1982 Anayasası’nın birçok maddesi 21 Ocak 2017’de TBMM tarafından kabul edilen ve 16 Nisan 2017’de halkoylamasına sunulan yasa ile değiştirilerek demokrasi askıya alındı ve ülkenin kaderi partili cumhurbaşkanının iradesine terk edildi. AKP’nin 2002’de iktidara gelmesi ve başkanlık sisteminin yürürlüğe girmesi ile ülke çok partili yaşama girilen 1946 yılından bu yana, görülmedik boyutta, zengini ve yandaşları daha da zengin eden nüfusun büyük çoğunluğunu inanılmaz ölçüde ezen bir ekonomik dar boğazın karanlığına sokuldu. Yükselişi önlenemeyen yaşam pahalığında bunalan halka hiçbir umut sunamayan bu bozuk düzen mutlaka değişmelidir. 

DEĞİŞMESİ GEREKENLER

Düzen neden değişmelidir? Emeğin hakkını sağlamak ve milli gelirin hakça dağılımını sağlamak için, tarımı kurtarmak ve 118 kalem tarım ürününü ile birlikte canlı hayvan ithalini önlemek için, kapatılan ve yok pahasına yandaşlara satılan kamuya ait fabrikaların yeniden kurulması ile ulusal sanayinin yaşama geçirilmesi için, halka pahalı sağlık sunan şehir hastahanelerini korumak için, kapatılan devlet hastahanelerinin yeniden açılması için, her ülkede var olan ama bizde kapatılan askeri sağlık birimlerinin (GATA’nın) yeniden açılması ve halka parasız sağlık hizmeti sunulması için, Hâkimler Savcılar Kurulu’nun, Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın, Danıştay’ın, Sayıştay’ın üyelerinin, siyasiler tarafından değil, meslek mensupları tarafından seçilmesini sağlamak için, bağımsız yargı, bağımsız medya, özerk üniversite için, şahsa bağlı ve hesap vermeyen bakanlar yerine halka hesap veren bakanlar kurulunun oluşması için, doğal kaynakların yabancılara peşkeş çekilmesini ve doğa katliamını önlemek için, TC vatandaşlığının suç baronlarına ve düzensiz göçmenlere verilmesini önlemek için, sınır güvenliğinin sağlanması ve isteyenin kolayca ülkeye girişinin önlenmesi için, okulları tarikatların istilasından kurtarmak için, devlet ihalelerinin yolsuzlukları önlemek amacı ile şeffaf yapılması için, devlet yönetiminde israfı kaldırmak için, grevlerin yargı kararı ile ertelenmesi için, bağımsız sendikalar yaratmak ve sendika üyeliğini güvence altına almak için, diplomasiyi meslek mensuplarına bırakmak için bu bozuk düzenin mutlaka değişmesi gerekir. 

HALK İTİRAZ HAKKINI KULLANMALI

31 Mart yerel seçimleri düzen değişikliğinin gündeme gelmesi açısından son derece önemlidir ve erken seçimin kıvılcımı olabilir. Halkını ezen, Merkez Bankası’nın varlıklarını yok eden, israfı zirveye taşıyan, yoksulun yarın umudunu bitiren AKP iktidarı yerel seçimlerde ciddi oy kaybı yaşarsa erken seçim çağrıları mutlaka gündeme gelecektir. İşçiler, tarım çalışanları, emekliler, ev kadınları, et yüzü görmeyen halk ve yabancı çetelerin yarattığı can güvenliği sorununu yaşayanlar demokratik haklarını kullanıp sokak gösterilerine başlarsa erken seçim kaçınılmaz olabilir. 

SANDIĞIN GÜCÜ

Halkla davalı olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ülke daha uzun süre yönetilemez. 31 Mart yerel seçimi ekonominin acımasız boyunduruğunda ezilen halkımız için son şanstır. Ya ekonomik, sosyal özgürlüğü ve insanca yaşama hakkı için AKP’ye gereken dersi verecek ya da acılar içinde, itiraz etme hakkı olmadan yaşamını sürdürmeye devam edecektir. Açlık sınırında zorluklar içinde yaşayan mutsuz çoğunluğun insanlık onuruna ters düşen tek adam sistemini yenme gücü vardır ve halkımız 31 Mart’ta önüne konacak sandıklarda bu gücünü mutlaka kullanmalıdır. Kullanmazsa sonrasında hiçbir itiraz hakkı olamayacağını, ezilmeye devam edeceğini, çaresiz kalacağını mutlaka bilmelidir.

15. Dönem CHP İstanbul Milletvekili Dr. Engin Ünsal