Kuvayı Milliye-Ulusal Güç...

05 Eylül 2022 Pazartesi

“Kuvayı Milliye-Ulusal Güç” bir ulusun bütün varlığıyla ortaya koyduğu gücün adıdır.

Sadece “Kurtuluş Savaşımızın silahlı gücü” değil, onu önüne alan, bütün varlığını seferber ederek kendini dünyaya kanıtlayan gücümüzün adıdır “Kuvayı Milliye”.

Bugünün “Kuvayı Milliyesi” olan bizler, hepimiz, vatanımızın her değeriyle birlikte görev başındayız.

“Ulusal Gücün bilinciyle” varoluş savaşımızı sürdürüyoruz.

***

Elbette Mustafa Kemal Atatürk. Savaşın başkomutanı. Barışın başöğretmeni.

Elbette erlerimiz. Kurtuluş Savaşımızın adsız kahramanları, şehitlerimiz, gazilerimiz.

Elbette subaylarımız. Boyunlarında dürbünleri, kemerlerinde tabancaları, omuzlarında harita çantalarıyla yiğit subaylarımız.

Elbette çocuklarımız. Yaşı tutsun tutmasın gönüllü askere yazılanlar, haber getirip götüren çocuklarımız.

Elbette kadınlarımız. Cepheye mermi taşıyan, askere ekmek su getiren, evde bayrak diken kadınlarımız.

Elbette erkeklerimiz. Yaşı tutanların cephede savaştığı, yaşlıların cephe gerisinde destek için koşuştuğu erkeklerimiz.

Atlılarımızın atları, yük taşıyan katırları, gücümüzün ortağı hayvanlarımız.

22 gün, 22 gece kıpkırmızı akan Sakarya Irmağımız, tepelerimiz, kanla sulanıp vatan yapılan topraklarımız. 

Ordularımıza yol veren ormanlarımız.

Hepsi hepsi “Ulusal Gücümüzdür”. Hepsi “Kuvayı Milliyemiz”.

***

“Ulusal Gücümüz”, ulusal servetlerimiz.

Hepsi bizim gücümüz, hepsi bizim “Kuvayı Milliyemiz”.

Egemizin zeytini, üzümü, inciri.

Bursa’nın şeftalisi, kestanesi.

Adana’nın pamuğu, Antalya’nın portakalı.

Rize’nin çayı, Giresun’un fındığı.

Malatya’nın kayısısı, Gaziantep’in acı biberi.

Van’ın gölü, Karadeniz’in yaylası.

Trakya’nın ayçiçeği, Akdeniz’in ılık suları.

Yeraltı servetlerimiz. Demirimiz, kömürümüz, bakırımız.

Yerüstü servetlerimiz. Topraklarımız, ekinlerimiz.

Hepsi, hepsi “Ulusal Gücümüzdür”, “Kuvayı Milliyemiz”.

***

4 Eylül, Sivas Kongresi’nin yıldönümü.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın hedeflerinin bir bir belirlendiği anlamlı kongre: 4 Eylül 1919-11 Eylül 1919.

Vatan topraklarının düşman istilasından kurtarılması mücadelesinin yapıtaşları.

Bu kutsal savaşın yüz yıl sonrasında İsmail Kahraman, böyle bir savaşın olmadığını söyleyebiliyor.

Daha önce de “Fesli Kadir Mısırlıoğlu, “Keşke Yunan kazansaydı” demişti.

Bu inkâr gayretinin iki nedeni “şeriat”ın ve halifeliğin kalkmış olmasıdır.

Bu kişiler ve elbette onlar gibi düşünen “dava arkadaşları” da şeriat özlemi içindedirler, halife-sultanın ülkenin başında olması çabasını güderler.

Onun için de kendilerini var olan anayasa, yasalar gibi yürürlükte olan kurallara bağlı saymazlar.

Yaptıkları mücadele onlar için “cihattır”.

Kazandıkları her şey onlar için “fetihtir”.

İktidar onlar için emanet değil, “ganimettir”.

Her şey, hukuk, eğitim, ticaret, günlük yaşam bu amaçlara ulaşmanın yoludur. Bu uğurda yapılacak her şey “olması gereken”dir. 

Amaç, “laik Atatürk Cumhuriyeti”ni ortadan kaldırmak, yerine “din devleti”ni kurmaktır.

Anlaşılıyor ki “Milli Mücadele” bitmemiştir.

Anlaşılıyor ki “Kuvayı Milliye” gene vatana sahip çıkma görevindedir.

***

Ve siz, ve sizler!

Vatan topraklarımızdır. Siz topraklarımızı sattınız.

Madencilere sattınız, Araplara sattınız, parası olana sattınız.

Vatan, ormanlarımızdır. Siz ormanlarımızı yaktınız.

Rant için yaktınız. Oteller için yaktınız. Konaklar için yaktınız.

Vatan zeytin ağaçlarımızdır. Ağaçlarımızı söktünüz.

İda, Dağlarını yağmaladınız. Tarihimizi yok etmeye kalktınız.

Ulusun hazinesini keyfinize göre harcadınız.

Ulusun servetini müteahhitlere peşkeş çektiniz.

Ulusun gücünü ulusun elinden almanın peşindesiniz.

Ve siz, ve sizler “Kuvayı Milliye”nin karşısına geçtiniz.

AMMA

Amma, istediklerinizi yapamayacaksınız.

Atatürk Cumhuriyeti’ni bir Ortadoğu şeyhliği yapamayacaksınız.

Demokrasi yolunda yürüyen Cumhuriyet uygarlık yürüyüşünü sürdürecektir.

Kuvayı Milliye-Ulusal Güç bu ortaçağ dönüşüne geçit vermeyecektir.

Biz biliyoruz, siz de bileceksiniz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları