Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
ABD’nin tek kutuplu dünya bozgunu...
Tek kutuplu dünyanın yıkılması ve kendisine güven duyan, ezilen ulusların umutlarının tükenmemesi gerekmektedir. Artık ABD’nin ‘şahinleri’ kendilerine eskisi gibi dünyanın ezilen uluslarına karşı çizmeleriyle çiğneyebilecekleri bir ortam bulamıyor.
ABD’nin tek kutuplu dünya inşa etme stratejisinin iflasından sonra kaybettiği ve arka bahçesi olarak uzun yıllar boyunca sömürdüğü Latin Amerika, yeniden kuşatmaya tabi tutularak boyunduruk altına alınmaya çalışılıyor. Brezilya ve Arjantin’in düştüğü durum ortada; ABD, kazanılan bağımsızlık mücadelelerini geri püskürtmenin tuzaklarını döşüyor. Kendi işbirlikçi yönetimlerini iktidara atayarak eski dönemi canlandırmayı amaçlıyor ve bu yolda da geçici de olsa başarılı dönüşümler sağlamış bulunuyor. İşte son olarak, Venezüella’da yapmaya çalıştığı ve Latin Amerika’nın uyanışının önünü kesebilmek için kurduğu tuzaklar her şeyi açığa çıkarıyor. Venezüella Meclis Başkanı Juan Guaido’yu kullanarak, bir grup askeri ihanete alet ederek ülkenin düzenine müdahale etmek ve hatta ülkeyi işgal etmeyi gündeme getirmek, gücün üstünlüğünün şımarıklığı ve emperyalizmin klasik yöntemi sayılır.
Çin’in Venezüella’da elde ettiği mesafe
Tarihin çöplüğünde kalmış bir tehdidi yeniden değerlendirmek akıl işi değil. Daha önce kendisine Afganistan, Irak, Libya ve Suriye işgallerinin neye mal olduğunu görmemesi, artık dünyanın çok kutuplu seçeneğe geçtiğini kabul etmemesi, Vietnam’la başlayan yenilginin ve çöküşün sürmesinden başka bir seçeneğinin kalmadığını anlamaması insanlık adına büyük bir kâbus... Bütün bu durumlar devam ederken ABD, Çin’in Latin Amerika’da yaptığı yatırımların önüne geçebilmek ve enerji savaşlarını kendi çıkarları doğrultusunda yürütebilmek için ödün vermeden baskısını artırmaktan başka seçeneğinin olmadığı görüşüne saplanıp kalıyor. Bu emperyalist emelleri onun, Ortadoğu bataklığına, Latin Amerika ve Afrika enerji alanlarında yenilgiden yenilgiye uğramasına neden oluyor. Çin’i kuşatabilmek için İran’ı da hedefe koymaktan dahi geri durmuyor. Rusya’ya karşı Ukrayna ve Balkan ülkelerinde kurduğu tuzaklar işe yaramadıkça hırçınlığı devamlı artıyor. Son olarak Trump’ın İran’ı vurma ve işgal etme senaryosunun ne kadar kritik bir ikilem içerisinde olduğunun göstergesi...
Çin, kredi olanakları yönünden Venezüella’ya oldukça olumlu yaklaşıyor. Bu olanak 60 milyarı buluyor... Yine Venezüella’ya komşu eski İngiliz sömürgesi Guyana’nın “Yeni Ekonomik İpek Yolu-Kemer ve Yol Projesi”ne katılmasını desteklemesi, Washington’da rahatsızlık yaratılmasına neden oluyor. Çin’in Brezilya-Guyana arasında geliştirilmiş karayolu inşa etmesi ve bu yolun Brezilya’nın Panama Kanalı’na olan mesafesini binlerce mil kısaltarak erişime etkinlik kazandırması ayrı bir imkân yaratıyor.
Bütün bunların yanında küçücük Guyana’nın derin su limanı inşa etme görüşmeleri yapması dikkatlerden kaçmıyor ve özgüveninin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca karayolu taşımacılığını Venezüella’nın Brezilya ile sınır bölgesi olan Amazon’a kadar ulaştırarak burada bulunan maden zenginliklerini değerlendirmek istemesi... Böylece Panama Kanalı’nı da kullanarak Amazon güzergâhını da geçen bu liman yolunu Çin limanlarına kadar ulaştırmak... Yani gemi taşımacılığını daha da canlı hale getirerek bölgenin ekonomik yönden kalkınmasına katkı sağlamak...
Washington, Venezüella ve İran da panik içerisinde
Çin’in büyük bir sessizlik içerisinde ve sakince Küba, Venezüella ve Venezüella’ya komşu olan Guyana’da ekonomik varlığının artması ve Panama’da stratejik gelişmelere imza atması, Washington’un paniğe kapılmasına neden oluyor. Rusya’nın Venezüella Devlet Başkanı Maduro’ya destek amacıyla uçak dolusu askeri danışman göndermesi ve Trump’ın çılgınlığına karşı çıkarak hukuka uygun davranmasını belirtmesi saldırganlığın püskürtülmesinde etkili olmuştur. Ayrıca Küba, Maduro’ya destek olarak binlerce doktor ve sağlık malzemesi, elemanı yanında çok geniş çaplı askeri yardım temininde bulunmaktan çekinmemiştir. Washington yönetiminin; Çin, Rusya ve Küba destekleri ve tahkimatlarının artması karşısında endişelerinin artması yadırganacak bir tutum sayılmaz. Bu arada Hindistan’ın bu mücadeleye destek çıkması ve ABD’nin İran işgaline karşı uluslararası hukuka saygı duyulmasını istemesi de eklenince, artık “tek kutuplu dünya” serüveninin bittiğinin göstergesi sayılır.
Çin’in Panama’ya ait Margarita Ada Limanı’nı satın alması
Çin, böyle bir ada limanını alarak dünyanın en büyük limanlarından birine sahip oldu. Böylece dünya çapında mal dağıtım merkezlerinden birini eline geçirdi. Bunun üzerine, dünyanın en büyük altyapı ve mühendislik firması sayılan China Communication Construction Corporation devreye girerek ABD’nin öfkesinin tetiklenmesine neden oldu. Daha önce Tayvan’ı tanıyan Panama, bu tutumunu değiştirerek tanımaktan vazgeçti. Bu gelişmeler olurken, Panama Devlet Başkanı Juan Carlos Varela, “Kemer ve Yol Girişimi”ne destek olmak amacıyla resmi görüşmelere katılmak için Çin’de Şi Cinping’le buluşması ve Şi Cinping’in buna karşılık vermesi, ilişkilerin boyutunun nerelere kadar uzanacağının işaretlerini taşıyor. ABD’nin en büyük rahatsızlık duyduğu ve göçmen siyasetinin temel unsuru haline gelen Meksika’nın yeni sosyalist cumhurbaşkanı Andres Manuel Lopez Obrador tarafından, “Kemer ve Yol Girişimi”ne katılmayı düşündüğünü açıklaması, bardağı taşıran ve Washington’un öfkesini iyice tetikleyen gelişmeler olarak görülebilir.
Ancak unutulmaması gereken husus, Çin’in Panama ve Orta Amerika ülkelerindeki yatırımlarında, o ülkelerin onayını aldığı açık bir gerçektir. Bu bağlamda inşa edilmesi planlanan yüksek hızlı demiryolu projesi ile Panama Kanalı’na ulaşım kolaylaşmış olacak ve böylece Çin’e yapılacak ihracat tüm Orta Amerika’ya yayılmış olacaktır. Çin, sağlamış olduğu bu hamleleri ABD’nin emperyalist baskılarına karşı korumak zorunda.
Anti-emperyalist ülkelerin güvencesi ‘çok kutuplu dünya’dır
Tek kutuplu dünyanın yıkılması ve kendisine güven duyan, ezilen ulusların umutlarının tükenmemesi gerekmektedir. Bu örgütlenmenin daha sıkı tutulması kaçınılmaz olmalı ve emperyalizmin aldığı darbeler büyüyerek sürmelidir. ABD’nin tek kutuplu dünya inşa etme hayalleri, tarihin çöplüğüne atılmış durumda.
ABD halkı, savaşın kendilerine neye mal olduğunu Vietnam yenilgisinde yaşadı; Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de insanlık adına yaşananlara isyan ettiler ve çocuklarını savaşta yitiren anneler ayaklandılar, ülkenin bütün annelerinin bu isyana dahil olmalarını sağladılar ve yönetim eski saldırganlıklarını sürdüremez duruma düştü. Artık ABD’nin “şahinleri” kendilerine eskisi gibi dünyanın ezilen uluslarına karşı çizmeleriyle çiğneyebilecekleri bir ortam bulamıyor. Mazlum ülkeler, artık kendilerinin destek bulacakları “çok kutuplu bir dünya”nın unsurları olma olanağının özgüvenine kavuşmuş oldular. Çin, Rusya, Hindistan ve hatta Almanya bu cephenin güvencesi olmanın onurunu yaşamakta, son olarak Venezüella ve İran’ı işgale kalkışan ABD’ye karşı anti-emperyalist mücadelelerin güvencesi olmayı sürdürüyorlar.
Kaynak: TurqueDiplomatique, Haziran, 2019, sayı:122.
ORHAN ÖZKAYA
Yazar
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması