Gelecek korkusuna çare

11 Eylül 2016 Pazar

 “Daha güzel bir geleceği nasıl inşa edebiliriz?” Yaklaşık 5 bin genç bu konu üzerine kafa yormuş, öneriler hazırlamış. Ardından bir festival düzenlenmiş. Yaşları 20 ile 29 arasında değişen 600 kişi katılmış festivale. 80 workshop düzenlemişler. İki gün boyunca kendi belirledikleri konuları tartışmışlar, projeler oluşturmuşlar.
“Yaşamı güzel kılan şeyler neler” sorusu üzerine tartışmışlar. Aşkı ve cinselliği de konuşmuşlar, dünyada gelir dağılımındaki eşitsizliği, paylaşım ekonomisini, dijitalleşmeyi, gelecekte çalışma yaşamının nasıl şekilleneceğini de. Ardından, takipçisi olacakları 10 proje seçmişler. İlginç projeler.

***

İşin organizasyonunu Almanya’nın saygın gazetelerinden “Die Zeit” üslenmiş. Dijitalleşmeyle birlikte Almanya’da da kâğıda basılı gazeteler önemli tiraj kaybı yaşıyorlar. Son on yıldaki tiraj kaybı günlük gazetelerde yüzde 25’lere ulaşmış. Die Zeit, bu süreçte tirajını artırmayı başaran bir gazete. 1998’den bu yana yüzde 11.4’lük artış var tirajında.
“Bunu nasıl başardınız” sorusuna, Die Zeit’in yöneticisi şöyle yanıt vermişti, bir toplantıda:
“Okurla daha yakın ilişki kuruyoruz”.

***

Seçilen projelere gelince... “Akdeniz’de mültecileri kurtaracağız” diyor bir grup genç. Bir gemi satın alıp onu kurtarma gemisine dönüştüreceklermiş. Gerekli parayı toplamışlar bile. Kurtardıkları mültecileri güvende olabilecekleri ülkelere götüreceklerini söylüyorlar. “Tek bir yaşam bile kurtarmayı başarabilirsek bu emeğe değer” diyorlar.
Küresel bahşiş projesini geliştirenler, “Madem küreselleşen bir dünyada yaşıyoruz. O zaman küresel bir bahşiş sistemi kuralım” görüşündeler. İnternet üzerinden çalışacak bir proje geliştirmişler. “O bahşişler var ya, Etiyopya’daki çiftçinin, Hindistan’daki fabrika işçisinin hayatını değiştirebilir” diyorlar.
“Evrensel temel gelir” konusunu dünya çapında tartışmaya açmak isteyen gençler var. Öyle ya, robotlar işimizi elimizden aldığında nasıl yaşayacağız? Belki de “Evrensel temel gelir” kapitalizm sonrası ekonomik sistemin önemli bir ayağı olur.
Bir başka grup, “Gençler bir ay boyunca Avrupayı tren yoluyla gezsinler. Geziyi de Avrupa Birliği finanse etsin” demiş. “Neden” sorusuna da şöyle yanıt vermişler:
“Hoşgörüsüzlük giderek artıyor. Böyle bir geziyle gençler farklı kültürleri tanımış olacaklar. Dostluklar kuracaklar. Irkçı, faşist fikirlerin tuzağına düşmeyecekler.”
Dijital eldivenle metin yazmamızı sağlayacak gençler, “Sizi ekranlardan kurtaracağız. Not tutma şekliniz değişecek” diyorlar. Yazdıkları tiyatro oyunuyla okullarda daha iyi bir cinsel eğitim verebileceklerini söyleyenler, “Nefretle konuşanların sesi çok çıkıyor” diye Köln’de demokrasi şenliği düzenleyenler, artık yollarda benzinle çalışan araçlar görmek istemeyenler... Birbirinden ilginç projeler.

***

Die Zeit’te, projelerin anlatıldığı sayfaya “Gelecek korkusuna umut” başlığı atılmış. Niye?
Almanya, gençlerin önerilerini ciddiye alıyor. Seçilen projelerin büyük bölümünü hayata geçirecekler. Çünkü onlar gençleri dinliyorlar. Geleceği inşa ederken gençlere kulak veriyorlar.
“Biz bu boyutta bir çalışma yapsak, gençlerimiz kim bilir ne projeler üretirler” diye düşündüm bir an. Gezi’deki gençler geldi aklıma. Sonra duvara yazdıkları o slogan:
“Kahrolsun bağzı şeyler”...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları