Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Diktatörler neden seçim sever?

17 Mart 2024 Pazar

"Diktatörler ve seçim” bir oksimoron...

Ama günün diktatörleri için “seçim” dendiğinde akar sular duruyor.

Zamanın ruhu çünkü, meşruiyetin illa sandıktan çıkmasını emrediyor.

Ama tuhaf olan şu ki, aynı zamanın ruhu, sandıktan çıkan o meşruiyetin fiiliyatta hangi koşullarda biçimlendirildiği ile uzun boylu ilgilenmiyor.

Dostlar alışverişte görsün.

Otokrat liderler-ki zamane tiranlarının ismi bu!- ortaya bir sandık koysunlar da nasıl koyarlarsa koysunlar.

Nasıl”ın şartlanmaları ve koşullarının, tek adama boyun eğen halklarca kabullenerek içselleştirilmesi, günün sonunda.. memleketlerin iç meselesi kabul ediliyor ve tartışmaya açılmıyor.

Genel geçer kural böyle.

Rusya’da bugün tüm otoriter ülkelerde olduğu gibi, sonucu önden saptanmış bir devlet başkanlığı seçimi var.

Bu sürprizsiz seçim gelin görün öyle önemli, öyle önemli ki; ülkenin 34 yıllık seçim tarihinde ilk kez, oy vermelere seçmenler doyamasın diye 3 gün sürüyor.

Uzaktan” gören, sanki üç gün, üç gece süren bir demokrasi bayramı var sanır! Ama yalnızca “uzaktan” görenler…

DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ

İçerden” bakıldığında durum özetle şu:

Putine alternatif oluşturabilecek iki gerçek namzet vardı: Boris Nemtsov ve Alexei Navalny. Nemtsov 2015’te, Navalny 2024 Şubat’ında  katledildi.

Bu seçimde Ukrayna savaşına itiraz ettiği için fark yaratabilecek tek isim olan Boris Nadezhdin’in adaylığı da geçersiz sayıldı ve saf dışı bırakıldı.

Kala kala geriye çöpsüz üzüm, ‘resmi muhalefet’in adayları kaldı.

Bitmedi.

Aynı şekilde medya da zaptı rapta alındı. Putin ve Putin’in savaşına ses eden muhaliflerin hepsi artık içerde.

Resmi rakkamlar, hapisteki siyasi mahkumları yaklaşık yüz civarı saptıyor. Oysa 2018’den bu yana yalnızca ifade özgürlüklerini kullandıkları için cezai yaptırımla karşılaşanlar, şoke edici bir rakkam olan 116 bine ulaşıyor.

Putin’in, (2018’de başlayan)şu son döneminde görülen siyasi davaların sayısı (Sovyet diktatörleri) Kruşçev ve Brejnev dönemlerinin toplamını aşıyor…”

Bu satırların sahibi Omsk’ta bir yüksek güvenlik hapishanesinde çile dolduran muhalif Vladimir Kara-Murza.

Kara-Murza bu gözlemleri tam anlamıyla yani “içerden” yazıyor.

Hapiste olmayan muhaliflerin de “yandım Allah” sürgünü seçmesi, Helsinki İnsan Hakları derneği, Sakharov merkezi ve Yolsuzlukla Mücadele Vakfı misali vakıf ve derneklerin “yasa dışı” ilan edilmeleri, demokratik kurumların tümüyle işlevsizleştirilmeleri, seçim komisyonunun tamamen denetim altına alınması keza gene bu akşam kapanacak sandıkları dikensiz gül bahçesine dönüştürüyor.

ADAYLIĞI ANAYASAL DEĞİL

Putin’in 2018’de başlattığı son döneminde vites arttırmış olması özellikle dikkat çekici.

Öyle ki uzmanlar 2018 Rusyası ile bugünkü Rusya’nın ayrı iki ülke olduğundan bahsediyor.

2018’de hayatta olan Navalny’nin o devirde meydanlarda kampanya yaptığını” hatırlatıyorlar; tüm muhaliflerin o günlerde hapiste ya da sürgünde olmadığını belirtiyor, zor da olsa 6 yıl öncesinde gazeteciliğin yapılabildiğinden ve mümkün olduğundan dem vuruyorlar.

Ukrayna savaşı, Putin’in “demir yumruğunu” sağlamlaştırması adına “Allah’ın lütfu” olmuş durumda. Batı ile kafa kafaya gelen Putin için o noktadan itibaren hiçbir “itibar kaybı maliyeti”nin kalmadığı anlaşılıyor.

Muhalif Kara-Murza bunların yanında, Washington Post için kaleme aldığı satırlarda, gerçekte Putin’in adının oy pusulasında olmasının dahi “anayasal olmadığını” söylüyor:

Putin 2000’de göreve geldi. Dörder yıldan üst üste 2 kez Başbakanlık yaptıktan sonra makamını 2008 ve 2012’de emanetçi Medvedeve devretti.

Bu anti-demokratik olmakla birlikte teknik manada hukuken geçerliydi. Bugün bambaşka bir durum var. 2018’de 6 yıla uzattığı süreyle Cumhurbaşkanlığına yerleşen Putin, yasal olmayan biçimde yaptığı anayasal değişikliklerle süresini sınır koymaksızın uzattı ki bu çok açık bir hukuksuzluk.

Bu hukuksuzluğa uluslararası toplumun verebileceği tek cevap, Putin’i Rusya’nın meşru lideri saymamak olmalı.”

Rusya’nın isimleri artık parmakla sayılan muhalif liderlerinin hepsi, Navalny’nin dulu Yulia’dan, sürgündeki Hodorkovski’ye değin..… Kremlin’de önden hesabı kitabı yapılan ve demokratik yollarla kazanılması mümkün olmayan bu seçimlerin bir meşruiyeti kalmadığını ifade ediyor.

Gözlemciler Putin zaferinin eli mahkum %80-82 bandında olmasını, katılımın %70 sularında seyretmesini bekliyor.

Tek korku, Putin’in sahadaki biricik rakibi “katılım oranı”nın düşük çıkması.

Onun da bu seçimde ilk kez devreye girecek “elektronik oy”la rötuşlanıp telafisi mümkün.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları