'Tabiata Hücum' Kanunu

06 Mart 2013 Çarşamba

Art arda yürürlüğe giren “doğa düşmanı” düzenlemelerden biri daha TBMM gündeminde.
Kamuoyu her hafta yeni bir
“açılım”la meşgul edilirken, ormanlardan tarım alanlarına tüm yaşam kaynaklarımız Meclis’ten hızla geçirilen kanunlarla yağmaya teslim ediliyor… Sözde “kalkınma” adına tüm değerlerimizin gözden çıkarıldığı bu düzenlemelere şimdi de “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu” ekleniyor.
Doğa uzmanlarının ve hukukçuların ortak görüşü ise tasarının amacına uygun adı:
“Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Yok Etme!
Tehlikeyi fark eden
Nasuh Mahruki’nin önderliğinde 40 bin imza toplanarak “tasarının geri çekilmesi” istenirken, 100’e yakın STK’nin oluşturduğu “Tabiat Kanunu İzleme Girişimi”nden Hüsrev Özkara da şunu vurguluyor: “Bu tasarı 2B yasasından bile daha zararlı.” (Milliyet-28 Şubat)

\n

Sürdürülebilir talan

\n

Peki, kanunda neler yer alacak?.. Yanıtı, yılların orman emektarı Doç. Dr. Yücel Çağlar’ın raporundan: “Tasarıda, ülkemizde ‘doğa koruma’ alanındaki varsıl bilgi ve deyim birikimi dikkate alınmamış” diyen Çağlar, şuna da dikkat çekiyor: “Örneğin Milli Parklar Kanunu gibi doğa korumacılığının ticarileştirilmesini kısıtlayan yasal kuralların etkisizleştirilmesi amaçlanmış.
Birikimli uzmanımıza göre, tıpkı adındaki kandırmaca gibi
“katılımcılık” söylemiyle hazırlanan tasarı, “sivil demokratik birliktelikler” yerine uygulamanın tümüyle “siyasal iktidar” tarafından yürütülmesini hedefliyor.
Dahası “
koruma”dan sorumlu kamu kurumları arasındaki yıllardır özlenen “eşgüdüm”ün sağlanmadığını, hatta yetki karmaşasının daha da içinden çıkılmaz hale getirildiğini belirten Çağlar diyor ki: “Doğa için yaşamsal önemdeki terimler yanlış ve özensiz kullanılarak, anlaşım birliği olanaksızlaştırılmış.”
Yani tasarı,
“tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması”nda, ülkenin kamusal örgütlenmesini adeta “tasfiye” etmeyi hedefliyor. Buna karşın sadece iktidarı etkili kılmayı, özelleştirme sevdalısı siyasete ise doğa düşmanı yatırımları açıkça gözetme kolaylığı sağlamayı amaçlıyor.
Nitekim tasarıdaki
“sürdürülebilir kullanım” deyimi de “sürdürülebilir talan”dan başka bir anlam taşımıyor…

\n

Olağan ‘şaşırtıcı’lık

\n

İşte bütün bunlara karşı çıkan sivil toplum örgütlerinin haftalardır sürdürdükleri eylem ve etkinlikler acaba bu kez etkili olabilecek mi?
Bırakın kanunlaşmasını, tasarlanması bile tek kelimeyle
“şaşırtıcı” bir duyarsızlığın siyasi egemenliğini kanıtlayan düzenleme, acaba yurt düzeyinde yaygınlaşan haklı tepkiler gözetilerek geri çekilecek mi?
İlhan Selçuk benzer bir yasanın yağmayı daha da körüklemesinden yakındığımızda, “hayret, bu kadarı da olmaz, pes artık” dememiz üzerine şunu söylemişti: “Çocuklar, ben de sizin hâlâ bu gibi durumlara şaşırmanıza şaşıyorum!..”

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları