Başlık 28 Mayıs 2019’dan bu yana Irak ve Suriye’ye düzenlenen, teröre son darbeyi vurmayı hedefleyen sınır ötesi operasyonların ikinci adı. Hepsinin başında “Pençe” var!

İlk üç operasyon Pençe, Pençe-2, Pençe-3 adıyla yapıldı. Daha sonra sırasıyla Pençe-Kartal, Pençe-Kaplan, Pençe-Kartal-2, Pençe-Yıldırım-Şimşek, Pençe-Kilit operasyonları düzenlendi. Son olarak 13 Kasım’daki İstiklal saldırısının ardından 19 Kasım gecesi Pençe-Kılıç hava operasyonu başladı.

Gündemde kara harekâtı var. Bu kadar çok konuşulduktan sonra “Bir gece ansızın gelebiliriz” demenin bir anlamı yok. “Her gece ansızın gelebiliriz” demek daha uygun. Öyle anlaşılıyor ki bu operasyona hedef olabilecek odaklar da kendilerini buna göre hazırladılar!

***

Özellikle Suriye’ye yönelik kapsamlı operasyonlar hedeflenen amaca uygun adlarla 2016 yılında ayrıca başlamıştı. 24 Ağustos 2016 tarihli operasyonun adı şuydu:

Fırat Kalkanı!

Bunu iki yıl sonra Zeytin Dalı, ardından da Barış Pınarı operasyonu izledi. 

Yukarıdaki her operasyondan sonra ne olacağının şöyle yazmıştık:

Bir operasyon daha olacak!

Zira sadece böylesi harekâtlarla elde edilecek başarılar ancak yeni bir harekâtla korunabilir. Ya da yeni bir operasyon şart hale gelir!

Bu saptamamız kesinlikle güvenlik güçlerimizin terörle mücadelesini önemsizleştirme amacını taşımıyor. Yürekten inancımız şu:

Türkiye’nin güvenlik güçleri, karşısına çıkacak engellerin tümünü aşmasını bilir, pes etmez.

Bu bağlamda Pençe-Kılıç’ın başarılı olmasını, Mehmetçik’imizin ayağına taş değmemesini diliyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, tüm yakınlarına başsağlığı diliyoruz. 

Suriye’ye düzenlenen son operasyon görünen o ki en son olmayacak!

İktidara bir çağrımız var:

Mademki, terörle mücadelede hava-kara bütün olanakları kullanacaksınız... Mademki, Esad’la da görüşmeyi planlamaya koydunuz... Gelin daha büyük düşünün, sadece terörle değil, terörizmle de mücadeleyi kapsayacak bir strateji öngörün. Esad’la görüşmeyi sadece terörle mücadele için değil, bölgede kalıcı bir barış için düşünün. Bunu sadece önümüzdeki seçimlere yönelik bir hamle değil, önümüzdeki nesillere yönelik kutsal bir barış mirası olarak yaşama geçirin. Bütün koşullar olumsuz, bütün koşullar böyle bir hedefe elverişli!

Bunun için öncelikle 2011 yılından bu yana izlenen politikaların masaya yatırılması ve bir daha kaldırılmaması gerekiyor!

Buradan alınacak derslerle, terörden beslenenler dışında bütün tarafların kazanacağı bir paydaşlık üretmek gerekiyor.

***

Bölgesel anlamda, her şey olumsuz her şey elverişli dedik ama küresel aktörlerin de sıkıştığı bir virajdayız. Rusya’ya, “Dursan ya” desek, “Ukrayna mı dedin” diye soracak. ABD de İran’daki gelişmelerin derdinde görünüyor. 

İsrail ise daha farklı. Dün İsrail’in önde gelen yayın organlarından Haaretz’de bir yazı yayımlandı. Diyordu ki:

“Türkiye, Suriye’ye kara harekâtı için hazır. Artık kimse Türkiye’yi tutamaz!”

Bunun Türkçesi şu:

Eğer Türkiye, Suriye’ye kara harekâtı düzenlerse, bunu destekleriz!

İsrail için en iyi Suriye, güçsüz Suriye... Öteki taraflarla uğraşmaktan İsrail’le ilgilenemeyecek bir Suriye...

İşin bu yanı ayrı ve çatallı...

Özetlersek...

İyi bir Suriye ve devamında Ortadoğu planlaması yapmanın tam zamanı!

Bunun için çok değil... Biraz akıl, biraz da bağımsız ve yurtsever bir bakış gerekiyor!