Miyase İlknur

Ahmet İsvan’la yolculuk

03 Nisan 2021 Cumartesi

Hafta başından beri Ahmet İsvan’la yolculuk yapıyorum. Sabah birlikte yola çıkıyor, akşam yine birlikte eve dönüyoruz. Sağlığında da tanıştığımız günden onu kaybettiğimiz 1 Mayıs 2017 gününe kadar yoldaşlık hukukumuz hiç yara bere almadan sürmüştü. İki-üç ayda bir Yalova’da, haftada bir de telefonla bir saate yakın görüşmelerimizde yurt sorunları üzerine dertleşirdik. Her konuda da bire bir aynı düşündüğümüz söylenemezdi ama karşılıklı fikir alışverişi ile bazı konularda görüşlerimizi karşılıklı tadil etmişliğimiz çok olmuştu. Şimdi de billboardlarda onun adına İBB tarafından açılan serginin duyuru afişlerindeki resimleri eşliğinde yolculuk yapmak ne güzel!

Yola çıkarken ilk reklam panosunda resmini gördüğümde “Merhaba Başkanım” diyerek onu selamlıyor, dönüşte de “İyi akşamlar Başkanım, yarın görüşmek üzere” diye vedalaşıyorum. 

Açılış töreni gibi sergi de güzeldi. Fotoğraflar, yazışmalar, videoda dönemi anlatan söyleşiler ile basında çıkan haberler, karikatürlerin yer verildiği sergi, klasik sergilerin ötesinde bir çalışma. Sergiye özel fotoğraflar ve Ahmet İsvan kitabı da günün bonusu oldu.

Teşekkürler Ekrem İmamoğlu, teşekkürler Mahir Polat, Oktay Özel, teşekkürler Merve Gedik Ala ve teşekkürler Bahar Çelik Onur.

Ahmet İsvan’a yakışır bir vefa ve anma oldu. 

Yokluk ve vesayet altında da “halkçı belediyecilik” yapılabileceğinin örneğidir İsvan dönemi. Malum o yıllarda belediyeler henüz Emlak Vergisi gelirlerinden mahrum. Kıldan tüyden vergi ve rüsumlar ile hükümetlerin insafına kalmış ödeneklerle hizmet verebiliyor belediyeler. Eğer iktidarla belediye aynı partiden ise sorun yok. Yok eğer belediye muhalefette ise vay haline. 1985 yılında çıkarılan bir kanunla  emlak vergilerinin yerel yönetimlere bırakılması ile belediyeler para denizinde yüzer oldu.

İşte Ahmet İsvan böyle bir dönemde görev yaptı. İlk seçildiği dönemde iktidarda CHP-MSP koalisyonu vardı. Ancak ömrü kısa sürdü ve Milliyetçi Cephe hükümeti kuruldu. Artık CHP’li belediyelere gün yüzü yoktu. Ödenekler kesiliyor, dışarıdan borçlanmaları engelleniyordu. Engellemeler bununla kalsa iyi...

İsvan döneminde merkezi hükümetin engellemelerinden birkaç örnek vereyim de işin vahametini varın düşünün. Metropoliten Hizmet Birliği Yasası diye ucube bir yasayla içinde muhtarlıkların ve mülki amirlerin de bulunduğu bir meclis kuruldu ve belediye başkanları bu meclisin emrine verilmek istendi. Öğrencilere İstanbul’un her yerine 1 liralık indirimli bilet uygulaması Enerji Bakanlığı tarafından engellendi. Mimar-mühendis gibi teknik personelin belediye içinde nakilleri İmar ve İskan Bakanlığı tarafından durduruldu. Avrupa Konseyi Tarihi Şehirler Toplantısı’na davetli olan İstanbul Belediye Başkanı’nın görev yazısı dönemin İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk tarafından onaylanmadı ve İsvan turist olarak bu toplantıya katılmak zorunda kaldı.

Bu engellemelerle ve parasızlıkla boğuşan İsvan yönetimindeki belediyelerin başardıklarına gelince...

O güne kadar müteahhitlerden alınan beton, bordür, kum, künk ve mıcırların üretimi için İSTON kuruldu. Bugünkü Kiptaş’ın yaptığı, daha doğrusu yapamadığı dar gelirliler için konut üretimine bu dönemde başlandı ve Bakırköy-Osmaniye’de 800 konut inşa edildi. Fırıncıların sürekli zam talebini ve ekmek çıkarmama direnişini kırmak için Halk Ekmek Fabrikası ve Hamidiye su işletmesini kurdu. İstanbul’un ilk çok katlı otoparkı yapıldı. Kanalizasyon boruları baştan aşağı yenilendi. Gecekonduları önlemek için ucuz sosyal konut üretmek ya da doğdukları yerde iş olanakları yaratmak yerine; su, elektrik ve toplu taşımadan mahrum bırakarak cezalandırılan gecekondulara su, elektrik ve toplu taşıma hizmeti götürüldü. (O yıllarda elektrik dağıtımı da belediyelere bağlıydı) Mafyanın ve spor klüplerinin elindeki sahillerdeki plajlar, çay bahçeleri va gazinolar kurtarılarak halkın hizmetine sunuldu. Bugünkü metrobüsün ilk örneği olarak yapılan tercihli yol ile belediye otobüsleri trafiğe takılmadan toplu taşıma yapılabildi. Raylı sistemler için güzergâhlar belirlenip projeler hazırlandı ama merkezi hükümetten ödenek çıkmayınca metro hayali gerçekleşemedi. Olsun, onu da bir başka sosyal demokrat başkan Sözen gerçekleştirdi.

O dönemde görev yapan başkan yardımcısı Ayfer Atay’dan Enis Uyan’a, Çetin Kumbasar’dan, Nejat Erder’e, Atilla Alpöge’den Turgut Cansever’e, Muhsin Ertuğrul’dan Nedim Otyam’a, Gültekin Oskay’dan Cemal Dirikan’a, Engin Öztan’dan Bahtiyar Kuru’ya ve yukarıda adını verdiğim müdürlere de verdikleri hizmetlerden ötürü teşekkürler...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kelle İsterük! 20 Nisan 2024
89 dejavusu 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları