Öner Yağcı

‘Patron sizsiniz’

13 Mayıs 2023 Cumartesi

Yurttaşına güvende olduğu duygusunu vermeyi amaçlayan demokrasimiz toplumsal, tarihsel, kültürel gelişmemizin doğal sonucudur.

Demokrasi, çağdaşlaştırılmak istenen toplumdaki çağdışı kalıntıların direnişinin kırılmasıyla amacına ulaşır.

Amaç, “Yok edin insanın insana kulluğunu” çağrısını toplumsal bir değere, yaşam biçimine dönüştürmektir.

DEĞERİN NASIL KAZANILDIĞI BİLİNCİ

... Uçurumun kenarında yıkık bir ülke, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar, yıllarca süren savaş. Bunlardan sonra içeride ve dışarıda saygı duyulan bir vatan, yeni bir toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için sürekli devrimler. İşte Türk Devrimi’nin kısa ifadesi... Devrimler yalnızca başlar, bitişi diye bir şey yoktur...” diyen Atatürkün Nutuku (Söylev) başta olmak üzere, Bir değerin nasıl kazanıldığını bilmeyenin onu koruyamayacağı bilincini dünden bugüne taşıyan başucu yapıtlarımız var.

Bu bilinç, Samsun’dan, Amasya Genelgesi’nden başlayıp Cumhuriyetle doruğuna çıkan bir savaşımın bugününe kadarki birikimidir.

Şevket Süreyya Aydemirin Tek Adam, Sabahattin Selekin Anadolu İhtilâli, Mahmut Esat Bozkurtun Atatürk İhtilali, Lord Kinrossun Atatürk: Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Doğan Avcıoğlunun Milli Kurtuluş Tarihi, Hasan İzzettin Dinamonun Kutsal İsyanı, Şerafettin Turanın Türk Devrim Tarihi, Sina Akşinin İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadelesi, Turgut Özakmanın Şu Çılgın Türkleri, Alev Coşkunun Kuvayı Milliye’nin Kuruluşu, Metin Aydoğanın Ülkeye Adanmış Bir Yaşam: Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı, Sinan Meydan’ın Yüzyılın Kitabı Yüzyılın Lideri...

BUGÜN: ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ

Adana’nın yolları taştan, Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar olsun, Çamlıkın başında dumanlar tütsün, Tokat yolları taşlı, Erzurum dağları kar ile boran olsun.

Vursunlar Çanakkale içinde, Konyalı’m yürü Ordu’nun derelerinde, Sivas’ın yollarında, şen olası Ürgüp’te, eşi bulunmaz Malatya’da.

Tatlı dilli, güler yüzlü ülkemizin çocukları için kalksın göç eylesin Avşar elleri, Çökertme’den çıkalım, pencereden kar gelsin, allı turnam bizim ele varınca, kırmızı gül demet demet olsun, yiğit muhtaç olmasın kuru soğana, yeşil ördek gibi dalalım göllere.

Hep türküler söyleyelim: Zahidem, etek sarı, kaşlar kara, zülüf dökülmüş yüze, Ağasar’ın balını da gel salını salını...

HAYDİ!

Bugünü yıllar önce tanımlamış Nâzım Hikmet:

Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,/ dalga dalga aydınlık oldular,/ yürüdüler karanlığın üstüne./ Meydanları zaptettiler yine. (...) Daha gün o gün değil,/ derlenip dürülmesin bayraklar./ Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır./ Safları sıklaştırın çocuklar,/ bu kavga faşizme karşı,/ bu kavga hürriyet kavgasıdır.”

Selçuk Tepelinin usanmadan söylediği, çok hoşuma giden bir sözü var: “Patron sizsiniz.”

Kendim ettim kendim buldum demeyelim, geleceğimizi bir başka bahara bırakmayalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Edebiyatın görevi 25 Mayıs 2024
Denizlerin rüzgârı 11 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları