Hikmet Altınkaynak

Süper Baba ve Sulhi Dölek

10 Haziran 2021 Perşembe

On gün sonra kutlanacak Babalar Günü, bana Süper Baba televizyon dizisini ve senaristini anımsattı. Ne güzel sevgi dolu bir diziydi. Bir de şimdikileri düşünün. Her kanalda her gün üç beş dizi yayımlanıyor ve çoğu toplumsal şiddet, aile içi şiddet, cinayet, entrika saçıyor! 

Süper Baba’nın yayımı 1993 - 1997 arası beş yıl, 137 bölüm sürdü. Tema müziği bile büyüleyiciydi. Yeni Türkü’nün bestelediği ve Oya Küçümen’in söylediği şarkısı “Bana bir masal anlat baba, içinde tüm sevdiklerim, İstanbul olsun” diye başlıyordu.

Başrollerinde Şevket Altuğ, Sümer Tilmaç, Jülide Kural, Şevval Sam ve Bennu Yıldırımlar’ın yer aldığı dizinin senaristi erken yitirdiğimiz Sulhi Dölek’ti.

Cumhuriyet Kitap için yaptığım bir söyleşide kendini “Mizahçıların en edebiyatçısı, edebiyatçıların da en mizahçısı” olarak nitelendirmişti. Sevgiyle anıyorum. Işıklar içinde uyusun.

Sulhi Dölek’in 30’u bulan öykü, roman, tiyatro, inceleme-deneme, çeviri ve çocuk kitapları dışında; 5 senaryosu, kitaplarından yapılan 3 film ve televizyon dizisi olmak üzere 38 eseri bulunuyor. Değişik yayınevlerinden çıkan kitaplarını şimdi Eksik Parça Yayınları yeniden basıyor.

Süper Baba dışında senaryosunu yazdığı hepsi de çok beğeniyle izlenen İkinci Bahar, Yabancı Damat, Koltuk Sevdası, Külyutmaz adlı dizi filmleri var. 

Konuyu anımsayalım: Süper Baba dizisinin başkahramanı Fiko lakaplı Fikret’tir. İlk aşkı İpek’le değil de zengin bir kadın olan Şule’yle evlenir, zamanla da yanlış yaptığını anlar, pişman olur. İpek’i de unutamayınca boşanır, onunla evlenmeyi düşünür. Fiko, yaşamını üç çocuğunu en iyi biçimde yetiştirmeye adar, herkesin gözünde Süper Baba olur. 

Edebiyata ilk adımı ve ilk ödülü

Sulhi Dölek, edebiyata askeri lisenin son sınıfındayken edebiyat öğretmeni Lütfi Civelek’in de desteğiyle Milliyet gazetesinin hafta sonu ekine “Yaşamak ve Ötesi” adlı öyküsünü gönderdi (1969). Yayımlanmadı, ama ekin yöneticisi Adnan Tahir’den ilgisini, çabasını kutlayan, yazı tekniklerini anlatan yüreklendirici bir mektup aldı, sevindi. Aynı yıl Varlık’a gönderdiklerinden “Unutulan” adlı öyküsünün Varlık Yıllığı’nda çıkışıyla edebiyata ilk adımını attı. Aradan beş yıl geçtikten sonra da Milliyet Yayınları Roman Ödülü’nü ilk yapıtı Korugan ile kazandı (1974). 

Dölek, Deniz Kuvvetleri’nde Gemi İnşa Yüksek Mühendisi olarak çalıştı, 1989’da yarbay rütbesiyle emekli oldu. Tüm zamanını, yeteneğini, sevgisini yazarlığa taşıdı. Çok önemli sekiz ödülün de sahibi oldu. 

Özetle günümüzden 20 yıl önce toplumun ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve ahlaki değerleri Süper Baba dizisinde olduğu gibiydi, sağlamdı, aşınmamıştı; saygı duyulan, savunulan değerler içeriyordu. 

Sanat toplumun bir aynasıdır. Günümüzdeki dizilerin artık şiddet, cinayet, entrikalarla dolu olmasının sorumlusu, bu dizileri yazan senaristler, oyuncular, yapımcılar değil, bu düzenin, toplumun huzurunu sağlayamayan yetkililer değil mi? Toplumun geldiği nokta nereden bakılırsa bakılsın, üzüntü veriyor. Bir de bunlara küresel salgınla hiç unutulmayacak, acılar ekleniyor...

Onca roman öykü senaryoyla okuruna, izleyicisine insanları sevmeyi, barışı, huzuru, umudu, kardeşliği, dostluğu anlatan, güldüren, sevdiren, ağlatan, yaşatan Sulhi Dölek’i ve çok değerli yapıtı Süper Baba’yı kim unutabilir ki... 

Hele de bugünlerde suçlanan gündemdeki kişilerin “Koltuk Sevdası” için bir türlü istifa etmediklerini görünce, Sulhi Dölek’in bu yapıtı kimin aklına gelmez ki...

Hele de Süper Baba ailesinin sevdiklerinden hiç ayırmadığı İstanbul’a, Kanal İstanbul yapılırsa, kim İstanbul’u artık sever ki...

Koltuk Sevdası yeniden yayımlansa, yararı olur mu dersiniz?!

Başta sevgili oğlumun olmak üzere, iyiden, güzelden yana olan tüm babaların Babalar Günü’nü yürekten kutluyorum!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları