Dünyamız yüzyılın en sıcak günlerini yaşıyor. Küresel iklim krizi nedeniyle sıcaklıklar rekor üzerine rekor kırarken, Akdeniz havzası sayısız orman yangınını yaşarken, Kemer’de çıkan orman yangını 5. gününde ancak kontrol altına alınabilmişken, sanki yaşadığımız bu sıcaklıklar fosil yakıtlardan kaynaklı küresel ısınmanın sonucu değilmiş gibi, karbondioksit yutağı ormanlarımızda kömür madeni işletme izinleri veriliyor. Termik santrallar ile hava kirliliğine ve asit yağmurlarına davetiye çıkarılıyor. İklim zirvelerinde karbon azaltıcı için hedefler konulurken hiç tutulamayacak sözler verilmiş oluyor. 

Tüm dünyadan turistlerin görmek için geldiği Akdeniz’in incisi kıyılarımız; kızılçam ormanları, defne, sandal, keçiboynuzu gibi makiler ve dünyada sadece Rodos ve Kıbrıs adalarıyla birlikte yalnızca Güneybatı Anadolu’da yetişen sığla ağaçları ile kaplı. Kızılçam ormanları, yangına dayanıklılığı ve yangın sonrası yaşamasını gerçekleştirmesinin yanında karakulak kedisi gibi nadir türlerin de aralarında olduğu pek çok canlıya ev sahipliği yapıyor. Yöredeki köylülerin önemli bir geçim kaynağı olan çam balı, bu ağacın gövdesinden beslenen Basra böceğinin salgıladığı sıvıları toplayan arılar tarafından üretiliyor. Yine Yörüklerin kıl keçileri bu bölgede ormanın sağladığı zengin bitki örtüsü ile besleniyor. 

YIKIM DURSUN

Siz bu yazıyı okurken kesim motoru ile yüzyıllık çamlar, üzerlerinde kuş ve sincap yuvaları ile bir bir devriliyor ve üzerinde nice uygarlıkların yaşadığı tüm o bereketli topraklar devasa ölüm çukurları haline getirilmek üzere kazılmaya devam ediliyor. Oysa anayasamıza göre devletin görevi orman alanlarını korumaktır. Ayrıca herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu yüzden başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere tüm kurumları anayasanın gerekliliklerini yerine getirmeye, verilen iznin iptaline ve bu yıkımı durdurmaya çağırıyoruz.

DR. GÜLAY ERTÜRK

VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ GENEL BAŞKANI