Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gömüte Saygı
Gömüt, Ankara’da, Cebeci Asri Mezarlığı’nda, üç devrimci Milli Eğitim Bakanı’nın, Reşit Galip, Vasıf Çınar ve Mustafa Necati’nin gömütlerinin hemen arkasındadır...
Taşında “Ali Rıza kızı Makbule Atadan” yazar. Yani, Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşine aittir.
Gömüt ve küçük bahçesi, fotoğraflarda görüldüğü gibi çok bakımsız.
Bakılamaz mı?
Bakılır bakılmasına da, bakan yok.
Utanmak İçin Son Fırsat
Prof. Dr. Bilsay Kuruç, bir yılda iki çeyrek üst üste büyüme hızının gerilemesi halinde, bunun ekonomide “resesyon” tarifi olduğunu anımsattı:
“Amerika’nın 1930’dan bu yana ekonomideki uzun dönemli gelişmeleri izlemekle görevlendirilmiş en ciddi araştırma kurumlarından biri olan NBR bundan bir ay kadar önce resesyonun 2007 Aralık ayında başladığını açıkladı.”
Kuruç’a göre bu saptama “ABD’deki bunalım, finans balonu patladı da o yüzden çıktı” diyenleri yalanlıyor. Bunalım denen şey daha derin yani:
“Bunalım, bir yıl önce zamanında teşhis edilememiş çaresiz bir hastalık gibi başlamış oluyor böylece. Yapısal bir olgu. Sıkıntı yapısal olunca, bu temizlik olacak anlamına gelir. Kapitalizmin özelliği, bir sıkıntıda kendi içinde temizlik yapıyor olmasıdır. Yıkılan yıkılır, kalan sağlar ayakta kalır.”
ABD’deki şimdiki uygulama ise biraz da değil, epey farklı ama:
“Bunalım geldi, ABD’nin üç büyük otomobil ve motor şirketine; Chrysler, General Motors ve Ford’a dayandı. Bunlara toplam 25 milyar dolar verilecek. Neden? Bu üç büyük şirketin çökme aşamasına geldiği anda ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi bir açıklama yaptı ve dedi ki:
- Bu üç şirketin batma gibi bir seçenekleri olamaz. Otomobil sanayisinin yaşayabilmesi için ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır.
Pelosi’nin bu sözlerinin anlamı açık:
- Sistem çökme tehlikesi karşısında olunca, kendi kutsal kitabımızda yazıp başkalarına da okuttuğumuz ne kadar düstur varsa onları bir anda reddedebiliriz.
Bizim de kafamıza yıllardır kakılan O düsturlardan biri neydi hatırlayalım:
- Batan şirketi katiyen kurtarmayacaksın. Hele de devlet şirketiyse, hemen batıracaksın.
ABD bunalıma düşünce düstur müstur kalmadı. Burada bizim Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan’ın ‘Sümerbank’ı tarihten sileceğim’ sözünü anımsıyoruz. İşte Madam Pelosi ile Bay Unakıtan arasındaki fark burada.
Bence bizdekilerin utanma duygusuna sahip olabilmeleri için son fırsattır bu. Çünkü, bize belletilmiş olan tüm düsturlar silindi gitti. ‘Devlet daima zarar eder, özel sektör daima kâr eder’ safsatasını da bu vesileyle saptamak gerek.”
Çelişkiler
Hukukçu dostlarımıza göre, Başbakan’ın arkasından açıklamayı kapıp koşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın değerlendirmeleri hem etik, hem de hukuksal anlamda yanlışlıklar içeriyor:
- Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla ilgili açıklama konusunda çelişki var: Mahkeme heyeti, Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile ilgili bir kararın açıklanmasını isteyen Danıştay’a, “Açıklama benim görev ve yetkim içinde değil” karşılığını vermişti. Şimdi Haşim Kılıç, hem de yüksek mahkeme üyelerinin tamamının haberi olmadan bir mahkeme kararıyla ilgili açıklama yapıyor, hem de kararı yorumluyor.
- Haşim Kılıç, açıklamaları hemen Başbakan’ın açıklamasından sonra yapıyor. Yargı kararına ve uygulamaya müdahale ediyor. Bu müdahale Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkisi içinde değil. Onun görevi anayasaya aykırılığı inceleyip karar vermektir.
- Haşim Kılıç’ın açıklamaları hukuk devleti yönünden de hatalı, çünkü: Anayasa Mahkemesi kararları kural olarak geriye yürümez. Ancak, hak doğuran kararlar bunun istisnasını oluşturur. Bu da hukuk devletinin gereğidir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla ilgili belediyeler yönünden yeni bir hukuksal durum ortaya çıkmış ve onlara yeni dava açma hakkı doğmuştur. Danıştay kararı da bu yönde alınmış ve hukuk devletini korumuştur.
Yabancılaşma \tUyarısı
Geçen hafta Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, bu köşeden “Tarım üreticisi özel bankaların önünde kuyrukta. Hayatını döndürebilmek için kredi kartına yükleniyor. Çünkü ürünü para etmiyor, gübre iki katına çıkmış, açık kredi kartı almaktan başka bir çaresi kalmamış maalesef. Bu durum da, üretim araçlarının, tarlasının, traktörünün yakın gelecekte elinden çıkacağı sürecin başladığına işaret ediyor” uyarısında bulunmuştu.
Yazar, veteriner hekim Osman Namdar, uyarıya bir uyarı daha ekledi:
“Teğet, en fazla da ülkenin tarla sınırlarından geçiyor. Kredi veren bankaların çoğu yabancı banka. Köylüler borçlarını öde(ye)medikleri durumda, yabancılar hacizle ele geçirdikleri tarlaları nakte çevirmek için satamadıkları takdirde devlet mi alacak? Yoksa bankanın, yani yabancının malı mı olacak? Bu duruma, bir de o açıdan bakmak gerekmez mi?”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama