AKP iktidarları döneminin dokuzuncu Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bakanlığının 11. ayında eğitim sistemindeki karmaşanın üzerine yeni bir “düzenleme” daha ekledi. Biz başlıkta “eğitim” dedik ama bakanlık bunu bir asır geriye götürüp “maarif”e çevirdi.

“Maarifet” sadece bununla sınırlı değil. AKP iktidarının 2023 seçimleri öncesinde CHP’den kopya çekerek ürettiği “Türkiye Yüzyılı”nı hazırlanan yeni müfredatın başına ekledi ve tam AKP işi oldu:

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli!

3 bin 500 sayfalık çalışmanın ayrıntıları bir yana sadece bu başlık bile her şeyi anlatıyor!

Tüm çabalarına karşın eğitimi istedikleri gibi bir arka bahçe yapamadılar. İktidarları döneminde üçüncü kez müfredatı baştan sonra değiştirmeye girişiyorlar.

***

Genel bir söylem vardır:

Uygar ülkelerde öğrencilere nasıl düşünmeleri gerektiği öğretilir, öteki ülkelerde ne düşünmeleri gerektiği!

Yusuf Tekin’in halkla ilişkiler görevini üstlenerek kamuoyu ile paylaştığı son “model” eğitim tam da bu:

Öğrenciler sormasın, araştırmasın, onlara hangi konuda ne düşünmeleri gerektiği ezberletilsin, yeter!

Binlerce sayfanın içinde elbette, “Bakın bu da mı bilimsel değil” denerek örnek gösterilebilecek bölümler vardır. Ancak eğitim bir bütündür. Biyolojiden coğrafyaya kimi temel konuları es geçerseniz ya da bilimin dışında kalıpların içine sokarsanız o zaman şunu yapmış olursunuz:

Topla topla sıfırla çarp!

Erdoğan yeri geldikçe şu “özeleştiriyi” yapıyor:

Kültürel iktidarımızı kuramadık!

Ne kadar “Dindar ve kindar bir nesil yetiştirelim” diye çırpınsalar da olmuyor.

Toplum, dayatmaları kusuyor!

Gençler, tümü olmasa bile, etkileyici bir çoğunluğu soruyor, sorguluyor.

Kadınlar, ölümü göze alarak, son dayanakları olan bedenlerini ortaya koyarak kimseye “kul” değil, özgür “birey” olduklarını haykırıyorlar.

İktidar bunlara inat, bıkmadan usanmadan yeniden deniyor, yeniden ısıtıp yeniden dayatmaya kalkıyor!

Cehaletin en tehlikelisi, hareket halinde olandır. Özel bir eğitimle gençler cahil bırakılmak ve arka bahçe yapılmak isteniyor.

Pek çok alanda olduğu gibi toplumsal gelişmişlik ölçütlerinin eğitimle ilgili olanlarında da baştan değil, sondan itibaren sayarak yerimizi bulabiliyoruz.

Bütün bunlara karşın gençlik değişim borusunu çalıyor. Son seçimlerde iktidara dur diyenler arasında sadece emekliler yoktu, ciddi oranda gençler vardı!

***

Eğitim hiçbir partinin arka bahçesi olmamalı. Ülkenin geleceğinin ön bahçesi olmalı.

İktidarın sınıfta kaldığı alanların başında eğitim geliyor. Bugüne kadar bayrak yarışı gibi sorunları birbirine devreden bakanların sonuncusu tuz biber ekti, AKP’nin seçim sloganıyla eğitimi birleştiren bir “model” ortaya attı.

Dünyada bilgi birikiminin sermaye birikiminden daha önemli ve değerli olduğu herkesin kabulü.

Yapay zekâ tartışmalarının ucundan tutup nereye varacağını kestirmek hiç de kolay değil. Beyin artık otomobil kullanıyor. Kendisi bilgi üretmek yerine icat ettiği bir yapının da bilgi üretmesini sağladı.

İktidar ise gençler nasıl daha dar bir kalıbın içine konur, sorusuna yanıt arıyor. Bu “Türkiye Yüzyılı” değil, AKP yüzyılı!

Hangi yüzyıl?

20. yüzyıldan geri, 19. yüzyıldan da geri...

İktidar diliyle anlatmak gerekirse ricat!

Dünyada icat, bizde ricat!