HDP Genel Merkezi... 3. katta, MYK toplantılarının yapıldığı salondayız. Burası önemli bir yer... Partinin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş orada sadece partisinin kurullarıyla değil kimi liderlerle de görüşmeler yapıyor. Bunların bir kısmını yazılmamak kaydıyla anlatıyor. “Uzun zaman geçti konuşabiliriz” dediği konulardan biri Ekim 2014. Dönemin Başbakan’ı Ahmet Davutoğlu’na Suriye’deki Kürtlere, Kobane’ye desteğin ilerleyen süreçte Türkiye’nin elini güçlendireceğini söylüyor. Davutoğlu, “Hem Kobane etrafından hem Irak’ın diğer bölgelerinden IŞİD’in sökülüp atılması gerektiğini düşünüyoruz” diyor ve ekliyor: “Döner dönmez Hakan Fidan’a talimat vereceğim Suriye’deki Kürtlere yardımcı olacağız”... Aradan geçen 5 günde alanda bir hareketlilik olmuyor. Davutoğlu’na da ulaşılamıyor. 6 Ekim günü sokaklar hareketlendiğinde, ölümler başladığında Davutoğlu ile Demirtaş ancak görüşebiliyor. Olayların nasıl yatışacağına dair konuşuyorlar.
Demirtaş, o günleri anlatırken ben bugünleri ve yarını düşünüyorum. Ekim 2014’ten Ağustos 2016’ya... Nerdeyse iki yıl. Bu süreçte ABD ve Rusya’nın desteğini alan Suriye Kürtleri, kısa bir süre önce Mınbiç’i de IŞİD’den temizlediler. Böylece Suriye Kürtlerinin, Cizire-Kobane-Afrin arasındaki kantonları birbirine bağlama noktasında önemli bir aşama daha geçilmiş oldu. Şimdi tartışılan “birleştirmenin” Türkiye sınırına sıfır noktasındaki Cerablus’tan mı yoksa Türkiye sınırına 40 km. güneyden Al -Bab ile Al-Rai arasından mı yapılacağı... Zamanında “diplomasiyle” anlaşmaya yanaşmayan Türkiye şimdi sınırının öte yakasına seyirci... Şu andan itibaren de başka türlü mücadele şansı kalmadı.
Bir diğer önemli not. AKP “çözümü rafa kaldırmış”, asker Doğu’daki şehirlere girmiş, “toplarla yıkım” başlamış. Pek çok şehirden sivillerin de hedef olduğuna dair haberler geliyor. Her yer can yakıcı ama
o dönem özellikle Cizre’de bir bodrumda mahsur kalanlar konuşuluyor. HDP’liler İçişleri Bakanı Efkan Ala’yı arayıp durumun kabul edilemezliğini anlatıyor. Ala’nın yanıtı ilginç: Cizre’de tuhaf şeyler oluyor, ben de anlamıyorum. Aradan çok değil 7 ay geçiyor. Darbe girişiminin aktörleri ortaya çıkıyor. Çoğu o bölgede görev yapmış, o yıkıma imza atmış üst düzey komutanlar. Darbe dinamiğinin asker unsurları o günlerde tabii sivil iktidarın da göz yummasıyla zaten pamuk ipliğine bağlı Türklerle Kürtlerin duygusal bağlarına yeni “darbeler” indiriyor.
Bitirirken... Kürt siyaseti “darbe girişimi sonrası yakalanan” ivme ile yeniden barışın önünün açıldığını düşünüyor. Üstelik yalnız değiller. Hem AKP’den hem “devletin kritik birimlerinden” bu umudu taşıyanlar çoğunlukta. HDP’nin dışlanmasıyla bu umut azalmış da gözükse Demirtaş’ın ağzından “Erdoğan’ın ilkeli tekliflerine açığız” cümlesini duymak umut veriyor.
Cizre’de tuhaf şeyler oluyor
Yazarın Son Yazıları
Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin
Cizre’de tuhaf şeyler oluyor
‘Darbe girişimi 17-25 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti.
Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi
Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti
Bharara’nın Washington’dan yeşil ışık alarak Erdoğan ismini dilekçeye kolayca koyduğu anlaşılıyor. Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Rakka’da YPG armasıyla savaşması ABD için yeni müttefikin Kürtler olduğunu gösteriyor.
Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı
Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz
Dost modern darbe
Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı
EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz
Erdoğan'ın Gazze ayıbı
HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda
Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?
Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı
Tecridin ne anlama geldiğini bilmeyen kafa... “Yalnızlaştırmanın”, “insansızlaştırmanın”... Oturmuş ders vermeye kalkıyor. Hem de Can Dündar’a... 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” diye bilinen katliamın öncesinde Can, bir grup aydınla birlikte Bayrampaşa Cezaevi’nde açlık grevlerini önlemek için çaba harcıyordu.
Yıkık ya da yıkılmaya yüz tutmuş binalarda sürdürülmeye çalışılan hayatlar... Sağırlar ülkesi Türkiye’de bir üvey evlat Tarlabaşı...
Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor
Can Dündar imzalı iddianame!
Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...
“Barış İsteyenler Grubu”nun Davutoğlu ile toplantısına katılan bir isim, Başbakan’ın “çözüme odaklanmada” istekli olduğunu belirtti.
Galibiyet umudu büyük yenilgilerle sonuçlanan bir asker Enver Paşa. 27 yaşında 1908’de hürriyet kahramanı, 14 yıl sonra Pamir Dağı eteklerinde bir kurşunla sonlanmış bir hayat. Kaybedilen savaşlar, muhaliflere yaşatılan acılar ve aşk. Deli gibi âşık olduğu, karşısında diz çöktüğü kadın Naciye Sultan. Enver Paşa’nın a.b.c’si...
Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...
Bizi hep öldürdüler
Savaş kabinesi
Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı
“Dünyayı karıştıran adam” Soros, üç günlük bir ziyaret için Türkiye’deydi. Soros, “Bir süre önce Türkiye-Rusya ilişkileri çok yakındı. Erdoğan, Putin’i rol modeli olarak kabul ediyordu. Bu ilişkiyi Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi bozdu” dedi.
Penguen geri döndü
Her ilde partililerle de işadamlarıyla da buluştum. Acılar, endişeler döküldü kelimelere. Buralarda seçim değil yas havası var. Ölümler hem bölgedeki hem Ankara’daki, yasaklar, çatışmalar... Seçimlerden çok bu olaylar insanların gündeminde. Çoğunluk, seçim sonrası ile ilgili de umutsuz...
‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’
yedi televizyon kanalını yargı kararı olmadan sansürleyen Digiturk’ün Katarlı beIN Media Group’a devredilmediği ve TMSF’nin kontrolünde olduğu öğrenildi. TMSF’nin platformu ne zaman ve hangi fiyata satacağı ise hâlâ sır.
AKP artık popülist bir partidir
MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi
Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz
Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak
Milli kavga
3 merkezden Boydak operasyonu
AKP’de sadece Erdoğan’ın yakınındaki birkaç kişinin kafasında olduğu öğrenilen yeni ‘milli ekonomi modeli’ kavramına iş dünyasından gelen ilk tepki ‘demode’ oldu. Bürokrasi de iktidar müdahalesi artacağı için endişeli.
Ekonomide iki ciddi isim Ali Babacan ve Mehmet Şimşek artık AKP’nin yönetiminde değiller. Onun yerine “Yiğit Bulut” ile ekonomi çözümlemelerinde uyuşan bir kafa yapısıyla damat Berat Albayrak var.
Adı “Darbe”... Bu bir “film”... 7 Şubat krizini merkez alan bir önceki KOZ filminin amatörlüğünde değil karşımızdaki. Oyunculuklardan metne “ikna edici”. Aslında MİT merkezli “halkla ilişkiler” çalışması ya da “bir dönemin MİT ağzından belgeseli” diyebileceğimiz görsel propaganda.