Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yeni Aday Kulisleri

02 Kasım 2013 Cumartesi
Yeni Aday Kulisleri
CHP’den aday kulisleri:
Ankara’dan anakent belediye
başkan adayı olması istenen MHP’li
Mansur Yavaş, son kez CHP’den üç
kişilik bir heyetle bir araya geldi ve
CHP’den aday olmayacağını kesinleştirdi.
Sonuçta, CHP’deki Mansur
Yavaş sayfası kapanmış oldu. Ancak
şimdi de, eski DYP Genel Başkanı
Mehmet Ali Bayar sayfası açılmış
gibi görünüyor. Koskoca CHP’de
Ankara’ya aday gösterilecek bir partili
bulunamıyor demek ki...
Ankara Çankaya için “Kemal
Kılıçdaroğlu’nun kadın aday ısrarı
sürüyor” diyenler çoğunlukta.
Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiden yakın
arkadaşı, Ankara’dan milletvekili
yaptığı eski DYP’li Bülent Kuşoğlu,
Küresel Denge Derneği Başkanı Nuran
Talu’yu öneriyormuş. CHP Genel
Başkan Yardımcısı Perihan Sarı da
düşünülen isimler arasında.
İzmir’de de, anakent adaylığı
için Aziz Kocaoğlu’nun yanı sıra
Seferihisar’ın başarılı belediye başkanı
Tunç Soyer’in şansının giderek
yükseldiği dile getiriliyor.

Siyasi Mühendislik Çalışmaları
Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül’ü,
TDH ile birlikte CHP’ye alıyor ya, yakın gelecekte
olacaklar şimdiden aşağı yukarı belli:
Sarıgül, İstanbul Belediye Başkanı seçilsin
ya da seçilmesin, CHP içinden yeni bir merkez
sağ parti çıkaracak. Bir eli ABD’ye sığınmış
emekli vaizin cemaatinde, bir eli İstanbul
sermaye çevrelerinde, sol görünümlü bir
sağ parti olacak bu...
AKP’nin 2002’de iktidara gelişi öncesini
anımsayın: Yerküreyi avuçlarında tutanların
Davos toplantısı, yani Dünya Ekonomik Forumu,
o yıl ocak ayında New York’ta toplanmıştı.
Toplantıya Türkiye’den üç “yükselen lider
adayı” çağrılmıştı. Biri dönemin Ekonomiden
Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş
-Türkiye’nin tepesine paraşütle bir Düyunu
Umumiye kolcusu gibi indirilmişti-, ötekisi
dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem, üçüncüsü
de İstanbul Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan’dı.
Davos toplantısı sonrasındaki olaylar çok
dikkat çekiciydi: Kemal Derviş, Mayıs 2002’de
ansızın ABD’ye gitti ve ortadan kayboldu.
Kiminle ne görüştüğü, ne yaptığı bilinemedi.
Başbakan Bülent Ecevit bile Derviş ile günlerce
temas kuramadı. Derviş, nasıl kaybolduysa
öylesine ani bir açıklama ile ortaya çıktı:
“Türkiye’de erken seçime gidilmeli.”
Düğmeye basılmıştı: Davos’un diğer lider
adaylarından İsmail Cem ile Bülent Ecevit’in
manevi evladı olduğu söylenen Hüsamettin
Özkan başta olmak üzere kimi siyasiler,
Ecevit’in hastalığını da bahane ederek koalisyonun
büyük ortağı DSP’yi böldü. Erken
seçime sürüklenen bir ortamda “sol” görünümlü
sağ bir parti kurdular. Solu bölen partiyi
kurduran Kemal Derviş son anda CHP’ye
kaydırıldı ve “yükselen lider” adaylarından
Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP aradan
sıyrıldı ve seçimi kazandı.
Bugün Mustafa Sarıgül’ün arkasına yığınak
yapanlara bakıyorsunuz. Yine Hüsamettin
Özkan başrolde. Yine medya ve sermaye
baronları, yine benzer bir “operasyon”un peşinde.
Kemal Kılıçdaroğlu, tıpkı kendisinin CHP’ye
gelişindeki gibi bu sürece itiliverdi. Farkı,
sürecin sonunda bu kez kendisinin büyük
olasılıkla tasfiye edilecek olması.
“Siyasi mühendislik” çabası sonucu Sarıgül
aracılığıyla eğer bir merkez sağ parti
kurdurulursa, iki işe yarayabilir:
1- AKP’nin karşısında bir sağ seçenek oluşur.
2- CHP, içinden sağ partiyi doğurduktan
sonra onun güdümüne girmez, tarihsel
çizgisine oturursa, kendi kimliğine yeniden kavuşur.

Ayrım
Kılık kıyafet devrimi yapmış
CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu,
“kimsenin kılık kıyafetiyle
ilgilenmez”ken...
Adliyeden belediyeye tüm kamu
kuruluşlarında kadın memurlar türbana
girdi. Okullarda çocuklarımıza
örnek olacak kadın öğretmenler de,
TBMM’deki milletvekilleri de...
Hem halife sultanımız “Bre cahiller,
dinimizin emridir” dedi, bitirdi.
Anayasaya ne gerek, Anayasa Mahkemesi
kararlarına ne gerek...
Halife sultanımızın “din
devleti”nde, kadınların erkekler ile
eşit olmadığı bir ülkede yaşadığımızın
ayrımına varmalıyız bundan böyle...

Teşekkür İlanı
Biz, hoca efendimize
bağlılık gereği, kendisine
geçmiş olsun dileklerini
iletip “engin vefa”mızı
bildirirken yüz binler
meydanlarda “Cumhuriyet
Bayramı” denen bir şey
kutlamış. Hem biz o sırada
denizin altında, Marmaray’daydık.
Göremedik.
Görüp bize bildiren
penguenlere teşekkürü bir
borç biliriz.
İmza: Akortlu Medya

Tuncay’ın Yeni Kitabı
Tuncay Özkan, kardeşi Nuran aracılığıyla bir ileti
gönderdi. İstanbul Kitap Fuarı’nda yarın saat
12.00’de yapılacak “Tuncay Özkan Gazeteciliği,
Dava Süreci ve Şimdi” başlıklı açık oturumu
duyuruyor. Bir de, yeni kitabı “Ötekiler”i...
Tuncay, Ötekiler romanında bir PKK’linin
yaşam öyküsünü anlatmış. Diyor ki: “Ötekiler’de,
bunca savaşa, cana ve yıkıma rağmen onarılmaz
bir kopuşun yaşanmamasının altını çizdim.
Aşılmaz uçurum yok halkta. Sorun yönetenler
ile halk arasında. Herkes ötekileştirilince
yönetenler ötekileşti. Sorun onlar.”
 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları