Trenlere getirilen yasak

16 Temmuz 2016 Cumartesi

Bayramdan önce, 80’ini devirmiş delikanlı, hemen hemen aynı yaşlarda olan eşiyle birlikte Doğu Ekspresi’nden Ankara bileti almak için Erzurum Garı’na gitti. İki bilet istedi. Satış görevlisi kaşlarını çattı:
“Evli de olsanız eşiniz sizinle aynı kompartımanda yolculuk yapamaz, kadınlar bölümünde gidecek.”
Cumhuriyet ilkeleri ile yetişmiş çift, uygulamaya karşı çıktılar, birlikte seyahat etmek için ısrarcı oldular. Görevli, boynunu büktü:
“Ben emir kuluyum. Talimat TCDD Genel Müdürlüğü’nden geldi.”
Sonuç: Çift, sağlık sorunları gerekçesiyle haremlik- selamlık uygulaması dışında tutuldular.
Dileriz; türbana filan özgürlük isteyen liboşların, yetmez ama evetçilerin kulaklarından sağır edici çınlama hiç eksik olmaz!

Gazi olmuş soruşturma
TSK’de çok geniş çaplı bir cemaat soruşturması yapılıyormuş. Muş da, muş muş… Geçmiş mazi, Cumhuriyet ordusu da gazi oldu çoktan.
İlker Başbuğ’un, 2009’da dinsel cemaatlerin ciddi güvenlik sorunları yarattığını dile getirdiği günlerde, yani ordunun yurtsever kadroları, uyduruk suçlamalarla tasfiye edilmeden önce, TSK’de cemaat yapılanmasına ilişkin bir de rapor hazırlanmıştı.
Raporda, TSK’yi dışardan hedef alan unsurların başında dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in yer aldığı belirtiliyordu. Yani, uyduruk suçlamaların yaratıcıları 7 yıl önce belirlenmişti.
O 7 yıl içinde ne mi oldu?
Hocam paşa Hilmi Özkök’ün döneminde başlayan casusluk cemaatinin orduya sızma harekâtı genişletildi. TSK’nin personel ve tayin-atama şubeleri gibi önemli birimleri, ABD’ye sığınmış vaizin casusluk cemaatinin eline geçti. Sicil notu düşürülmesi benzeri yöntemlerle, cemaatin kendisi açısından tehlikeli bulduğu ve sayısı kamuoyunca bilinmeyen personel YAŞ’a gerek kalmadan tasfiye edildi. Bu yöntemlerle atılamayanlar Balyoz, Ergenekon, askeri casusluk davaları aracılığıyla ordudan uzaklaştırıldılar. Askeri personel tehditle sindirildi.
Böylece, TSK’de tasfiyeyi gerçekleştiren casusluk cemaati kadrosu, ordu içinde general- amiral düzeyine değin yerleşmiş oldu.
Bütün bunlara kim olanak verdi?
Hiç kuşkusuz Saray’daki ile partisi...
Gelinen nokta dün akşam belli oldu...

Pislik
Okurumuz Müberra Şimşek, Susanoğlu’nu görüntülemiş. Diyor ki: “Şirin beldemiz, çöplüğe döndü. Mersin ve Silifke belediyelerini, Göksu Sulama Birliği’ni, Akdeniz Sahil Güvenlik birimini defalarca uyardım. Hiçbir şey değişmedi.”
Değişmez, çünkü çürümüşlük ve pislik giderek her alana yayıldı.

Niçin ölüyorlar?
Sömürgeci Batı’nın, Doğu’ya dayattığı “Ilımlı İslam”, “yeşil kuşak” semirdi, büyüdü, şimdi sahibini vuruyor.
Canavarın yaratıcıları köşelerinde rahat otururken Nice’ta olduğu gibi çoluk çocuk insancıklar ölüyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları