Erinç Yeldan

Robotlar, işgücünün değişen niteliği ve bilgi sermayesi

28 Mart 2018 Çarşamba

Dünyamızda sanayi sektörlerinde kurulu robot sayısı, 2015 itibarıyla, 1 milyon 600 bini aştı. Bu yüzyılın başına değin bir yılda kurulan robot tesisi adedi 50 bin civarında idi. 2010’lu yıllarda bu rakam yılda 250 bini aşmakta.
Birleşmiş Milletler UNCTAD verilerinden derlediğimiz aşağıdaki tablo bu temponun ülke ekonomileri bazında dağılımını sergiliyor. UNCTAD verilerine göre, 2015 itibarıyla, toplam 1.6 milyon robot stokunun yaklaşık üçte ikisi “gelişmiş ülkelerde” kurulu. Burada Japonya ve ABD başı çekiyor. “Gelişmekte olan ülkeler” grubunda Asya ülkeleri hemen hemen bu grubun rakipsiz tek lideri. Çin Halk Cumhuriyeti’nin toplam robot stoku içindeki payı yüzde 15; ancak yeni kurulan robotların yüzde 27’si bu ülkede gerçekleştirilmekte. Bu performansı ile Çin dünyada yeni robot kurulumunda başı çekiyor. Japonya yüzde 14 ve ABD yüzde 11’lik oranlarıyla Çin’i izliyorlar.

 

UNCTAD verileri kurulu robotların işgücünün niteliğini de nasıl değiştirmekte olduğunu gösteriyor. Buna göre, sanayide istihdam edilen her on bin işçi başına düşen kurulu robot sayısında 370 adet ile Kore dünya lideri. Bunu 320 robot ile Japonya ve 170 ile İsveç izliyor. Türkiye’de sanayide çalışan on bin işçi başına düşen robot sayısı 18.
Robotların sanayi sektöründe giderek öncelikle vasıfsız, sonra da vasıflı işgücünün yerini almaya başlaması, “işin” niteliğini de değiştirmekte. İşgücünün vasıfsız işlerden çıkarak giderek tasarıma, inovasyona ve araştırma-geliştirme yoğun bilgi teknolojilerine yönelmesi kaçınılmaz bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye için kısa bir not: Türkiye son on yıl boyunca her yıl milli gelirinin yaklaşık yüzde 14’ünü konut inşaatına ayırmakta. Bu rakam, on yıllık birikimli toplamda 1 trilyon dolarlık inşaat yatırımı demek. Bilgi sermayesine dayalı sanayileşme hamlesi için umut vaat eden bir strateji değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları