Suskunluğun Simgesi Mezar Taşları Dile Geliyor

12 Şubat 2013 Salı

Can Yücelin eşi, can arkadaşım Güler Yücelden bir name aldım. Aslında name bana değil. Can Yücele yazılmış. Çünkü ayın 13ünde bir dava var. Bildiğiniz gibi Can Yücelin mezarı başında duran Mehmet Aksoyun yaptığı Can Taşı heykeli hunharca tahrip edilmişti. Dava işte o dava. En iyisi ben aradan çekileyim, Güler Yücel, Cana ve Canlara durumu anlatsın.\n

\n

(Güler Yücelden Cana name) \n

\n

Dava günü yaklaştıkça huzursuzlanıyorum. Uzayıp durmasından mı, sonucu tahmin etmekten mi bilmem, hep böyle oluyor. Bildiğin gibi, genç bir oğlanla amcası yargılanıyor. Oğlan askerde, suçu amcasına atmıştı. Amca da çocuğun sarhoş olduğunu söyleyip, Yeğenim bana kızgınlığından iftira attıdiyor. \n

\n

Bu defa 13 Şubatta görülecek dava, senin mekânın Datçada. O kadar güzel ki bu mevsim buralar Bütün badem ağaçları, (Özdemir) Asafın birinciliği verdiği en beyaza büründü. Biraz erken açtı bademler. Dolaşırken aralarında, baharlar düşüyor içime şimdiden. Baharların arasında bir de maarif takvimi yaprağı düştü geçen... Arkasındaki şiirle beraber. 24 Ocakı gösteriyordu. Herhalde bu şiiri bana Uğur (Mumcu) yollamıştı\n

\n

Bir kişiye karşı yapılan haksızlık,/bütün topluma karşı/işlenmiş bir suçtur./Bu bilinci paylaşmak ve/bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız./Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,/özgürlüğün de/demokrasinin de/tek güvencesidir./Bu güvence sağlanmadıkça,/demokrasinin temeline/tek bir taş bile konmuş olamaz./Unutmayalım ki cesur bir kez,/korkak bin kez ölür./Önemli olan,/insanın böyle bir toplumda/mezar taşı gibi/suskunluk simgesi olmamasıdır.’\n

\n

Uğur,suskunluk simgesidiyordu mezar taşına. Sen de her şeyi sezdiğin gibi mezarının başına gelecekleri de peşinen sezmişsin ki, Vasiyetadlı şiirinde; Beni Datçaya gömün,/Şu deniz gören mezarlığın orada/Gömü sanıp deşerlerse,/Karışmam onademiştin...\n

\n

Kimilerine göre ucube heykellerin ustası, bana göre inançlı ve inatçı Mehmet Aksoyun yaptığı Can Taşı tahrip edildiğinden beri, benim için mezar taşı artık suskunluk simgesi değil. Kırdılar, parçaladılar, suskunluğun simgesine bile tahammül edemediler. Yine de umutsuzluğa kapılmıyorum. Neden, biliyor musun? Çünkü o kırıp döken zihniyete inat, Canlarına sahip çıkan insanlar hep var. Gelip beni buldular. \n

\n

Taşlar yolluyorlar bana. Tam da sana yaraşır gibi, memleketin her köşesinden taşlar ve kökler yolluyorlar. Tahrip edilen Can Taşını yeşertmek, suskunluğun simgesini umudun diliyle konuşturmak için. Gördün mü bak, yine senin istediğin gibi olacak. Ta ne zamandan öngördüğün gibi, içimizdeki karanlığı patlatacaksın ve; yepyeni bir insan/pırıl pırıl bir can bitecek toprağa…” \n

\n

Canların sana selamı var Güler, diye bitirelim yazımızı; ayrıca ne yaparsın adam mezarında bile suskun değil. Cana da bu yakışır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları