Devlet Bahçeli şaşırtmayı seviyor. 7 Haziran seçimleri gecesi “yeni bir erken seçim”i ilk o telaffuz etti. Önce “AKP ile HDP hükümet kursun, olmazsa AKP-CHP-HDP de olabilir” diye önerilerini sıraladı sonra da “seçim” dedi. 7 Haziran sonrası kendilerine getirilmek istenen her teklife yanıtı baştan “hayır” oldu.
Ve dün... Ankara’da partinin seçim bildirgesinin açıklanacağı salona giderken açıkçası Bahçeli’den daha yapılmamış bir seçimin sonrasının koalisyon hesabını dinlemeyi beklemiyordum. Bahçeli aynen şunları söyledi:
Türkiye’nin üst üste 1 Kasım’lar yaşamaması için biz sorumluluğa varız. 4 ilkemizi kabul eden, HDP dışındaki partilerle iktidar kurmaya hazırız.
Bu kısa ama çok önemli cümleyi biraz irdeleyelim. HDP dışındaki partilerden biri de AKP. Çok uzağa gitmeyip Bahçeli’nin aynı konuşmada bu partiyle ilgili bir cümlesini aktarayım:
Huzurlarınızda haykırıyorum, Türkiye’nin geleceğinde AKP denen çıkar ve soygun ittifakı yoktur. Türkiye’nin geleceğine Bozgun Ahmet yön veremeyecektir.
Bir diğer cümle:
17/25 Aralık’tan dolayı yakayı ele vereceği korkusundan şuurunu kaybetmiş Erdoğan, terörün önündeki bariyerleri teker teker kaldırmıştır.
Ve ismini vermese de Tuğrul Türkeş üzerinden “AKP’nin milliyetçi oyları toplamaya çalışmasına atıf”:
“İçimizden devşirdikleri ile hisarlarımızda delik aşmaya çalışanlar, başaramadılar.”
Bir yanda bu sert ve net ifadeler,diğer yanda 1 Kasım sonrası “koalisyona açık olacağı” cümlesi. Bu arada Bahçeli’nin konuşması sırasında sarf ttiği “4 ilkemizi kabul eden” vurgusunu da açmak gerekir. MHP’nin “ortaklık için 4 ilkesi” şunlar:
Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlarına çekilmesi, başkanlık sisteminden vazgeçilmesi, 17-25 Aralık operasyonu ve yolsuzluk iddialarına bulaşan kim varsa hesap sorulması ve çözüm sürecinin rafa kaldırılması.
Zaten 1 Kasım’da AKP tek başına iktidar olamazsa yani Bahçeli’nin bahsettiği koalisyon ortamı oluşursa başkanlık maddesi otomatikman hallolur. Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınıra çekilmesi için kendi partisinde bile şimdiden ortaya çıkan tepkiler seçim sonrası büyüyebilir. Çözüm zaten “AKP tarafından 7 Haziran sonrası rafa kalktı”... Geriye kalıyor 17-25 Aralık operasyonları. Onda da “zamana yayılarak birkaç sıradan isim mahkûm edilip milletin yüreği soğutulabilir”.
“Koalisyon yapılabilir” fikri varsa her konuya çözüm bulunabilir yani. Peki Bahçeli’nin “AKP ile bile koalisyon yapmayı hayal edebileceği noktaya gelmesi” nasıl oldu? Buna verilecek yanıtlardan biri “ülke zora girmesin, hükümetsiz kalmasın” olabilir. Ancak bence bu yanıt tek başına yeterli değil. MHP lideri; tek başına iktidar imkânı olmadığının farkındaki örgüte, “İktidar ortağı olmaya hazırız” mesajıyla moral vermeye çalıştı. 13 yıldır iktidarın uzağında kalmış MHP’nin en azından iktidar ortağı olma ihtimali seçim öncesi teşkilatı ateşleyebilir.
Dün Ankara Arena’daki toplantıya giderken salonun dışı çok dolmamıştı. İçeride Bahçeli gelene kadar heyecanlı bir atmosfer oluşmadı. Bahçeli konuşurken de bildirgede özellikle “iş-kadro umudundan” bahsettiği bölümlerde alkış aldı. Gazetecilerin oturduğu salonun arka tarafında bildirgeyi dolaşarak dinleyen gruplar vardı. Bu yüzden kürsüyü hatta ekranları görmekte zorlandım. Ancak dolaşanlar içinde en dikkatimi çeken, kafasında fesi, üzerinde yeleği-şalvarı, elinde dev üç hilalli bayrağıyla bir partliydi. Sık sık şalvarından dev cep telefonunu çıkartıp kendi selfie’sini çekti. Hayat - siyaset galiba böyle bir şey. Şartlara ayak uyduracaksın...