Öner Yağcı

Eğitime, aydınlığa adanan bir yaşam

16 Temmuz 2022 Cumartesi

Siyasal iktidarın aydın düşmanı politikasından cesaret bulan bağnazlık büyüdükçe büyüyor.

Akıl yok edilirken beslenmiş, şımartılmış, kışkırtılmış cahilliğin saldırıları toplumsal şiddete dönüşüp aydın kırımına evriliyor. Bilgi, bilim, kültür, sanat, insan, yaşam düşmanlığı, hedef bellediklerine saldırıyor. Yalanlarla, şiddetle ve korkutarak topluma gözdağı veriliyor.

Çocukluktan beri arkadaşım, dostum, kardeşim, eğitimci Nazmi Arıkanın da canına kıydılar.

Şoförü Şerif Eker de onun gibi bıçaklanarak öldürüldü.

EĞİTİM YOLUYLA CANLANDIRMA

Nazmi Arıkan, yaşamını eğitime, bilgiye, bilime, sanata, aydınlığa adayan bir Cumhuriyet sevdalısıydı. Onun eğitimdeki imrenilesi ve örnek alınası başarılarının altında bu sevda yatıyordu.

Toplumun eğitimle canlandırılması yolundaki hayallerini gerçekleştirmek için adımlar ata ata yaşadı.

1953’te Yozgat-Sorgun’un Salur köyünde başlayıp 13 Temmuz günü Çanakkale-Gelibolu’nun Karainebeyli Köyü’ndeki çocukluğundan beri hayali olan çiftliğinde son verilen ömründe birçok insanın yaşamına dokundu.

Tanıştığımız günleri, temeli o zamanlar atılan dostluğumuzu düşündüm.

EĞİTİMDE ADIM ADIM

1968 Eylülü’nde Tokat İlköğretmen Okulu’na parasız yatılı olarak girdiğinde kara kavruk bir bozkır çocuğuydu. Ülkemizde 68 patlaması yaşanıyordu ve kendi çapımızda gerçekleştirdiğimiz öğrenme, eylem sürecindeki grubumuzun bir parçası olmuştu.

Derslerindeki başarısı ve okuma sevdasıyla dikkat çekiyordu. Okul yönetiminin engellemesiyle hak kazandığı halde Yüksek Öğretmen Okulu’na gönderilmemesi onu yıldırmadı.

Öğretmen okulunu bitirince yine buluştuk. Gazi Eğitim Enstitüsü Fizik-Kimya-Biyoloji Bölümü’nün sınavlarını kazandı ve parasız yatılı olarak okuyup mezun oldu.

1973’te Bolu İlköğretmen Okulu’na fizik öğretmeni olarak atandıysa da bir yıl öğretmenlikten sonra uzaklaştırıldı. Amcasının MEF Dershanesi’nde öğretmenliğe ve yöneticiliğe başladı ve İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği’ni bitirdi.

EĞİTİMİN KATTIĞI İNSANİ GÜZELLİK

1986’da yeniden buluştuk İstanbul’da.

1996’da Beşiktaş’taki Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi’ni devraldı.

Eğitim ciddi kurumların işidir sözünü hayata geçirerek başarılar kazandı. 2000’de yayın redaktörü olarak orada işe başladım. Dershanesi yıllar içindeki başarısıyla 100’den fazla şube açtı.

Öğrencilerinin ders başarıları yanında onların çağdaş ve bilimsel bakışa sahip insanlar olmasına katkıda bulunmaya çalıştı. Eğitimciliğin yaşamına onurlu ve insani bir güzellik kattığını söylerdi hep.

2011’den sonra özel öğretim kursları, temel liseler ve okulları içeren Fen Bilimleri Eğitim Kurumları’nı kurdu.

Ülkemizin çeşitli yerlerinde yüzlerce konferans verdi.

Birlikte eğitimle ilgili birçok panele, sempozyuma katıldık.

AYDINLIĞA KATKI

10 yıl boyunca sürdürdüğümüz Nesin Vakfı çocuklarına ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Anadolu’da bir kızım var öğretmen olacak kampanyasına destek yemeklerinde, Cumhuriyet gazetesine destekte hep önde idi. Başı sıkışan dostlarının yanında olmak onu mutlu ederdi.

Eğitimcilerle, sanatçılarla, bilim insanlarıyla donatılmış bir dostluk çemberi içinde yaşardı.

Orhan Karaveli, Adnan Binyazar, Alev Coşkun, Ahmet Doğan, İbrahim Can Demircioğlu, Metin Bektaş ve daha birkaç arkadaşın katıldığı aylık yemekleri yıllarca sürdürdük.

Tokat, Gazi, İTÜ mezunlarıyla buluşurdu sürekli.

2013’te İstanbul’dan ayrılırken binlerce kitap ve dergimi onun Kartal’daki okuluna kütüphane açılması için bağışlamıştım.

*

Yaşamı kesişen, yaşamına dokunduğu binlerce insan gibi ben de onu çok özleyeceğim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları