Yılın sözcüğü: Yapay zekâ

31 Aralık 2023 Pazar

Yılın kelimesi “yapay zekâ/artificial intelligence” namı diğer AI. 

Economist, ChatGPTyi; Collins lugatı damardan AI’ı seçmiş. 

2024’e girerken herkesin dilinde ve aklında olan ifadeler bunlar.  

Yapay zekâ araştırma şirketi OpenAI kurucularından Elon Musk ile Roma da yollarımız kesişmemiş olsa 2023’ün şu son saatlerinde oturup yapay zekâ (AI) düşünmezdim.

Ama Musk’ın geçen Sağnak’larda bahsettiğim Roma’daki Atreju toplantılarında “dile benden ne dilersen!”, “Alaadin’in Sihirli Lambası” kıvamında bahsettiği pembe AI anlatımlarına tanık olduğumda konunun ivedi önemine -heyhat!- uyandım.

Türkiye de biz uluslararası çaptaki konularda Platon’un mağara alegorisindeki gibi yaşıyoruz. 

Meşhur benzetmedir ya: Mağaranın içersinde kapalı ve zincirliyseniz dışarda olup biteni ancak duvarlara düşen gölgelerden izleyebilirsiniz...

Dış dünyayı çoğu kez içerde biz ancak gölgelerden takip edebiliyoruz...

Dünya ile eşzamanlı düşünebilmek ve senkronize olabilmek için çoğu kez Türkiye’den çıkmak gerekiyor. 

AI’nın ana akımda bulunduğu ve oturduğu yere uyanmam için benim de demek Roma’ya gitmem gerekti. Musk’ın geçen haftaki yazımda da bahsettiğim (Sağnak, 24 Aralık) salt AI söylemlerine değil, yapay zekâ şirketleri kurucusu olarak sergilediği profile de takıldım.  

Dostluk-arkadaşlık bağları kuramayan, duygusal ilişkilerde başarısız, Mars’ta ve Ay’da koloni kurmakla aklını bozmuş, asosyal ve empati yoksunu ama deha düzeyinde zeki biri Musk. 

Tutarlı siyasi söylemlerle hiç ilgilenmediği için akım derken kolaylıkla karam diyebiliyor... 

Geçmişte Obama’ya bağış yapıp Biden’a oy verirken bugün rotayı dünyanın ileri gelen tüm sağcı liderlerine ve Cumhuriyetçilere kırıyor.  

En sevdiği harf  X olduğu için şirketlerinden oğluna değin her şeye seri üretim misali “X” markasını veriyor. 

Kısaca “Robota benzeyen bir insan örneği bul getir” deseniz Elon Musk’ı tutup kulağından getiririm. İşe bakın ki “süper robot” profilindeki bu isim tam bugün en iddialı AI projeleri ve AI atılımlarıyla anılıyor.  

AI ÇAĞINA GİRİŞ

Benim gibi dijital dünyayla ilişkisi naçizane cep telefonu ve bilgisayarla sınırlı biri için yeni AI evrenine uyanmak sarsıcı oldu. 

Koşa koşa gidip kendime - “AI 101” kontenjanından- Kissinger’ın çok satan AI Çağı/The Age of AI kitabını aldım. 

2021’de piyasaya çıkan kitabın tek yazarı Kissinger değil. Google’ın eski CEO’larından Eric Schmidt ve MIT’den Daniel Huttenlocher’ın da ortak imzalarını taşıyor...

Geçen ayın sonunda 100 yaşında hayata gözlerini yuman ünlü diplomasi ve strateji ustasının, bundan sadece iki yıl önce bu kerte fütüristik bir konuya el atması herşeyden önce acayip bir entelektüel merak ve cesaret örneği. 

Kitap, benim gibi teknoloji kurdu olmayan sıradan faniler için yazılmış. Sadece AI’nın ne olup, olmadığını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda mevzuyu tarihsel perspektife oturtuyor. 

Kissinger, bu bağlamda yeni AI çağını, tarihin en büyük paradigma değişikliğini gerçekleştiren Aydınlanma Çağı’na benzetiyor.

AI’ya aydınlanma kertesinde hayran olduğu için değil, AI’dan aydınlanma ölçütünde dev bir dönüşüm beklediği için başvuruyor bu benzetmeye. 

“Yalnızca şu farkla” diyor özetle, “Aydınlanmanın öncüleri ve ardılları, Kant, Diderot gibi müthiş düşünürlerdi. AI da aydınlanma gibi tıpkı gerçeği algılayışımızda bir sıçrama yaratacak. Ama aydınlanmadan farklı olarak kendine özgü bir düşünce sistemi, dünya duruşu olan düşünürlere sahip değil. Biricik itiş gücü kar ve rekabet ortamı.” 

Musk bu durumun işte tipik sonucu…

TUHAF ZAMANLAR

Bilginin ufuklarını açan ve genişleten “Aydınlanma”dan farklı olarak, AI’nın bilgiyi ileri götürmenin yanında geri götürme kapasitesine de sahip olduğunu belirtiyor Kissinger’ın kitabı. 

AI’nın kişiyi “tabi tuttuğu aşırı doz bilgi bombardımanı” ile düşünmek yerine, düşünmekten alıkoyduğundan ve düşünceye ayrılan zamandan çaldığından dem vuruyor. Dezenformasyon olanaklarının bu itibarla bugün olduğundan da mümbit bir ortam bulacağından ve artacağından yakınıyor. 

Bir AI etiği geliştirmenin kaçınılmazlığına dikkat çekiyor.

AI’nın faydaları denli sakıncalarına ışık tutuyor ve dünyanın özde çığır açan bu benzersiz dönüşüme hazır olmadığını ancak ne var ki artık yok edilemez bir gerçek olarak karşımızda olduğundan AI ile baş edilmesi gerektiğinden bahsediyor. 

Dünya düzeninin istikrarsızlaşması başta olmak üzere tüm kaygılarını ayrıca ardı ardına sıralıyor. AI’nın savaşlar, ordular, silahlar, bilim, siyaset, demokrasi, özgür düşünce üzerindeki olası etkilerini anlatıyor.

Roma’da Çinlilerin “Tuhaf zamanlarda yaşayasınız!” bedduasına atıf yaptı Musk... 

“Hayatınızdaki hiçbir şey öngörüldüğü gibi gitmesin, güvensizlik, kaygı, yarın korkusu yakanızdan düşmesin!” anlamına gelen bedduaya atfen; “Halihazırda insanlığın en tuhaf zamanlarında yaşıyoruz!” dedi. 

2024 için bu durumda “kemerlerinizi bağlayın” demekten başka temenni kalmıyor. 

Yeni bir çağın kıyısında, turbo bir teknoloji devriminin içindeyiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları