Mustafa Halif

Gül’e konuş baskısı başkanlık çıkışını getirdi

21 Şubat 2015 Cumartesi

Şu tarihe bir mim koyun. 18 Şubat 2015. Başbakan Ahmet Davutoğlu Pakistan’dan dönerken uçaktaki gazetecilere “Eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile geçen hafta bir vesileyle görüştük” diyor. Ve hiç beklenmedik şekilde Gül’ün milletvekilliğini gündeme getirip “yani bunun şu anda konuşulması için erken veya en azından böyle bir talep, ortam oluşmuş değil” diye konuşuyor. Davutoğlu’nun Gül ile “gazetecileri atlatarak” yaptığı görüşme Hakan Fidan’ın istifasının ardından Tayyip Erdoğan’ın Latin Amerika gezisi sırasında “Ona birtakım vaatler verilmiş olabilir, doğru bulmuyorum” çıkışını yaptığı günlere denk geliyor. Burada kısa bir not: Fidan, Erdoğan’ın “sır küpü” bilinir ama Gül ile de ilişkileri hayli iyidir.
Davutoğlu ile Gül’ün yaptığı görüşmeden devam. Önemli bir notla... Bir süredir Gül’ün ziyaretçi sayısı hayli fazla. Bu ziyaretçilerin büyük çoğunluğunu AKP’li milletvekilleri oluşturuyor. Aklınıza hemen “üç dönemlikler” yani bir daha vekil seçilmeleri mümkün olmayanlar gelmesin. Her dönemden milletvekili var aralarında. Bürokrasiden isimler de var. Ziyaretçilerin Gül’e başta “yeni sistem arayışları ile ilgili” pek çok konuda rahatsızlıklarını ilettikleri kaydediliyor.
Ve dün yani 20 Şubat, cuma namazı çıkışı. Alanda çalışan Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık muhabirliği yapanlar iyi bilirler. Lider konuşmak isterse bu yakın ekip tarafından hissettirilir. Gül’e mikrofon uzatılması ve yaptığı çarpıcı açıklamalar tesadüfi değil yani. Popüler tanımla zamanlaması manidar. Üstelik Gül özellikle bir cümleyle doğrudan Erdoğan’ı hedef alıyor:
Türk tipi bir başkanlık sistemi olmaması gerekir.
Unutanlar için hatırlatma. 2011 yılı. O dönem Başbakan olan Erdoğan, Brunei’den dönüyor. Tabii yine uçak yine gazeteciler. Kelimesi kelimesine başkanlık ile ilgili şunları söylüyor:
“Ben illa ABD sistemi olsun demiyorum. Öyle çalışalım ki başkanlık Türk sistemi olsun.”
Tekrar düne, Gül’e dönelim. Erdoğan “illa ABD sistemi olsun demiyorum” diyor ya. Gül net:
“Bir başkanlık sistemi olacaksa ABD’de olduğu gibi gerçekten kuvvetler ayrılığının açık seçik, sarih bir şekilde yazıldığı, her şeyin çok iyi tarif edildiği gelişmiş demokrasilerde hukukun üstünlüğüne dayalı şekilde olursa şüphesiz o da demokratik bir sistemdir.”
Yani Gül sistem konusunda Erdoğan’a açıkça cephe alıyor. Bunu yaparken Davutoğlu’nun da yanında olduğunu söylemek mümkün. Davutoğlu, Erdoğan’ın ısrarlarına rağmen “başkanlık konusunda net konuşmuş hatta seçim beyannamesinde öncelikli konu olarak planlamış” değil.
Siyasette yeni bir fotoğraf oluşuyor. Fotoğrafta Gül ile Davutoğlu birbirine yaklaşıyor. Yanlarında hem bakanlardan hem partiden isimler de var. Bu isimlerin Erdoğan’ın başta başkanlık demokrasi konusundaki kimi yaklaşımlarına katılmadıkları ortaya çıkıyor.
Peki ne olacak? Cevabı Gül yine dün veriyor: “Herkes biliyor ki ben AK Parti’nin kurucusuyum. Kuruluşundan da öte AK Parti’nin kuruluş sürecini başlatanım. O zamanki yenilikçi hareketi herkes hatırlar.”
Gül’ün hatırlattığı “yenilikçi hareket”; Erbakan Hocalarının yaklaşımlarına karşı “hayır” diyen ve partiden ayrılıp yeni parti kuran bugün iktidardaki isimler. Bu hatırlatmanın kimileri için rahatsız edici olacağını tahmin etmek zor değil. İzleyeceğiz. İlginç günler...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

91 kere maşallah 22 Mayıs 2016
Bozdağ hak etti! 15 Mayıs 2016

Günün Köşe Yazıları