‘Negatifler’ üzerine kurgulanan seçim stratejisi

16 Kasım 2021 Salı

Ne yazık ki kavga, şiddet ve kutuplaşma üzerine oturtulduk: AKP (ve MHP) iktidarı seçim (ve iktidar) stratejilerini negatiflikler, olumsuzluklar üzerine oturtmuştur. Söz konusu “negatifliklerde” sağlanacak başarının(!) kendilerini iktidarda tutacağını hesaplamaktadır.

Oysa normal koşullarda ülkelerin siyasal partileri “pozitifler”, pozitif değerler üzerine hesap yaparlar: milli gelirin artışı, gelir bölüşümünün düzelmesi, işsizliğin azalması, dış açıkların kapatılması, özgürlüklerin artması, bütünleşmede genellikle halkın çoğunluğunun tatmin edilmesi, seçimlerde öne çıkar. Bizde ise AKP’nin (ve MHP’nin) uyguladığı politikalar artılar, pozitif değerler üzerine değil, “negatif değerler” üzerine oturtuluyor: propaganda araçları, ulusal çıkarlara zarar veriyor.

- Muhalefetin kazandığı yerel yönetimlerin halk çıkarına yönelik politikaları, uygulamaları engellenerek iktidar halkı cezalandırmış oluyor, “negatif değerler üretiliyor”.

- Kamu iktisadi ve sosyal kurumları ya tasfiye ediliyor ya da özelleştirme adı altında yabancılara satılıyor. Toplumun (ve devletin) kamusal yarar sağlayan kurumları, planlı bir biçimde yok edilerek “devletin içi boşaltılıyor”. Ya da kamu kurumları, “partinin kurumları” haline sokularak nüfusun büyük çoğunluğu cezalandırılmış oluyor.

- Her türlü kamu ihaleleri, “kamu yararına zarar verecek şekilde organize edilerek”, halkın (ve ülkenin) zararına bir düzen oluşturuluyor. Bir iktidar, “kamusal zararı” en baştan belli olduğu halde neden bu işleri yapar ki? Mevcut düzeni tersyüz etme yönünde bir ideolojik durum söz konusu olduğunda bu tür “çelişkiler” kaçınılmaz olarak doğar. Demokrasi ve kamusal yarar ile taban tabana zıt uygulamaların içinde kalırsınız.

Ve en kötüsü, bu yola girdiğinizde yaptığınız yanlışlar, yeni ve daha büyük yanlışların gelmesini kaçınılmaz hale getirir. Azgelişmişlik kısırdöngüsünün kapanı içine kilitlenirsiniz.

ÇATIŞMA, ÖZÜNDE BİR UYGARLIK KAVGASIDIR

Düzeni tersyüz etme politikası “demokrasi ve uygarlık değerleri” ile kavganızı gerektirir. Çağdaş uygarlık değerlerinden koptuğunuz, demokrasiden uzaklaştığınız zaman “negatif” değerleri kullanmak, onlardan fayda ummak pozisyonuna düşersiniz: kendinizi devlet partisinden öte, bir parti devleti durumuna sokarsınız: parti içi her şey “mubahtır” demeye başlarsınız.

Her hata, her yeni kanun ve hukuk dışı uygulamanız, yeni yanlışları kaçınılmaz hale getirir. İşte o zaman, negatifler üzerine kurgulanan bir kısırdöngünün içine düşersiniz. Ürettiğiniz her negatif, yeni bir negatifi zorunlu kılar.

Bu negatifler ise halkın büyük çoğunluğunun sırtına binen ekonomik, sosyal ve kültürel yükler olarak gelir. Düştüğünüz azınlık durumu sizi, çıtayı sürekli yükseltme noktasına götürür.

Kaybettiğinizde, en büyük bedeli halk ödemiş olur. Eskiler bunun için “Zararın neresinden dönersen kârdır” demişler. Bu kâr en başta, iktidar için de önemli: tek adam ve parti devleti düzeninin nelere yol açtığını, fiilen buram buram yaşamaktayız.

Düzen (düzensizlik), zarar ve negatifler üretmeden ayakta duramaz hale gelir. Mevcut iktidarın seçimler yaklaşırken içine düştüğü durum budur. Gitmekten başka bir çözüm olmadığının kendileri de farkında. Çaresizliklerinin yarattığı anormallikler, yaşadığımız büyük bunalıma neden oldu.

Sorun özünde, “demokrasiden ve uygarlıktan yana olup olmama” kavgasıdır. Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin açmaya çalıştığı uygarlık yolunu, kendileri için büyük bir tehlike olarak görmektedirler.

Negatifler üzerine oturtulmuş seçim ve iktidar stratejileri ise bunun en açık kanıtıdır. Korona kavgasındaki, “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir!” diyenlerin düşündükleri gibi…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları