Olaylar Ve Görüşler

Her “Başarılı”, “Değerli” Midir? - Mucize ÖZÜNAL

27 Mart 2021 Cumartesi

Yazanın; dünyanın halini göstermekteki amacı, daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna ilişkin inancıdır. Bunu yaratıcılığını, düş gücünü, duyularını, duygularını, bilgisini, değerlerini işe koşarak yapmaktadır. Temel sorun ve koşul, onun özgür olup olmamasındadır. Ne yazık ki bu alan artık iyiden iyiye daralmıştır.

Oysa sanatçı olup bitene kayıtsız, onay veren değil, karşı olandır. Yeni liberal düzende ise insan da sermayedir. Yeraltı kaynakları, yerüstü kaynakları ve insan kaynakları...

LİBERAL DÜZEN BİR KURGUDUR

Kişinin her eylemi, edimi bir tutum, her tutum politik bir tavırdır. Her politik tavır kendi diliyle, söylemiyle gelir. Düzenin kültürel ayağı da bunlarla inşa edilir. Yeni liberal düzen bir kurgudur. Bize seçeneksiz bir dünya dayatmak, buna boyun eğdirmek çabasındadır.

Eleştiri boynunda tasma ile gezdirilmek istendiği için yok olmuştur gündelik hayata kapı açan sayfalardan. Yayıncının kültürel, kurumsal niteliği kabul görmez. Kitap meta, yayınevi şirkettir. Yeni liberal kültürün işi; hakikati tersine çevirmek, gerçeği illüzyonla değiştirmektir.

Saldırısı insana, bilime ve sanatadır. Durum; düzenin çığırtkanlığını üstlenmiş, ideolojik zeminde kurumsallaşmış yapılarla örtüşmektedir.

YETERLİ Mİ?

Talimatlı yazarlar bu dünya halinde doğar. Talimatlı yazarların yazınında yazarın insan olarak toplumla ilişkisi kesilmektedir. Güncel yaşama iliştirilen Kendine iyi bak” mottosunun gizli gönderisi “Ötekini, insanları, toplumu boş ver” olmalıdır.

Konformizme gırtlağına kadar batmışlar, bedenlerine hapsedilmiş, ürkek, tedirgin ve korkaktırlar. İnsan doğasıyla çatışkının içinde nihilizme yahut fanatizme yuvarlanmaktır yazgıları.

Görme, gösterme, gölgele! Talimata uy, model ol, hit ol, kült ol. Ol ki yıldız olasın! Oysa o sahte uzamda nice kuyrukluyıldızlar kuyruklu yalan oldu gitti. Gerçekten ve gerçeklikten kopan, sanattan, yazından ve giderek yaşamdan kopmaz mı?

Bütün bunlara karşın bir yapıt; yazının kuramsallığında, dilde, kurguda, serimde, sonuçta ve sürükleyici anlatıda başarılı olamaz mı? Evet, olabilir. Ama her başarılı eser değerli midir? Buna evet demek o kadar kolay görünmüyor.

Satış şansına, okur üzerindeki etkisine göre yapıta değer yüklemek, moda akımlara göre değer biçmek, yapıtı değerlendirmek yani benzerleri arasındaki yerini belirlemek midir?

Öte yandan çağın değişen koşullarında, insanı yeni bir biçimde oraya koyan yapıtların yeniliği” başarısı, yapıtın kendi alanında özel yerini, değerini ortaya koymaya yeter mi?

ANLAMI ARAMAK

İonna Kuçuradi, Böyle bir yapıtın yaratılmasının insan için, dünyamız için anlamı nedir” diye soruyor bu noktada.

Bizce de anlamsız sanat, formdan ibaret olacaktır. Edebiyatın işi de bir anlam yaratmaktır. Dünyanın hali pürmelalinde gölgelenen, gözden kaçırılan, perdelenen, yok edilmek istenen anlamı yeniden yaratmak. Dil oyunlarıyla değil; söz güzellemesiyle, dil gücüyle, etik, estetik bilgiyle...

Hem başarılı hem de değerli yapıtlarla.

İnsana, topluma ve de umuda dair bir anlam…

Sanırım buna en çok "Bulanık Kafalarla” labirentte yitip gitmişlerin gereksinimi var.

MUCİZE ÖZÜNAL
YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları