Ülkelerin felaket günlerinde hem kendi içinde hem de uluslararası alanda dayanışma içinde olmalarının önemini hepimizi yasa boğan Kahramanmaraş depremi bir kez daha gösterdi. Yabancı ülkeler hiçbir ayrımcılık yapmadan, dost düşman demeden büyük bir içtenlikle yardımımıza koştular. İnsanlığın, kardeşliğin ve dostluğun erdemini gözler önüne serdiler. Can yoldaşı eğitimli köpekler arama kurtarma çalışmalarına katıldılar. Yerli yabancı ekiplerle insanlarımızın hayatını kurtardılar. Günlerce yardımseverliğin güzel örneklerini izledik. Ölenlerin acıları içimizi acıttı, kurtulanların sevinci bizi kucaklaştırdı. Bu iki duygu arasında gidip gelmekten hepimizin psikolojisi altüst oldu. 

Yaşam hakkımız ve can güvenliği yasalar ile hukuksal olarak güvence altına alınmış görünse de konu deprem olunca hepimiz daha duyarlı olmalıyız. Görünen o ki yapıların sağlamlığı konusunda önemli şeyler göz ardı edilmiş. 

Dileyelim bu deprem de dahil olmak üzere yaşadığımız depremlerin hepsinin kazandırdığı deneyimleri göz önünde bulundurarak bundan sonra daha dikkatli olalım, bilimsel olarak sağlamlığı kabul görecek yapılar inşa edelim ve gelen yardımları depremzedelere sağlıklı bir şekilde ulaştıralım. 

Depremin Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına denk gelmesi büyük bir talihsizlik. Enkazlar kalktığında 100 yıl önceki kuruluş yıllarımızdaki gibi varımızı yoğumuzu ortaya koyarak benzer olayları yaşamamak için var gücümüzle çalışmalıyız. 

Geleceğimizin en büyük güvencesi çağdaş eğitim alan çocuklarımızın bilgi donanımları olmalıdır. Güçlerimizi o yolda birleştirerek en kısa zamanda ülkemizin doğası ile uyumlu, nitelikli deprem binaları yapıp çocuklarımızı doğal afetlerden kurtarmanın yolunu bulmalıyız. Eğer yerleşim bölgelerini iyi seçer, yapıları teknolojik gelişmelerin ışığında sağlam inşa edersek kısa zamanda geleceğimizi daha sağlıklı şekilde kurgulayabiliriz.

BAŞKA YURDUMUZ YOK

Deprem benzeri doğal afetlerin ne yazık ki affı yok. Aniden kendimizi göçük altında bulabiliyoruz. Yerle bir olan bütün şehirleri, yaşama tutunmuş yerli halkı ile omuz omuza vererek aslına en uygun ve en sağlam şekilde yapılandırmak için elimizden gelen tüm gayreti göstermeliyiz. Bizlere emanet edilen bu topraklarda ne kaybedecek tek bir yurttaşımız ne de haritadan silinecek tek bir şehrimiz var. 

Yüz yıl önce büyüklerimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde medeniyetlerin beşiği yurdumuzun bu bölgesini büyük mücadeleler sonucunda kurtarmışlar. Geleceğini bize emanet etmişler, koruma kollama görevini bize vermişler. Başka yurdumuz yok. Gücümüzü birleştirirsek ülkemizin her köşesini en iyi şekilde korur, geliştirebilir ve geleceğini bu kez biz çocuklarımıza emanet edebiliriz. 

Kahramanmaraş depremi geleceğe ışık tutan acı bir ders niteliğinde. Huzur ve güven içerisinde yaşamak istiyorsak varımızı yoğumuzu ortaya koyup şartnamelere uygun binalar yaparak bu tip acılara geçit vermemeliyiz.

ERDEN BİLGEN

TROMPET SOLİSTİ