduğum için.
Dürüstlüğe özlem duyduğum için.
Dünyaya meydan okuyan şerefli duruşa özlem duyduğum için.
Doğru insanlık değerlerine özlem duyduğum için.
Halkını aldatmayan yöneticilere özlem duyduğum için.
Yalan söylemeyen yöneticilere özlem duyduğum için. Yabancı egemenlerin taşeronluğunu yapmayanlara özlem duyduğum için.
91. yılında Cumhuriyet Bayramı bana hüzün veriyor.
Kendimi suçlu hissediyorum.
Ülkemin bu hale gelişinde yapmam gerekenleri yapmadığım duygusunu yaşıyorum.
O törende yer alıp o tribünün önünden geçmesi gerekenleri düşünüyorum.

***

Kortejin başında “Mehter Marşı’nı çalan Osmanlı kıyafetleriyle iki ileri beş geri gidişiyle Mehter Takımı yerini almalı.
Adaletsiz hukuku temsil eden, gözleri bağlı, ağzı bantlanmış, kulakları tıkanmış siyah elbiseli bir kadın, elinde kırılmış terazisi, kılıç yerine eline verilmiş beysbol sopasıyla mutlaka kortejde yer almalı.
Okulları imam hatip okuluna çevrilmiş öğretmenler, başları örtülmüş, gözlerini yere dikmiş ilköğretim çağı kız öğrencileri ile geçişte yerlerini almalı. Erkek öğrencilere takke giydirilmesi yerinde olur.
Eski mektebe başlama törenlerini temsilen “amin alayı” da sembolik olarak yer alırsa yeni türkiye konseptine tam uyar.
Kortejde “kredi kartları”nı temsil eden figürler uygun renklerle, uygun giysilerle mutlaka yer almalı. Ekonominin bu yeni hızlandırıcı araçları bu bayramda unutulmamalı.
AVM’leri temsil eden maketler, içlerindeki renkli giysili mankenleriyle mutlaka geçişte hak ettikleri yeri almalı.
Gökdelenler, büyük konut projeleri tören geçişinde temsil edilirlerse çok anlamlı olur. Ünlü müteahhitler de ya geçişte yer almalı ya da tribüne çıkmalılar.
Sivil güvenlik güçlerini temsilen AK gömlekli eli palalılar, eli sopalılar da geçit töreninde yer alsalar günün mana ve ehemmiyetine uygun düşer.
Gerçek bir tören böyle olurdu.
Ama böyle olmayacak, biliyorsunuz.
Bir Cumhuriyet Bayramı taklidi yaşanacak.
Bağımsızlılıktan bağımlılığa düşürülmüş bir ülkede, laik yapıdan din sömürücülüğüne döndürülmüş bir ülkede, her türlü kötülüğe alıştırılmak istenen topluma klişe sözler söylenecek.
Cumhuriyetin gerçekten kutlanacak bayramı mı?
O bayram, hak edildiği zaman kutlanacak...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları